Yıllarını gazetecilik mesleğine vermiş bir kişi olarak, kamuoyuna yanlış lanse edilen birkaç konuya açıklık getirme gereği duydum. Otuz yıla yaklaşan bu meslek içerisinde hiçbir zaman A ya da B partisinin güdümünde hareket etmedim. İnsan olarak elbette ki benim de bir siyasi görüşüm vardır. Ancak, bu siyasi görüşümü ne haberlerime ne de yazılarıma yansıtmadım. Her zaman olaylara objektif yaklaştım, haberin içeriğinde gizlenmiş detayları bularak kamuoyu ile paylaştım.
     A ya da B Partisinin kongresine gitmek, oradaki havayı teneffüs etmek bir gazeteci için zorunluluktur. Kongrelere katılmak, A ya da B partisinden olmak anlamında algılanması  çok yanlış bir düşüncedir. Olayları iyi analiz etmeye, yaşanan ve yaşanması olası olayları okuyucularımızla paylaşmayı her zaman ön planda tuttum. Yayın hayatına başlayan Gümüşkoza Gazetesi’nde de bu anlayış içerisinde yer aldım. Zaman zaman yazdığımız yazılarımızda olumlu tepkilerin yanında olumsuz tepkiler de alıyoruz. Bunları her zaman doğal karşılıyorum.
     Hiçbir zaman tribünlere oynayanların yanında  yer almadım, bu günden sonra da yer almayacağım. Omzumdaki çantayı tribünlere oynayanlar için sabahın yedisinden akşamın karanlığına kadar taşımıyorum. O çantanın  içerisinde vatandaşın sıkıntıları, o çantanın içerisinde güzel olan her şeyi taşıyorum. Taşıdığım çanta içerisinde A ya da B partisinin reklamı yoktur. Bu güne kadar olmadı bundan sonra da olmayacaktık. Dürüst olan, doğru olan, güzel olan her  gelişimin yanında ve yöresindeyim. Eleştirilmesi gerekeni eleştirecek, övülmesi gerekeni öveceğiz. Doğru iş yapan, helal lokma yiyenin her zaman başımızın üstünde yeri vardır.
     Gümüşhane insanı, devletine ve milletine gönülden bağlıdır. Konukseverdir. Bir lokma ekmeğini paylaşmasını sever. Benim ilimin insanları güzeldir. Bu güzel insanlara hizmet etmek her yetkilinin, her siyasetçinin görevidir. Makamlar gelip geçicidir. Kamu kurum ve kuruluşları ile hiçbir eksiği olmayan Gümüşhane’de, proje üretecek eleman sıkıntısı çekiliyorsa, bunun sorumlusu siyasi iktidardır. Ak Parti iktidarı döneminde Gümüşhane’de değişmeyen kurum müdürü kalmadı. Bir yıldır, Mescitli Köyü yakınlarındaki heyelanlı bölgeye proje üretemeyen Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü ne iş yapar? Servis yolunda işkence çeken sürücülerin alın terinin hesabını bu kurum yetkilileri bir gün vereceklerdir?
     Yıllardır, aydınlatın diyoruz şu tünelleri, yazık bu insanlara, aydınlıktan karanlığa düşüyoruz,  kimsenin umurunda değil. Eğitimde sonlara yaklaşıyoruz, çözüm üretin, kaliteyi artırın diyoruz kimsenin umurunda değil. Akçakale Mağarası’nı turizme açacağız, daha projesi hazırlanmamış. Kim hazırlayacak bu projeyi? Gümüşhane Valisi Sayın Veysel Dalmaz mı? Allah aşkına kurum müdürleri ne iş yapıyorlar? Değiştirin şu teşvik yasasını, diye bas bas bağırıyoruz, duyan yok. Gümüşhane insanı göç ediyor, köyler boşalıyor, durdurun bu göçü diyoruz, maalesef biz diyoruz, biz duyuyoruz. Sadece bir ilim valisinin çabaları ile o il kalkınmaz, o il ilerlemez. O ilde göç durmaz.
     Çamlıca Mahallesi’ne kent ormanı yapmakla da  bir il kalkınmaz. Olmasın demiyoruz, kent ormanımız da olsun. Ama, Gümüşhane’nin her yeri zaten kent ormanı.
     Kültür mirasımız olan Süleymaniye Mahallesi için daha proje hazırlanmamış. Kim hazırlayacak bu projeyi? Hangi proje Sayın Dalmaz’ın önüne gitti de geri döndü, bana söyler misiniz?
     İşgal ettiği koltuğun hakkını herkes vermek zorundadır. Sıcak koltuklardan kalkılmalı, halka hizmeti Hak’a hizmet olarak kabul edenler işe sarılmalıdır.