Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
23 Şubat 2011 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Önce Tunus’ta başlayan yönetim aleyhtarlığı ve sonrasında 23 yıllık devlet başkanının devrilmesi sonucunda kıvılcım başta Mısır olmak üzere, Libya, Yemen, Bahreyn Irak ve İran’a sıçradı.Halk, kendilerini onlarca yıldır aylık 60 dolara yaşamaya zorlayan ancak kendilerine 80 Milyar Dolar servet yapan yöneticilerden bir bir hesap soruyor.
Halkın günlük 2 dolara yaşamaya zorlandığı ülkelerin devlet başkanları nedense kendilerini vazgeçilmez görüyorlar ki; en azı 25 yıllık, 35 hatta 42 yıllık olanları var. Kendi saltanatları yetmezmiş gibi yerlerine de oğullarını hazırlamışlar.Eğer emri hak vaki olursa devletin bekası sağlansın,kaos olmasın, her şeyden evvel,80 Milyar Dolar servet heba olmasın diye, 7 sülalelerini garanti altına almak istiyorlar.Tunus devlet başkanı Zeynel Abidin Bin Ali ülke dışına çıkarken yanında 1,5 ton altın götürmüş ama daha geçenlerde üzüntüden hastaneye kaldırıldığı hatta öldüğü haberleri yayıldı.Bir müddet sonra üzüntüsünün sebebi anlaşıldı; meğerse kaçarken saraylarındaki gizli zulalarda sakladığı milyarları kaçıramamış.Yeni yönetim gizli bölmelerdeki banknotları basın eşliğinde dünyaya göstererek bu paraların halk için kullanılacağını duyurdu!
42 yıldır Libya’da yönetimi elinde bulunduran Meşhur Kaddafi’nin de serveti 70 Milyar dolar kadarmış!”Ben ülkemi terk edersem ülkeyi İtalyanlar ve Türkler işgal eder” diyerek halkı kandırmanın hinliği içerisindedir. 1970’li yıllarda bu ülkeye çalışmaya giden Türkleri göstererek “ işte Osmanlının torunları ülkemde çöpçülük yapıyor; bundan büyük gurur olabilir mi?” diyerek insanımızı aşağılayan, bu zat-ı şahane, şimdide ülkesini Türkler işgal edecek yalanı ile meşgul. Mısır devlet başkanı da “ben ayrılarsam ülkemde kaos olur” yalanından bir gün sonra ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştı.
İnsan hak ve hürriyetlerinden bihaber, yalnızca kendi aile ve sülalelerinin refah ve mutluluğu ile meşgul liderler, dünyada ne olup bittiğini anlayamadan artık krallık yapamazlar. Halk refah huzur ve insanca yaşamak istiyor. Bunun zor olmadığını da yakınındaki ya da uzağındaki ülkeleri izleyerek biliyor. Aynı işi yapan iki ayrı ülkedeki insanın birisi 1000 dolar kazanırken diğer ülkede 60 dolar alması masallarla avutulamayacak bir insani ayıptır. Çünkü 60 dolarla insanın temel ihtiyaçlarının yarısı bile karşılanmamaktadır. Asıl ayıp ise devlet başkanlarının servetleridir. Hüsnü Mübarek’in serveti ile 1 milyon kişiye ayda 300 dolardan 20 yıl maaş ödeyebilirsiniz,200 tane Boğaz Köprüsü yapabilirsiniz,3 tane GAP projesi gerçekleştirebilirsiniz. Kaldı ki, ABD ‘den alacağı 3,2 Milyar dolar için 40 takla atmış olması, Ortadoğu ülkeleri ile anlaşamaması, Filistin’i yok sayması da cabası.
Halk masallarla avunmak istemiyor, Dünyada diğer ülkelerde ne varsa kendi ülkesinde de olsun istiyor. Bunları isterken bencillik edip, benim olsunda nasıl olursa olsun şeklinde düşünmüyor. Ülkede yaşayan herkesin bir refahı olmalı, gelecek kuşaklar da güvence altında olmalı diyerek, toplumsal tepkiler veriyor. Aksi düşünülse; Nüfusu 80 Milyon olan bir ülkede 20 Milyon insan bir araya gelip Tahrir Meydanından Başkanlık Sarayına doğru yürüyüşe geçebilir miydi?
1800’lü yılların son çeyreğinde(1876) önce Meşrutiyetle tanışan ülkemizin 1900 ‘lü yılların başında(1923) Cumhuriyetle tanışması, 1950 yılından sonra çok partili demokratik hayata geçmesi ve sosyal hukuk devlet yapısının giderek güçlenmiş olması ne büyük şans. Bu şansı değerlendirirken Cumhuriyetimizi güçlendirmenin ve ilelebet payidar kılmanın ehemmiyetini ve önemini aklımızdan çıkarmamalıyız.
Bir Fransız atasözü ile konuyu noktalayalım. “Mezarlıklar vazgeçilmez insanlarla doludur.”