Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Yusuf SADIK->YÖNETİŞİM VE STK'LAR ÜZERİNE [ Arama ]

YÖNETİŞİM VE STK'LAR ÜZERİNE
Başlık YÖNETİŞİM VE STK'LAR ÜZERİNE
Açıklama 22 Aralık 2010 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
          Yönetişim; kimilerine göre yeni kimilerimize göre de önceden bilindiği ancak her halükarda çoğumuz için henüz yeni bir kavram. Bu saptamayı yaptıktan sonra, neden? “YÖNETİŞİM”  dediğimizi siz değerli okurlarımızla paylaşalım istedik.

           Aşağıdaki doruklarda değineceğimiz, yönet-im ve yönet-işim. Her iki sözcükte de “YÖNET” kökleri ortak. O halde “YÖNETİM” dururken “YÖNETİŞİMDE” nerden çıktı?

     Yönetişim, yönetimin tekili mi çoğulumu diye kendi kendimize ve bana da sorabilirsiniz? Ancak ikisi arasında çok yakın bir bağ olduğu kesin.

     Sorumuzun cevabını ünlü düşünür SOKRATES'İN; “…ben yeni şeyler öğrendikçe, hiçbir şeyi bilmediğimi ancak o zaman anlıyorum”  şeklindeki özlü sözünü hatırlayarak bulmaya çalışalım birazda irdeleyelim.

     Yeni şeyler öğrenmek için ya okuyacaksın ya da bilge kişileri dinleyeceksin. Önceki Valilerimizden Sayın H.Basri GÜZELOĞLU yaptığı toplantılarda çoğunluğun bilmediği “SİNERJİ” sözcüğü ile bizi tanıştırmıştır ve başarıya ulaşmanın ön koşulunun birleştirilecek güçlerle (sinerji) ancak mümkün olacağına vurgu yaparak sözlerini tamamlıyordu. Yani “İş birliği sonucu ortaya çıkan artı verim” e dikkatleri çekiyordu. Sayın GÜZELOĞLU sayesinde öğrendiğimiz bu sözcük (SİNERJİ) hoşumuza gitmiş olmalı ki bizde sık sık kullanmaya başladık.

     Yenilikçi olarak bildiğimiz şimdiki Valimiz Sayın Enver SALİHOĞLU'nun bir beyanatında geçen; “YÖNETİŞİM” sözcüğü de tıpkı  “sinerji” sözcüğü gibi bizim lugatımıza yeni girdiği için neden yönetim değil de yönetişim deniyor diye yaptığım inceleme ve araştırmalara göre ulaştığım sonuçlar gerçekten hepimizi ilgilendiren ve mutlu edecek sonuçlar oldu. İşte özeti:

     Yönetişim; demokrasi ile yönetilen toplumların özlemini duyduğu bir yönetim şekli. Çoğulculuğu ve katılımcılığı öngörüyor yönetişim. Resmi ve Özel kuruluşlarda idari, ekonomik ve politik otoritenin kullanımının adı. Kısaca; YÖNETİŞİM = ORTAK YÖNETİM'de diyebilirsiniz.

     Birleşmiş  Milletler siyasi belgesinde ise “Yönetişim” kavramı,  “bir ülkenin her düzeyindeki işlerinin yönetiminde iktisadi siyasi ve idari otoritenin kullanımı” şeklinde tanımlanmaktadır.

           Bunun anlamı; “yönetim süreci”  yerini Yönetişim sürecine bırakıyor demektir ki? Bekleyip hep birlikte göreceğiz.

           Sayın valimizin yönetişimin sivil toplum kuruluşları  ile ilgili değerlendirmesine tekrar dönecek olursak; (STK) sivil toplum kuruluşlarının yeterince gelişme gösteremediği ve yönetişim ile işbirliği içerisinde olması gerektiği savına katılmamak mümkün değil. İlimizin geleceği ile ilgili yapılan bir toplantıya davet edilmiş olmalarına rağmen çoğunluğunun katılma nezaketi göstermediği STK'lar hakkında yapılan bu değerlendirmelere kanımca itirazları olamaz. Ancak gelişememenin asıl sebebinin bu ilgisizlikle sınırlı kaldığını söylemek de haksızlık olur diye düşünmekteyim. Diğer sebeplerle birlikte yönetimden kaynaklanan sebeplerde vardır. Herkesin malumu olduğu üzere, muhtıra ve darbelerle gelen STK'lara karşı olan kuşkucu ve baskıcı bakış. Öyle ki sivil toplum kuruluşları potansiyel suçlu olarak görülüyordu. Dolayısıyla örgüt kelimesinin bile tabu haline geldiği bir toplum halkının sivil toplum hareketi içinde yer alması nasıl beklene bilinir ki?

     12 Eylül 1980'de bendeniz GÜMÜŞHANE GENÇLİK TİYATRO DERNEĞİ, GÜMÜŞ KAYAK İKTİSAT KULÜBÜ başkanı ve GÜMÜŞHANELİLER DAYANIŞMA DERNEĞİ üyesiydim. Öğretmenler günü nedeni ile sahnelemek istediğimiz “SEVGİ ÇİÇEKLERİ”,(Adana  sıkıyönetim bölgesinde okullar yarışmasında birincilik alan eser.) adlı tiyatro eserinde FAKİR  ZENGİN sözcükleri geçtiği için sıkıyönetim tali bölge komutanlığınca oynanmasına izin verilmedi. Demokrat ve Devlet yanlısı birisi bilinmiş olmama rağmen bu işten sorumlu olduğum için bizde sakıncalı piyade sınıfına dahil olduk.

     Takip eden yıllarda bir üst görev için bu üyelikler güvenlik soruşturmasında karşımıza çıkarak adımızın örgüt mensubu olmasına sebep olmuştur ki fevkalade üzücü olmuştur.

           Sayın Valim siz siz olunda şimdi bizi kınayın. Bendeniz ve benim gibi olanlar bir daha nasıl olurda bir sivil toplum kuruluşuna üye olabilir. Ve o sivil toplumun güçlü kılınması  için çalışabilir. Ama serde mertlik varya! Yinede Gümüşhane Gazeteciler Derneği üyesi ve ikinci Başkanı ve Gümüşhane Üniversitesi Yaptırma, Yaşatma Derneği üyesi olarak fahri hizmete sessiz sedasız devam etmekteyiz.

     Oysaki STK'lar siyasi partiler gibi demokratik sistemin vazgeçilmez unsurlarıdır. Basından sonra beşinci kuvvet olduğu doğrudur. El ele vererek Yönetişime katılmaları arzu edilen bir durumdur.

           Sivil toplum bilinci gelişmediği için STK'larda gelişemiyor söyleminin doğruluk derecesi biraz da katılımla ilgili. 70 milyonluk nüfusumuzun kaçta kaçı, STK'larda görev alıyor. En büyük sendika Kamu-Sen olduğunu var sayalım, toplam üye sayısı 400000'i geçmez. ABD'de bir kuş derneğinin yılda 25 $ ödeyen en az 1,500,000 üyesi var. Uygar ülkelere göre Türkiye'nin durumu ne ise Türkiye'ye göre de Gümüşhane’de ki STK'ların durumu odur.  Oran değişmiyor. Gümüşhane’de durum bu da diğer illerde nasıl bize yakın Trabzon hariç al birini çal diğerine.

     Netice itibari ile Yönetişim dedik STK dedik yeni kavramları bize öğreten Valilerimizi yad ettik. Peki diğer Valilerimiz alınmaz mı? alınmamaları için onları da kısaca yad edelim. Valimiz Sayın Salihoğlun dan başlayarak geriye doğru bir ufuk turu yaptığımızda şunları görüyoruz:

           Valimiz Sayın Enver SALİHOĞLU'ndan şikâyetimiz yok. Kendisini sever ve sayarız. Kültüre ve eğitime önem verdiğini biliyoruz. Bizi yönetişim gibi yeni bir kavramla buluşturdu. Haydi kızlar okula kampanyası ile önemli bir başarıya imza attı. Halk günü toplantısı ile inandırıcı bir hizmete öncülük etti. Bu hizmetlere kısa ziyaretlerini, Süleymaniye ve demir yolu gerçeği ile İldeki ikili öğretime son vermeyi eklerse başa güreşen Valilerden birisi olur.

           Sayın Veysel DALMAZ namı diğer Veysel baba. Gümüş işlemeciliği ve Seramik sanatını ön plana çıkardı  istihdam yarattı kendisine minnettarız.

           Sayın H.Basri GÜZELOĞLU “SİNERJİ”yi bize öğretti. Kaldığı 2 yıllık süreçte Gümüşhane'de turizmi keşfetti. Süleymaniye gerçeğini, Gümüşhane Konaklarını  yaşatmayı bize öğretti. Teşekkürler Sayın GÜZELOĞLU

     Sayın Gazi ŞİMŞEK küçük bir yapıya “Gazi Şimşek Çiftçi Evi” adını vererek adını unutulmayanlar listesine kaydetmek istediyse de ne yazık ki tutmadı.  

     Sayın Mustafa ÇETİN (Uşak Milletvekili) Türkiye de özelleştirmeyi ilk kez gerçekleştiren kültürlü bir vali olarak hatıralarda iz bıraktı. GÜDESAN ve GÜMÜŞSU gibi her yıl zarar eden kuruluşları özel idarenin sırtından atarak Gümüşhane'de iz bırakanlar listesine adını yazdırdı. İş uzağa gider buna gerekte yok.

           Çok geriye giderek 1956 yılında görev yapan Sn. Alaattin SARIALİOĞLU'na kadar inebiliriz ki iş uzar gider. Buna gerek de yok. Sözü bura da keserek, resmi olsun özel olsun STK olsun herkes için geçerli olan hizmete yönelik özlü bir sözle yazımı bitirmek istiyorum.

           “KİŞİ ODUR Kİ GİTTİĞİ YERDE YAPA BİR ESER. ESERİ OLMAYANIN YERİNDE YELLER ESER”.
Oyu Puanı: 31 - Ortalama: 4.2

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 11 (0 Kayıtlı Üye 11 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.84816 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu