Yumurtanın Sarısı- 1
    Okulların açılması ile birlikte yeniden okul telaşesi başladı.Beraberinde boğuşacağımız ve üstesinden geldiğimiz ölçüde mutlu yaşayacağımız, daha doğrusunu söylemek gerekirse müreffeh aydın bir ülke olma yolunda,kendi ayakları üzerinde durabilme yetisini ve kabiliyetini bu sorunları çözebildikçe kazandığımız uğraşlar....Dolaysı ile bunlar birer problem olamayıp demiri çeliğe dönüştüren çekiç darbeleri ve su  gibi bizi kalıba sokan asli unsurlardır.
    Eğitime başlar başlamaz binlerce kez tekrarlanan ve birbirine yakın binlerce kez cevabı verilen şu soru sorulmaya başlanacak.”Hocam geçen yıl kaç kişi sınav kazandı”
    “Gümüşhane Türkiye sıralamasında  kaçıncı sırada?” Okulunuzun başarısı nasıl?
    Bizler eğitimci yada eğitim yöneticisi olarak bu soruları cevaplamaktan yada kişilerin soru sormasından herhangi bir rahatsızlık duymuyoruz bilakis memnun oluyoruz zira bu sorular denetim mekanizmasının işlediğini ve birilerinin bizi gözetlediğini hatıra getirdiğinden kendimizi daha fazla işe verip daha dikkatli çalışıyoruz. Ancak kişilerin bu soruyu defalarca sorup aynı cevabı almalarına rağmen , soruda ısrar etmelerini anlayamamaktayız. Neden sorunun soruş şekli dahi değişmeden aynı formatta sorulur, Acaba  “bak başarısızsınız bunu tekrar tekrar söylüyoruz’mu demek istiyorlar diye endişe ediyoruz.
     TÜRKİYE sıralamamız nedir? açıklayalım;
    -Türkiye’nin herhangi bir iline gidin orada herhangi bir ilk öğretim yada lisede bulunun, orda ki öğretmenlerin çalışma gayretini izleyin, Gümüşhane deki tanıdığınız emsali Öğretmenin gayreti ile değerlendirin. İddi ediyorum ilk 10. sıradadır.
   -Türkiye’nin herhangi bir ilinde herhangi bir ilkokul sınıfına girin. Öğrenci sayısına ve sınıfın düzenine bakın. İddia ediyoruz ilk 10. sıradayız. Hani hep akla gelir acaba yumurta sarısının odun külü ile karışımından oluşan boya ile hala  sınıf tahtaları boyanıyor mu ? ...!Değil efendim tüm ülkemizde olduğu gibi ilimizin eğitim imkanları oldukça iyi ve son derece eğitime elverişli.
   -Türkiye’de  herhangi bir il de bir öğretmenden öğrenci ile ilgili bir fedakarlıkta bulunmasını isteyin (Örnek. “Çocuğum çok narin büyüdü  acaba biraz ilgi gösterebilir misiniz deyin” gelin bizim öğretmenimizden de aynı şeyi isteyin .iddia ediyoruz.ilk 3 sıradayız.
    - Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir veliye sorun ki çocuğunuzu okula gönderirken korkuyor musunuz ? Kötü alışkanlık edinir çete veya başka kötü alışkanlığı olan kişiler tarafından rahatsız edilir diye .Bizim velimize de  aynısını  sorun .İddia ediyoruz güvenirlilik de de ilk 10. sıradayız.
    -Türkiye’nin herhangi bir ilinde O ilin Milli eğitim müdürü ile görüşmek istediğinizi bildirin. Ve randevu talep edin sizinle görüşüp derdinizi dinleyip dinlemediğine bakın bizim il dede aynısını yapın bakın kaçıncı sıradayız.
     Biz bunları iliyoruz hocam . madem öyle neden sınav kazanmada ilk 10. sırada değiliz? diyeceksiniz..
     Gelelim işin “madem”ine
     1.Eğitimde yarış çok hızlı bir tempo kazandı dolaysı ile işin içine para girdi. Özel okullar özel hocalar özel dershaneler ile birlikte diğer okullar aynı yarıştalar bunu herkes biliyor.Antalya’nın Serik ilçesinde öğrencinin Özel hocadan aldığı ders saati kaç liradır dersiniz 50 ytl yazayım inanasınız yani 50 milyon tl ( bu rakam en düşük rakam).Bu ilçede ki dershane sayısı 7 .Kısaca ve hülasa işin özü ve özeti: Antalya’nın ÖSS sıralamasında ilk  10 a girmesi okullardaki öğretmenlerden ziyade ekonomik imkanlarla daha çok alakalı bir durum .O ilimizde canla başla çalışan saygıdeğer meslektaşlarımızın emeğini görmezlikten gelmek gibi bir niyet içerisinde değiliz.Türkiye’nin gerçeğini anlatırken bir örnek sadece......
     2.Üniversite sınavına geçen yıl 1.700.000.kişi girdi bunların 169. bin tanesi 4 yıllık fakülteye 230.000.i  ise 2 yıllık fakülte ve açık öğretim Fakültesine girdi. Yani çocuğunuzun başarısı ne olursa olsun bir dört yıllık fakülteye girme şansı %10. Sizce bizim % 10’a girmemizin ekonomik olarak şansı nedir? Efendim duyamadım.... sesli söyleyin.
     3.Artık lise bitiren öğrenciler 1955 ve 1975   yılları arasında olduğu gibi bir işe giremiyorlar.Üniversite mezunları bile boşta gezerken bizim lise mezunlarının iş sahibi olması nı 1965 yılları ile kıyaslamayın.O zamanın orta okul mezunları o günün şartlarında en eğitimli insanları kabul ediliyordu.
     4.Eski yıllarda Köy ilk okulları sınavlarda il birincisi çıkarırdı. Şimdi ilk 100. sıraya giren öğrenci sayısı çok nadir. Bunu köydeki öğretmenlerin başarısı ile ölçemeyeceğiniz gibi Gümüşhane ile Kayseri yi başarılı olmada kıyaslayamazsınız. Kıyaslarsanız suçmu olur?.Olmaz bilakis bir görevi yerine getirmiş olursunuz. Ülkemizdeki gelir dağılımı arasına uçurumlar açan adem oğullarını uyarmış oluruz.
     Peki bu şartlarda bundan daha iyisi yapılamaz mı?Elbette yapılabilir ama yapılabilir olması şu anda az çalıştığımız anlamına gelmez  .Çünkü bir aşamayı gerçekleştiremeden daha sonrakine geçemezsiniz.
    Bulunduğumuz yerden daha iyisi olmak  ve    Yumurta  Sarısı ile horasan harcı yapıp Selimiye camileri ,Süleymaniyeler inşa etmek dileği ile...