Ünlü şair Nurullah Genç'in meşhur şiir kitabının adını başlık yapmak zorunda kaldık hakkını helal eyleye, zira konuya uygun düşecek bundan daha güzel bir başlık yoktu. ilimiz okullarından olan Fevzi Paşa ilköğretim Okulunun binası yeni bir bina yapmak için yıkılınca öğrencilerimizi yatılı bölge okulunda istihdam etmek zorunda kaldık.
    Her iki okul idaresinin ortaklaşa fedakarlığı ile mevcut imkanlar zorlanmış ve geçici çözümler üretilmiş,.bir iki eksiğin dışında çocuklara sağlıklı eğitim ortamları oluşturulmuş. Okul aile birlikleri yapılanları yeterli bulmayıp daha iyi şartlar istiyorlar.Okulun çatısından akan suların sınıf kapısında meydana getirdiği çamurun eğitim şartlarını olumsuz etkiledğini tespit edip, milli eğitim müdürlüğü ve Valilik nezdinde girişimde bulunmuşlar.
    Sayın Valimiz geçtiğimiz perşembe günü 16.2.2006 da bu okulumuzu ziyaret ederek öğrencilerle sohbet edip incelemelerde bulundu. İl milli eğitim müdürümüz sayın Durmuş Özdemir de sayın Valimize eşlik etti.Valimizin gezdiği yedinci sınıfların okuduğu sınıf oldukça soğuktu. Soğuk sınıfın penceresinin açık oluşu ise sayın valimizin dikkatini çekti.”hem üşüyüp hemde pencereyi neden açıyorsunuz”sorusu öğrenciler tarafından cevaplanmadı.
     Belli ki devletimizin en üst yetkililerine açık bir mesajla sınıflarının soğuk olduğunu ve daha iyi şartlarda eğitim görmek istediklerini ve çok üşüdüklerini  anlatmak İstiyorlar. Çocukça iş yapıyorlar ama büyük mesajlar verme peşindeler. Bu onların en tabii hakları.....Sayın Valimiz gerekli tedbirler alınsın ” çocuklar üşümesin “talimatınıverince yüzleri gülüyor,başları önlerinde kısmen mahcup görünerek.......!
     Velilerin şikayetine konu olan olumsuzlukların ortadan kalkmış olması,  okul aile birliği üyelerini ziyadesi ile memnun etti. Bizlerin duyacağı yüksek bir ses tonu ile “bakın isteğince ne güzel şeyler yapılabiliyor.”diyorlar.
     Bu sözle birlikte koca bir cenaze kalkıyor emek limanından. Büyük bir okulun öğrencisini diğer bir okul binasına yerleştiren ve en kıt imkanları en verimli şekilde kullanan okul idaresinin gösterdiği çabaların cenazesidir kalkan, öğretmenlerimizin ve idarecilerimizin alın terleridir sessiz ve derine gömülen... Görmezlikten gelinerek,yok sayılarak.
     Çocuklarımız ve büyüklerimiz hak aramayı öğrenirken, sorumluluk duygusu ve görev üstlenme bilincinde olsalar......Sosyolog Ziya Gökalp'ın o çok tartışılan”hak yok vazife vardır” sözü üzerinde biraz düşünebilsek..hak yoktur; ne zamanki görevler yapılırsa vazifeler yerine getirilirse  hak kendiliğinden doğar.Sizce de öylemi dersiniz?
      Efendim cenaze filan derken içinizi kararttıksa işte size güzel bir haber.Bu okulumuzun Okul aile birliği üyelerinin katkı ve destekleri ile aynı okulun sınıfları boyanacak,Sayın valimizin desteği ile 49 tane, köyden gelen öğrenci bu okul öğrencileri ile birlikte yemek yiyecek.
     Son olarak şu diyalogla içinizi ısıtalım. 
 -Sayın milli eğitim müdürüm bundan sonra yine sizleri rahatsız edeceğiz
  -Tabiki edeceksiniz. Siz bu işi kendiniz için değil, çocuklar için yapıyorsunuz,yani bizim işimize destek veriyorsunuz.
 -çok teşekkür ederim.
 -biz teşekkür ederiz.
     Siz değerli öğretmen ve idarecilerimiz,daha fazla özen ve daha çok iş üretmek ümidi ile....
     Mevsim kış efendim “ÇİÇEKLER ÜŞÜMESİN”.

     Şaiirimizin bu güzel dörtlüğü ile konuyu bitirelim.

Gönlümün maviliği gitmesin gökyüzünden
Kuşların gülücüğü eksilmesin yüzünden
Kar yağsada bu sessiz vadiye, gün bitmesin
Yapraklar üşüse de , çiçekler üşümesin