Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Bir yılı daha miladi takvim olarak geride bıraktık. Hepimizin ömür güneşi batışa doğru biraz daha yaklaştı. Geçen hafta 2010 yılının şöyle bir panoramasını çıkarmıştık. Neler olmuş neler… Geçen yıl kimler vardı aramızda ve bu yıl kimler yok… Teknoloji her geçen gün biraz daha gelişmekte ve ne yazık ki bizleri biraz daha doğal halimizden uzaklaştırmakta…
Umarız ki 2011 yılında kafamız dank ederde bu hengâme içerisinde şöyle bir kendimize geliriz. Uzun zamandır ertelediğimiz dost ve büyüklerimizi sık sık arar halini hatırını sorarız. Hal öyle olmuş ki sadece işimiz düştüğünde cep telefonumuzun bir köşesine kaydettiğimiz arkadaşımızı, dostlarımızı arar hale gelmişiz. Hele birde işimiz düşmese ne arayacağız ne soracağız vay bize ki vay… Önümüzde malum haziran ayında kısmet olursa yapılacak bir seçim var. Artık bu ülkede bir ay içerisinde istifalardan sonra siyasetten daha çok konuşulan bir konu olmaz. Kahvelerde kazanlar yerine siyaset fıkırdar artık. Onun içindir ki bu hafta kaybolmaya yüz tutmuş adetlerimizi ayakta tutmak, yaşatmak babında şöyle bir bam teline dokunacağız. Bakın bir yıl daha geride kaldı koşuşturma içerisinde. Gün geçtikçe bir yandan daha da sosyalleşelim derken diğer yanda neleri ihmal ediyoruz. O toplantı bu toplantı, o iş bu iş derken neleri atlıyoruz ve de neleri unutuyoruz. Bir yıl sonra aramızdan ayrılınca keşke geçen yıl şunu şunu yapsaydım diyoruz. İçimize bir vicdan sızısı düşüyor. Ya geçen yıl ben o zaman nerdeydim de gidemedim diyoruz. Hele birde çok önemli olmayan bir sebepten dolayı gidememişsek vicdanımız biraz daha sızlar… Düğünler,cenazeler,bayramlar da beraber olmanın birlik olmanın bir esprisi de bu olsa gerek. Tarihin o önemli anında canlı şahitlik etme ve beraber olduğunu hissetme duygusu.
Hani yeni yılda hep dileklerimiz olur sağlık, mutluluk ve başarı diye. Sahi başarı nedir? Çok para kazanmak mı? İşinde terfi etmek mi? Ev mi arabamı? Nedir başarı? Kendi cephenizde mutluysanız aslında başarılısınız demektir tabi bu başarı sizin ne ile mutlu olduğunuza bağlı. Herkesin başarısı kendi mutluluğuna bağlı ya da mutluluğunuz kendi başarınızda saklı. Her insan farklı olduğu için kendi çapınca bir başarı ifade edecektir. Fakat birde bizim toplumsal başarı kıstaslarımız var. Siz bu ölçüleri sağlamıyorsanız başarılı değilsinizdir aslında. Bu hafta neden böyle bir melankolik hava içerisine girdik diye düşünebilirsiniz. Artık insanlar öyle bir hal içerisine girmiş ki eskinin doğal saflığını ve sadeliğini özler olmuş. Dostluk-arkadaşlık, birlik beraberlik adı altındaki işler kaz-tavuk meselesine dönmüş. İnsanlar bir birine sırf çıkar ilişkisinden dolayı yanaşır olmuş. Gerçek dostlar, dostluklar yerini küçük hesaplara bırakmış. Kötü zamanda yaşıyoruz diyoruz da zamanın bir suçu yok aslında kabahat zamana suç bulan zamancılarda. Biz zamanı kötü yaşar olmuşuz. Bırakalım zamı zamanı bir yana atalım kendimizi bir an önce dosta…Ziyarete başlamalı, dostun yüzünden yansıyan bir ışık ile umarız ki bu yılımız aydınlık olur…
Saygılarımla…
Not: “10 Ocak Dünya Gazeteciler Günü” münasebetiyle, tüm emekçi gazeteci arkadaşların gazeteciler günü kutlu olsun. Biz gazeteci değiliz, mesleğimiz değil. Büyüklerimiz lütfetmiş köşe vermişler. Kendimize gazeteci demek, gazetecilere hakaret olur. Biz olsak olsak muhipçileri oluruz…
2011'İN İLK TERS KÖŞESİ
