Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
15 Aralık 2010 tarihli Kuşakkaya Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Gümüşhanespor, her yıl olduğu gibi bu sezona da başlarken hedefini şampiyonluk olarak belirledi.
Yine her sezon olduğu gibi bu sezonda, çok iyi bir başlangıç yaptı ama yine geçtiğimiz sezonlarda olduğu gibi haftalar ilerledikçe puan kaybı yaşayarak zirveden uzaklaşmaya başladı. Bu tehlikeli düşüşe biran evvel çözüm bulunmalı.
Büyük takımların krizden çıkışları hep büyük maçlarla olur. Perşembe günü konuk edeceğimiz Afyonkarahisarspor maçı da bizim için büyük bir maç. Gümüşhane’ye liderlik koltuğunda gelecek olan Afyonkarahisarspor’u mağlup etmek hem zirveden kopmamak adına, hem de, moral motivasyon adına çok önemli bir karşılaşma.
Belki temsilcimiz bir kriz ortamında değil ama bu karşılaşmada yaşanacak puan kaybı bizi krize sürükler ki, bizim takımın ne içinde nede dışında kriz yönetecek lider görünmüyor. Geçtiğimiz sezonlarda bunun sıkıntısını fazlaca yaşadığımız için hedeflerimize ulaşamadık. Eğer kriz yönetecek liderlere sahip olsaydık, bu imkanlarla çoktan üst liglerde olurduk.
Temsilcimizin görünürdeki en büyük sıkıntısı gol kısırlığı. Evet gol atamıyoruz ama bunu sızlanarak çözemeyiz. Transfer sezonu açılana kadar bunu kendi içimizde çoktan çözmeliydik. Koskoca Guss Hiddink Milli takım içerisinde, kamuoyunda gülünç duruma düşmeyi göze alarak arayış içinde oluyorsa, biz bunu hayda hayda yapabiliriz. Hatta teknik kadromuz, gencecik bir çocuğu hiç oynamadığı mevkide denerken, forvet için neden alternatif aramadı. Ayrıca sezon başında sürekli ilk onbirde kendine yer bulan bazı oyuncular, düşüş yaşadıktan sonra bir daha forma yüzü göremezken, forvette hiçbir katkı sağlamayan oyuncularda bu kadar ısrar edilmesinin anlamı ne? Bunun tek bir anlamı var, teknik kadro ilk onbirde düşündüğü isimlerden başkasını önemsemiyor.
Bu önemsememezliğin en güzel örneğini Darıca Gençlerbirliği müsabakasında gördük. Kendi evinde mutlak kazanman gerek bir karşılaşmada, kulübeden hiçbir oyuncuna güvenip hamle yapmıyorsun. Hâlbuki bir hocanın en önemli kalesi yedek kulübesidir. Ne oldu? Furkan cezalı. Kime mecbur kaldın? Önemsemediğin kulübene. Bu ayrıntıları atladığınız zaman, kriz yöneten değil, kriz çıkaran olarak anılırsınız.
Sayın Batur, her oyuncu topluluğunun önce kendini düşündüğünü bizlerden iyi bilir. Sadece bizim takıma has bir durum değildir. Her takımı oluşturan oyuncu topluluğu kulübü kendi rahat edeceği konuma getirme uğraşındadır. Çünkü oyuncu bilir ki, her, şartta ben paramı alıyorum ve çok kritik durumda nasılsa ilk gidecek hoca olur. Futbolcuyu görmezden gelirseniz, bu yapılanmayı daha hızlı yapar. Bu yüzden gerektiğinde otoriter gerektiğinde babacan olmak lazım ve her futbolcudan mümkün olduğu kadar saha içinde yararlanmak lazım. Unutmamalı ki, başarısızlıkta 5-10 futbolcuyu göndermeden daha kolayı hocayı göndermektir.
Tabi bu sorunlar sadece teknik kadroyla alakalı sorunlar değil. Yönetim kurulunun da en az teknik kadro kadar payı var. Kim ne derse desin, İstanbul kanadındaki yöneticiler, yanlış yönlendiriliyor ve gözleri boyanıyor. İstanbul biran önce komutayı ele almazsa üzülerek söylemeliyim ki, yine birçok fedakarlığa yazık olacak. Çünkü Gümüşhane’de her şeyin tozpembe olmadığını Gümüşhane’de yaşayan herkes iyi biliyor. Gümüşhane kanadındaki yönetim kurulu tamamen parçalara ayrılmış. Buradaki birçok isimi listeden silmeyin yeter. Onlar için takımın durumu ne olur diye bir endişe yok. Takım için mücadele yerine, kendi konumunu korumak için ne yapabilirim hesabını yapanların sayısı bilinenden daha fazla. Bu yüzden Sayın Başkan Kurban Karagöz, sıkıntılar nasırlaşmadan neşteri vurması gerekiyor. Ancak bunu yaparken, yöneticiler haricinde de birilerine kulak kabartması lazım. Çünkü hepsi değil ama buradaki yöneticilerin çoğunluğu kendisini yanlış bilgilendiriyor. Daha da ileri gidersek, birçoğu bukalemun gibi renk değişiyor.
Sayın başkan burada herkes birilerini kafalamış, avucunun içine almış, devran bu devran deyip gidiyor. Sen buraya gelince herkes sorumluluk sahibiymiş gibi ele ayağa düşüyor. Bunların hepsi yalan. Geçmişte acısını yaşadığımız, tarihlerin tekerrür etmemesi için bu yalanlara ve ikiyüzlülüklere dur demelisin. Biliyoruz ki, bu takım puan kaybedince en çok sen üzülüyorsun.
Çok fazla uzağa gitmemize gerek yok. Torul Gençlerbirliği voleybol takımımız bizlere en güzel örnek. Nasıl birlik ve beraberlik içerisinde, kısıtlı imkanlarla inanılmazı başarıyor, en son yine sizin ikamet ettiğiniz İstanbul’da ligin namağlup liderini devirerek gösterdi. Bu başarının arkasında; doğru planlama, birlik beraberlik ve ilk beş haftada alınan mağlubiyetlerin ardından oluşan krizi yöneten liderlerin var oluşu var.
Sezon başında takımın başına getirilen menajerin yetkisi ne kadar? Hocadan üst mü, yoksa yönetim kurulunun değil de, hocanın himayesinde çalışan birimi? Ya da yönetim kurulu üyeleri başkan gibi patron, hoca da işçisi mi, yoksa birçoğu hocaya bağlı bireyler mi? Sayın başkan bunlar bile Gümüşhane kamuoyunda henüz cevap bulmuş sorular değil. Yol yakınken bunları yazmak ve sizleri bilgilendirmek bizim görevimiz. Yarın çok geç olunca kahve köşelerinde yada parklarda vahlanmanın bir faydası olmadığını Gümüşhane olarak biz çok yaşadık.
TARİH TEKERRÜR ETMESİN
