Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ekrem YILDIZ->ÖLÜM HAKİKATİ İLE YÜZLEŞMEK... [ Arama ]

ÖLÜM HAKİKATİ İLE YÜZLEŞMEK...
Başlık ÖLÜM HAKİKATİ İLE YÜZLEŞMEK...
Açıklama 2 Şubat 2011 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Geçen hafta içerisinde hepimizin başına gelebilecek olaylardan birini yaşamış olduk. Büyük teyzemin oğlu elim bir trafik kazasında vefat etti.(Arayan soranlardan Allah razı olsun) Ölüm gerçeği ile zaman zaman karşı karşıya gelmekteyiz. Hani geç yaşta olsa karşılamak daha kolay geliyor da genç yaşta olunca üzüntümüz kat kat katlanıyor. Birde trafik kazası olunca ölümü zamansız olarak karşılıyoruz. Gerçi her zaman ölümle burun burunayız ama akıl bu noktada bazen çaresiz de olabiliyor. Yine de bu hakikat ile yüzleşmek aslında pek de istemiyoruz. Ama bu isteksizlik hakikati değiştirmiyor. Bu hakikatin içerisinde aklımıza getirmediğimiz o kadar çok olay var ki: Şuna kesinlikle iman etmişiz ki evet hepimiz er geç bir gün ecel şerbetini içeceğiz. Ama genç ama yaşlı… En çok sevdiklerimiz annemiz, babamız, kardeşimiz, dedemiz, dayımız, teyzemiz… Ya biz onları toprağa vereceğiz ya da onlar bizi ya da bizim için zor bir ihtimal olarak da görünse de mümkündür ki hepimiz aynı anda… Hangisi daha acı diye sormayın. Herkes yaşadığı acıyı bilir. Kişinin anne babasını toprağa vermesi acı görünse de anne babaya göre evladını toprağa vermesi daha acı olarak ifade edilir genelde. Dedik ya bu anneden babaya ve evlada göre değişir. Tabi ki herkesin yaşamış olduğu aile yaşantısına göre de. Ama sonuçta ortada bir acı vardır ama az ama çok. İçten içe sızlayan bir acı... Günler geçer, aylar, yıllar geçer ama bu acı yüreğin bir köşesinde öyle durur. Arada bir bam teline dokunur gibi dokunur, içini yaralar… Tüm bu acıları yaşarken sonra iman ettiğimiz üzere ahirette buluşacağımız için mutlu oluruz. Bir zaman sonra mutlaka hepimiz bir arada olacağız nasılsa. Ve yine umut ederiz ki bu buluşma güzel yerlerde, güzel insanlarla beraber olur diye. Kişi sevdiği ile beraber olacağına göre kısa bir süreliğine de olsa mahzunluğu sineye çekeceğiz. Bu dünya bir şekilde bitecek ve bitmeyecek ebedi bir hayat devam edecek. Bu ebedi hayat için eğer yüzümüz ak, alnımız açık bir şekilde bu yolculuğu tamamlayabilirsek ne mutlu bizlere. Ne mutlu ölümü tebessümle karşılayabilenlere... O anda o tebessümü etmenin kolay olmadığını hepimiz idrak edebiliyoruz. O tebessümü gösterecek erkekliği dünya hayatında yapabilmişsek o yusufçuğu gösterebiliriz. O zaman Yüce Yaradan’a karşı olan vazifelerimiz aklımıza geliyor. Erkeklikten kast bu aslında… Eğer Allah’ın emirlerine uygun bir şekilde hayat yaşamış ve görevlerimizi yerine getirmişsek ölümden korkmayabiliriz. Belki de bilinçaltımızda ölümden korkma sebebimiz de budur. Tabi ki bu durum inanan insanlar için geçerli. Çünkü inanan insan hesap olacağını düşünür ve de kaygı duyar. İnanmayan insan için ona göre sıkıntı edecek bir durum yoktur. Bizler inanan insanlar olarak kaygı duymalı ama bu kaygıları da giderme yollarına gitmeliyiz. Sonuçta iş dönüyor dolaşıyor ve azık çantamıza dayanıyor. Azık çantamızda ne götürürsek orada karşımıza o çıkacaktır, bunu biliyoruz da bir de gereğini yapabilsek ne ala…

Ölümle son bulacak bu dünya hayatı yolculuğuna çıkmışız o zaman bu yol rehbersiz olmaz. Yol rehberimize ve yol arkadaşlarımızı iyi seçersek umulur ki bu yolculuğu kazasız bir şekilde tamamlar ve nihai mutluluğa ulaşırız. Kişi arkadaşının dini üzerine bulunduğuna ve de sevdiği ile beraber olacağına göre kendi cüzü irademizle bir seçime doğru niyet edip o istikamete doğru yönelecek olursak, inşallah bizlerde kurtulanlardan oluruz. Ahmet Hamdi TANPINAR’ın söylediği gibi “ Belki de sadece aramak ve bütün kapıları çalmak kâfidir.”Evet, belki de fani olan bu dünya hayatında istikamet üzerine olmak niyeti ile çalınan kapılardan elbet biri bize açılacaktır. Her ne kadar bu dünya hayatında, Salih olmayı, sadık olmayı beceremezsek de umudumuz Salihlerle ve sadıklarla beraber olanlar arasında olmadır. Onlarla yola çıkanlar ve yola devam edenler arasında olabilmek bile ne büyük bahtiyarlıktır. Yine umulur ki onlarla yola çıkanlar onlarla yolu tamamlarlar. İşte o zaman ölümün azametli korkusu yerini içinde umutlu bir bekleyişe bırakacaktır. İnşallah bizlerde ölüm geldiği an ah edip, vah etmeyiz, etrafı velveleye vermeyiz, tebessümle ruhumuzu teslim ederiz.

Böyle bir dilek olur mu demeyin ama bu yazıya da ancak güzel ölümler dileğiyle bitirmek düşer… Mademki er geç bu hakikat ile yüzleşeceğiz o zaman bununda bir dileği olmalı

“Güzel ölümler dileğiyle…”

Saygılarımla…
Oyu Puanı: 24 - Ortalama: 1

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 8 (0 Kayıtlı Üye 8 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.83665 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu