Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
15 Aralık 2010 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Ey vah…! Çocukluğumun en ışıltılı, en kıymetli sarı elmasının hazin hazin elden ele savrulmasını görmek ne hüzünlü. Onu ilk keşfettiğim yaşı hatırlayamasam da, onunla geçen uzun çocukluk ve gençlik yıllarımı en ince detaylarıyla bilirim.
Köyde çocuklar için paraya çevrilebilen tek alışveriş aracı idi. Bazen annemin izniyle bazen ondan habersiz kümesten arakladığım sarı elmasımı elimde sımsıkı tutar,bir yandan kimseye göstermemenin ihtiyadı, bir yandan kırarım korkusu ile köy bakkalının yolunu hızlı adımlarla yürürken, birazdan kavuşacağım içinde gökkuşağı renklerinin kıvrımlı ışık oyunlarını içinde barındıran camdan bir saray gibi gözümde canlanan miskete kavuşacağımın heyecanından gözüm hiçbir şeyi görmezdi. Bir misket, birkaç bisküvi çocukluğumun lüksüydü. Onlara sahip olmamın yegane aracıydı sarı elmas.
Folluklarda biriken üç beş sarı elamsı alıp eve getirmek de eve taşınan bir hazinenin verdiği güveni verirdi. Hele hele bir önceki günün hâsılatından bir fazlasını keşfedip evi müjdelemek çocuk ruhumun engin coşkusuydu. Pazara satılmak üzere küçük sepetlere dizilen sarı elmasların kırılmaması için sıralarının arasına saman konulması,onun pırıltısını artırır, samanları kaldırınca önce oval kısımlarının yüzeyde gözükmesi sonrasında samanların arasından birer hazine gibi çıkarılmaları yüreğimde gayzer etkisi yapardı..
Hangi kıymet bilmezlerin eline düştünde, zamanda savruldun böyle. Bumerang gibi döne döne gelip kirletmek istediğin hocanın kaftanından geriye fırlayıp seni elinden çıkaranların vicdanlarına geri dönmeyi başarabilecek misin?.Piri pak eyleyebilecek misin oraları. Adını söylemeye çekinir olmamdaki nedenler,şanını yücelttiğim yıllardan çok mu farklı? Şair: “Kucağında yittin mesafelerin/Seni hoyrat ele taşıdı zaman” mısralarını senin için mi söyledi ? Nasıl silik oldun bu kadar,parıltın yosun mu tuttu yüreklerde.. Erimiş altın madeni gibi gülümsediğin kahvaltı sofralarından, seni fırlatmak için sımsıkı tutan ellere nasıl düştün.
Zaman düşürdü seni bu hale..Dağları, taşları, yıldızları,sarayları, kralları,kulları eskiten zaman senide eskitti. Gönüllerdeki elmas rengin elbiselerin üzerinde kir olsun diye fırlattılar seni. Altın sarısı rengin karaya çaldı. Karşı koyamadın ne zamana nede düşünceleri dizginleyebildin. Fırlattılar işte, bir paçavra gibi düştün yüksek kalelerden.
Sarı elmasım, ya çocukluğumu geri ver,yada çocukluğuma geri dön. Kıymet ol yeniden. Kabul gör her köy konağında, saraylarda adın anılsın, adın söylensin gururla her zaman. Gençlerin eline büyüklerin şiirlerine yakışmıyorsun,Çocukların ellerine dön. Seni gururla taşısınlar ceplerinde. Kırılıp üstlerine bulaşırsın diye korkmaz çocuklar,Bir an önce fırlatalım da elimizi üstümüzü kirletmesin diye korkmaz çocuklar.İpek ihtimamı gösterirler gövdene,el üstünde taşırlar,baş tacı ederler çocuklar. Bak yine adını söyleyemedim. Çünkü büyüklerin binlerce cümlesinin arasında kadirşinas bir yer tutamadın, tutunamadın! Çocukluğuma geri dön ki manilerde yer alasın,yarışlarda kaşık üstünde taşınasın,pikniklerin vazgeçilmezi olasın.