Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Altan EKMEN->CEKET ve DİYET [ Arama ]

CEKET ve DİYET
Başlık CEKET ve DİYET
Açıklama 19 Nisan 2006 tarihli gazetedeki yazısı
Siteye Ekleyen AdamGibi

    Ünlü bir hikaye ile haftaya  merhaba diyelim.Yağız bir  genç varmış 14-15 yaşlarında alımlı ve gösterişli bir yapısı aslan gibi dim dik duruşu ve bakışları ile  görenleri cezbedermiş. Ancak bu gencimizin fakir oluşu üzerine giyebebileceği türden bir şeyler alıp süslenip püslenmesine engel teşkil ettiğinden garibim soğuk kış günlerinde ceketsiz ve paltosuz dolaşır üşümüyor musun diye soranlara da “hayır üşümüyorum dermiş.
  Delikanlımızın bu halini gören bir hayır sever tutmuş delikanlımızı götürmüş bir mağazaya ve gence yakışan şöyle geniş omuzlarını dahada heybetli hale getiren,gümüş rengi düğmeleri ile görenleri hayran bırakan güzel bir ceket alıvermiş. Gencimizin giyeceği başka bir ceketi olmadığından her gün bu ceketimizle sokağa çıkar salına salına gezermiş. Gel gör ki hayır sever vatandaş genci izler ve her gördüğü yerde genci sözde düşündüğünü belli etmek için
 -bak delikanlı bu ceketi öyle her gün giyme, yerinden yerine giy ki çabuk eskimesin
 -bak aslanım ceket böyle yağmurlu havalarda giyilir mi sonra pörsürse ne olacak?
 - biliyorsun her zaman bir ceket alan bulunmaz, değerini bil iyi koru ki uzun süre giyebilesin.
     Gibi benzeri sözlerle delikanlıyı bezdirdiği gibi etrafındaki insanlarında kendi hakkında olumsuz düşünmelerine sebep olmuş, ahali, haklı olarak şöyle söylenmeye başlamış “çocuğa bir iyilik etti demediğini bırakmadı, yaptığı hayrın da bir kıymeti kalmadı.”
     Bu durumdan iyice rahatsızılık duyan diğer bir hayır sever bir vatandaş genci yanına çağırmış
     Ona demişki “adam sana bir ceket aldı demediğini bırakmadı ,o ceketi at gidip sana şöyle güzel bir ceket alalım istediğin gibi özgürce giyin.Birlikte bir mağazaya giderek gence daha güzel ve daha alımlı bir ceket alıp, eski ceketi atarlar.Ne varki gencimiz istediği mutluluğu yakalayamamıştır hatta eskisinden  daha fazla rahatsızlık duymaktadır. Neden mi? Yeni hayır severimizde genci her gördüğü yerde şöyle demektedir.
 -bak aslanım sakın çekinme bu ceketi istediğin gibi giyin.
 -Yağmurda da giyin çamurda da giyin, ben diğer amca gibi söz etmem.
 -Gördün mü aslanlar gibi olmuşun, cekette ne güzel yakışmış,
 -Üzerinde de ne güzel durmuş,iyiki bunu beğendin.
   Değişik zamanlarda söylenen benzeri sözler genci hayatından bıktırmış ve  şöyle düşünmeye başlamış “demek ki ceketin beni sıcak saklaması ancak benim olması ile mümkün olabilir”Böyle düşününce de ikinci hayır sever vatandaşın aldığı ceketi de herkesin gözünün önünde yere çalar ve bir daha sırtına almaz.
    Benzer diğer bir hikayenin adı ise “ DİYET”tir.Hikayeye gelince; bir genç delikanlının işlediği bir suçun  cezası karşılığında “kolunun kesilmesine hükmedilir.Hüküm kesindir, ya kolu kesilecek yada diyetini ödeyecektir. Diyet ise : hak sahibinin talep ettiği yüklü bir servettir.Olayları izleyen bir zengin adam, gencin kolunun kesilmesine dayanamaz ve tutar diyeti öder.Karşılık olarak da gencin kendi yanında çalışmasını önerir. Genç teklifi kabul eder ve diyeti ödeyen zenginin yanında çalışmaya başlar.Çalışmaya başlamasıyla birlikte adamın diyetle ilgili sözleri de tepesine tepesine inmeye başlar.Her gün işe başladığında adam gelip şöyle der.
 - Bak delikanlı diyetini ödemeseydim şimdi kolun kesilmiş olacaktı. 
 - Bak aslanım öyle yoruldum falan ben anlamam, kolun kesik olsaydı dahamı iyi olacaktı.İşine bak ve daha fazla çalış ,sana bir servet ödedik
 -Kolunun diyetini ben ödedim beeeen
 -Diyetini ödemeseydimmmm.!
 Bu sözlerden bunalan delikanlının bir gün kan beynine sıçrar. Yine balta ile odun kestiği bir gündü,zengin adam tepesine dikilmiş “bak aslanım diyetini biz ödedik,sakın işinde ihmal davranmayasın. “der genç hiç tereddüt etmeden kolunu kütüğün üstüne kor, baltayı şiddetlice koluna indirir,. kopan kolunu alarak kendisine dehşet içinde bakan adama uzatır.”AL İŞTE DİYETİNİ ÖDEDİĞİN KOL BURDA , SANA DİYET BORCUM KALMADI ARTIK” der.
    Bu benzer hikayelere tarihte rastlanıldığı gibi tersi istikamette de binlerce olay anlatılır.İşte tarihi kayıtlara geçmiş,Fatihin vasiyetnamesinden bir örnek;Fatih Sultan Mehmet servetinin bir kısmını bir  vakıfa bağışlar ve şu şartları vasiyet eder.(sadeleştirilmiştir.)
   Anam sütü gibi helal kazancımdan ................ Miktarını vakfettim. Bu miras ile şehit ve şühedanın çocukları dul ve yetimlerinin iaşesi alına yiyecekleri temin edile. Bu işleri yaparken şehit ve şühedanın dul ve yetimlerine götürülecek yemek ve diğer malzemeler gecenin sabah vaktindeki bir loş karanlıkta kimsenin görmeyeceği şekilde kendilerine ulaştırıla.
     Ne dersiniz ; aynı yardımları günümüzde de büyük  bir gizlilik içerisinde yapan  onca hayır severimiz var. Aynı zamanda meydanda dağıtılan yardımlar sırasında izdihamdan bayılanlarda 
     Tarihi hazinelere bir bakın daha neler neler  göreceksiniz.İbret almaksa  maksadımız çevremizde  her  hal mevcut ,bakıp görene..........

Oyu Puanı: 1 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 12 (0 Kayıtlı Üye 12 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.80541 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu