Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Mükerrem KALKAN->TÜRKÇE GİDERSE TÜRKİYE GİDER [ Arama ]

TÜRKÇE GİDERSE TÜRKİYE GİDER
Başlık TÜRKÇE GİDERSE TÜRKİYE GİDER
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
    “Ülkesinin yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.” (Atatürk)
    
    “Dil,  bir milletin kültürel değerlerinin başında gelir. Aynı dili konuşan insanlar “millet” denilen sosyal varlığın temelini teşkil ederler. Dil duygu ve düşünceyi insana aktaran bir vasıta olduğu için, insan topluluklarını ve bir yığın ve kitle olmaktan kurtararak, aralarında “duygu ve düşünce birliği” olan bir cemiyete, yani millet haline getirir.”(1)

    Dil, bir milletin en önemli meselelerinden biridir. Öyleyse millet topyekûn mücadele etmelidir dil düşmanlarıyla. Tüm hücrelerimize kadar yerleşmiş dilimizi söküp atmak isteyenlere, yaşam kaynağımızı elimizden almaya çalışanlara ve bizi can evimizden vurmaya yeltenenlere gereken cevap verilmelidir.

    Anayasamızda yer alan Türkçe ile ilgili yasa maddeleri Türkçe’nin korunmasında yeterli midir acaba? Yoksa başka önemlerin de alınması gerekir mi? Türkçe olmadan Türkiye Cumhuriyetinin yaşama şansının olmadığının idrakine ne zaman varacağız? Özgürlükler adına verilen tavizler Türkçe’nin etkisizleşmesine neden olmaktadır. Türkçe’yi korumak ve geliştirmek Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her ferdin asli görevi olmalıdır.

     Türkiye’nin özellikle büyük kentlerinde nereye bakarsanız bakın yabancı sözcükler suratınıza bir tokat gibi inmektedir. Tüm belediyeler ve sorumlu kuruluşlar işyeri ve dükkân isimlerinin Türkçe isimler konulması konusunda sorumluk sahibidirler. Sorumluluk sahibi olanlar Türkçe isimleri özendirecek kampanyalar düzenlemek bir yana yabancı işyeri adları konulmasında hiçbir beis görmemektedirler.

    Türkiye Cumhuriyetinin ilk dönemlerinde başlayan Öz Türkçe anlayışının dilimize kaybettirdiklerini geri almalıyız. Osmanlıca-Öz Türkçe tartışmasında kaybeden taraf Türkçe olmuştur. Dili sadeleştirme adı altında kullandığımız onca sözcüğü dilin dışına atmak anlamsızdır. Divan edebiyatı Türk kültürünün en önemli parçalarından birisidir. Dolayısıyla onu dışlamak değil özümsememiz daha doğrudur. Osmanlı Devleti döneminde Türkçe adına güzel eserler de çıkmıştır. Bunları bulup topluma sunmak Türkçe sevdalıların öncelikli yapması gereken işlerden birisidir. Yabancı dillerden sözcük alınabilir. Burada önemli olan alınan sözcüğün Türkçe’nin yapısına uygun olup olmadığıdır. Atatürk “Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin.” demiştir.

     Köksüz bir dilin ayakta kalma şansı yoktur. Dil, kaynağından fışkırarak hayata koşan bir nehir gibidir. Doğduğu topraklar zamanla ona dar gelir ve başka topraklarda başka dillerle karşılaşırlar. Burada kültür alışverişi kaçınılmazdır. Türkçe de geçtiği toprakları etkilemiş ve onlardan etkilenmiştir.

    Yabancı dille eğitim anayasaya aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 3. maddesinde “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir.”  ve 42. maddesinde “Türkçe’den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası antlaşma hükümleri saklıdır.” ifadesi geçmesine rağmen bazı özel okullarda yabancı dille eğitim yapılmasını nasıl açıklayacaksınız? Yabancı misyoner okulları dahil tüm okullarda eğitim dili Türkçe olmalıdır. Yabancı dil öğretimine evet, yabancı öğretime hayır sloganını içselleştirmeliyiz. Yabancı dil, takviye dersler  ve yaz kursları düzenlenerek öğretilmelidir.

    Akademik alanda kişinin ihtiyaç duyacağı kadar yabancı dil bilmesi gereklidir. Hiçbir bilgi ve tecrübesi olmasa dahi dil bilen kişiler çok rahat akademik olarak yükselebiliyorlar. Kişi kendi alanına hakim olmalı, bilgi ve tecrübesini o alanda yoğunlaştırmalıdır. Yabancı dil kişi için amaç değil sadece araçtır. Ama bizde amaç ve araç yer değiştirmiş görünüyor. Yabancı kaynaklara ulaşmak için yabancı dil bilmek başka yabancı dilin kültürümüzü bozması başka bir şey. Biz ikinci kısımla ilgiliyiz. Ve hassasiyetimizi hiçbir kimsenin test etmesine izin vermeyiz.

    Kişiler konuşurken yabancı kelimeler kullanmaları övünç duyulacak bir şey değildir; çok ayıp ve yanlış bir davranıştır. İnsanların bilmedikleri sözcükleri kullanmak kişiye herhangi bir üstünlük sağlamaz. Madenin gerçek değeri özünde saklıdır; birkaç süslü sözcükle konuşmak kişiye bir şey kazandırmayacağı gibi seviyesinin ne olduğunun anlaşılmasına da neden olacaktır.

   Tüm basın-yayın organları, gazete ve dergiler Türkçe’nin korunması ve gelişmesi adına bir seferberlik başlatmalıdırlar. Bunun adını da “Dil Seferberliği” konulmalıdır. Çünkü dil yazı aracılığıyla insanlara ulaşmaktadır. Kalem erbabı olanlar dil ile ilgili konularda  daha hassas davranmak zorundadır.

    İsmi Türkçe olmayan gazete ve dergilere abone olmamalı, olanlar da gazete ya da dergi sahibi uyarıldıktan sonra değişiklik olmazsa abonelikler iptal edilmelidir. Üzerinde yabancı sözcük bulunan elbiseler giyilmemelidir. Güzel Türkçe’min güzel sözleri giysilere nakşedilmelidir. Dolayısıyla bunu dert edinen tekstilcilere şiddetle  ihtiyaç vardır.

    Bir ülkeyi bölmek istiyorsanız önce o ülke insanları arasında anlaşmayı sağlayan dili bozmanız gerekir. Dil bozulduktan sonra ortak ülkü, ortak gelecek, ortak yaşam diye bir kavramdan artık söz edemeyiz.

     Türk dili deyince sadece Türkiye’de konuşulan dil anlaşılmamalıdır. Orta Asya’dan başlayan Türkçe sevdamız günümüze kadar gelmiştir. Dört kıtada at oynatan atalarımız Türk’ü ve Türkçe’nin gücünü buralara taşımasını bilmişlerdir.

     Türkiye’de Türkçe bilmeyen hiçbir vatandaş kalmamalıdır. Kültür birliği ancak dil birliğinin sağlanmasıyla mümkündür. Türkiye’nin çıkarları ve Türk halkının bekası Türk diline sahip çıkılarak sağlanabilir.

     Bu ülkede yeni bir savaş ancak dil alanında verilebilir. Dünyanın en köklü ve en şerefli dillerinden olan Türkçe hak ettiği yeri ancak ve ancak Türk diline gönül veren dil savaşçıların mücadelesiyle kazanabilir.

    Atatürk, “Türk milletinin dili, Türkçe’dir. Türk dili dünyada en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bizde Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz hadiseler içinde âhlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, velhasıl bugün kendi milliyetini yapan ve her şeyin dil sayesinde muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” diyerek Türkçe’nin önemini anlatmıştır.

    Türkçe sevdalılarının Türkçe’ye sahip çıkmalarının hayati önem arz ettiği ve Türkçe’ye sahip çıkılmadığı zaman ülke semalarını kara bulutların kaplayacağını ve ülkenin çıkılmaz dehlizlere sokulacağını hatırlatarak Atatürk’ün vasiyetini dinlemelerini ve gerekli dersi çıkarmalarını salık veririm.“Bakınız arkadaşlar, ben belki çok yaşamam. Fakat siz ölene dek, Türk gençliğini yetiştirecek ve Türkçe’nin bir kültür dili olarak gelişmeye devamı yolunda çalışacaksınız. Çünkü Türkiye ve Türklük, uygarlığa ancak bu yolla kavuşabilir.”

KAYNAKLAR:
1. Mehmet KAPLAN, Kültür ve Dil, Dergah Yayınları, İstanbul 1999
Oyu Puanı: 20 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 10 (0 Kayıtlı Üye 10 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.34507 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu