Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
İki dost vardı. Bu dostların bir tanesinin adı Müptezel, diğerinin adı da Mukattardı.Mukattar, bir zamanların en zengin, en dürüst, en güçlü, adaletli, şefkatli bir adamıdır. İnsanları seven, insanları mutlu etmek için durmadan çalışan insancıl birisi. Yaptıklarıyla övünmeyen, iyilikleri gizli yapan, saygı değer birisi. Saygı değer olduğu kadarda gücünden korkulan bir insan. Çevresinde bu insanı sevenler kadar sevmeyenlerde çoktur. Sevenler sevgisini, minnettarlıklarıyla ifade ederler, sevmeyenler ise yüzüne dost görünüp arkasından kuyusunu kazmaya çalışırlar. Mukattar o kadar iyi niyetlidir ki gerçek dostlarıyla, yanalcı dostlarını birbirinden ayıramaz. Her yüzüne gülene, her sen ağamsın diyene inanan türden bir âdem evladı. Planlarını uzun vadeli değil de günlük yapan, günü gün edendir.
Müptezel; yaşama dair fazla bilgisi olmayan, inandıkları ile yaptıkları arasında devasa zıtlık olan bir türden. Hayatı başkalarından öğrenmek zorunda kalan, öğrendiklerini hayata geçiremeyen bir insandır. Ancak hayattın zorluklarını yenmek ve bu zorlukları ortaya çıkaranları bir bir ortadan kaldırmak için kin kusan vahşi bir vampir. Mukattar’ı hiç sevmez ancak güçlü olduğundan dolayı sevmek zorunda kalır. Sevmecilik oynar. Mukattar’ı sinsi sinsi içten yıkmak ister. Bunu yaparken de ondaki zenginlikleri fark ettirmeden kendi eline geçirir. İnsanlık önemli değildir onun için. Önemli olan sadece kendisi ve kendisi gibi düşünen insanlardır.
Mukattar o kadar güçlüdür ki, Müptezel’in onu yıkması kolay olmamıştır. Ama sonunda gücünü zayıflatmayı başarmıştır. Uzun sürede de olsa istediğini, azmi ve iradesiyle başarmıştır. Müptezel dost göründüğü Mukattar’ın gücünü elde ettiğinde gerçek yüzünü göstermiştir. Hayince ve acımasızca Mukattarı yerle bir etmek için bütün şeytani hünerlerini kullanmıştır.
Dünya onlar için tersine dönmüştür. İyilikler silinmeye, yerini kötülükler almaya başlamıştır. İnsanlar evrensel saygıyı, sevgiyi unutmuş; Müptezel’in gücü olan para ve acımasızlığa mahkum olmuştur. Mukattar’ı gönülden seven, ona inan insanlar, yapılan haksızlıklar karşısında boyun eğmekten başka bir çare bulamamışlar kendilerine. Ağlamak onlar için kaçınılmaz yol olmuş. Özgürlüğü ve kendi benliklerini unutmuş, kölecesine yaşam modelini istemeyerekte olsa benimsemişler.
İşte bir zamanların devrilmez devi olan Mukattar devrilmiş, haksızlıklar bütün insanlığı sarmış. Bu insan yaşamında kıymeti bilinmemiş ama öldüğünde kıymeti kat kat artmış. İnsanlar keşke Mukattar gibi olabilseydik diye feryat etmişler. Ama ne çare ki Müptezel yaptığı işleri sağlam ve uzun vadeli planlamış.
Mukattar ile Müptezel arasındaki ilişkiyi kendimize örnek alsak hiçte kötü olmaz. Gerçek dostlarımızla, dost görünen menfaatçileri birbirinden ayırmazsak çok daha dövünür dururuz. Hep keşke deriz ama iş işten geçer. Yıldızlar kadar uzak olur hayallerimiz. Hayatımızı Müptezel’in eline bırakı veririz. Allah bizleri Müptezel gibilerin şerrinden korusun. Mukattar’ın anlayışını kıyamete kadar baki kılsın.