Son günlerde yerel basın tarafından sevgili dostum Mustafa Canlı’nın çok sık eleştirildiğine tanık olmaktayım. Sayın Canlı, iki dönemdir Gümüşhane’ye belediye başkanlığı yapmaktadır ve ben kendisini ‘Çevreci Başkan’ olarak tanımaktayım. Öyledir de.
          Önemli bir kurumun başında bulunanlar zaman zaman eleştirilir. Bu doğaldır. Basın eleştiri görevini de mutlaka yerine getirmelidir, ancak, eleştiri hiçbir zaman tek yönlü olmamalıdır, diye düşünüyorum.
          Sayın Canlı’nın önünde hiç kuşkusuz iki önemli sorun vardır; bunlardan biri içme suyu, diğeri ise arıtma sistemidir. Gümüşhane, en pahalı içme suyu kullanan illerin başında gelmektedir. Yerel seçimlerde İl Genel Meclisi üyeliğine aday olan ve bu gün İl Genel Meclisi başkanlığı görevinde bulunan bir diğer dostum Sayın Yaşar Yılmazer’in, seçim bildirgesinde yanılmıyorsan ilin içme suyu konusunda gerekeni yapacağı sözü vardı. İki önemli makamda bulunan  bu değerli iki dostum Sayın Canlı ve Sayın Yılmazer’in iki ayrı siyasi partide bulunmaları ilin içme suyu sorununu çözmede bir engel teşkil etmemesi gerekmektedir. Siyasi iktidar Sayın Yılmazer’in arkasındadır. Bu Gümüşhane için bir fırsattır. Siyasi ayrılıklar bir ile hizmet etmede engel teşkil etmemelidir. Sayın Yılmazer’in siyasi ayrıcalığı ön plana çıkaracağını da sanmıyorum. En azından Sayın Yılmazer’i çok iyi tanıyan bir insan olarak siyasi kimliği ile değil, Gümüşhane’ye hizmet için o makamı işgal ettiğini düşünüyorum.O halde bu günden tezi yok, iki başkanın da bir araya gelerek bu sorunu çözmede işbirliği içerisinde olacaklarını tahmin ediyorum.
          Gümüşhane’nin diğer ikinci önemli sorunu ise hiç kuşkusuz Harşit Çayı’nın kirliliğidir. Milyonlarca YTL’ye mal olacak çok büyük bir projedir Gümüşhane’ye arıtma sisteminin kurulması. Bu aşamada yine iki başkana büyük görevler düşmektedir. Siyasi ayrıcalıkları bir tarafa bırakarak birlik içerisinde olunması her zaman Gümüşhane’nin yararına olacaktır. Hatta ve hatta bu aşamada başta milletvekilimiz Sayın Sabri Varan’a da büyük görev düşmektedir. Sayın Varan da temiz bir Harşit Çayı, içerisinde çocukların yüzdüğü, geçmişte olduğu gibi balık avlanan bir çay olmasını  kim istemez ki? O halde sorun nerede? Sorun birlik olmaktan geçiyorsa, bu birliği engelleyen ne? Partilerin bir araç, amacın hizmet olduğunu düşünürsek aracı, neden amaç için kullanmıyoruz?
          Sivas Valiliğine atanan Sayın Veysel Dalmaz’ın veda konuşmasında söylediği şu sözler hala kulaklarımda: “ Gümüşhane’nin her türlü hizmete ihtiyacı var.Ödenekleri hizmete dönüştürmede verim alma konusunda bir ve beraber olmanız lazım. Aranızdaki ufak tefek ayrılıkları, küçük küçük nüansları, ufak ufak kompleksleri eğer atamazsanız, bu ili kendi arasında didişen,  kendi arasında birbirine düşen ve dolayısıyla hiçbir problemi halledemeyip insanlarını yine dışarıya doğru sevk eden, dışarıya göçe zorlayan bir il haline gelirsiniz. Ne olur birlik olun, dirlik olun, bir ve beraber olun, küçük küçük işlerle birbirinizi üzmeyin. Zira Gümüşhane bunlardan çok şey kaybediyor. Ufak tefek şeyleri büyütüp işleri geriye bırakmayın.”
          Bu sözlere katılmamak mümkün mü? Gümüşhane’yi düşünen herkes ama herkes, bu milletvekili de olabilir, belediye başkanı da olabilir, il genel meclisi başkanı da olabilir. Kısacası herkes olabilir.
          Milletvekilimiz Sayın Sabri Varan’ın bir köy yolu açılışında söylediği şu sözler de çok önemli: “Bizden ilerde olan illeri yakalamak yürümekle değil koşmakla mümkündür. Bu nedenle ilimize hizmeti yürümekle değil koşarak getirmek zorundayız.”
          O halde sorun ne peki? A Partisi, B Partisi mi? Ben böyle görmüyorum. Daha doğrusu görmek istemiyorum. Sayın Varan da, Sayın Canlı da, Sayın Yılmazer de el ele vererek bu ilin sorunlarını çözmelidirler.
          Sorun, sevgili dostum Sayın Canlı’yı eleştirmekle çözüme kavuşmaz. Bu köşeden Sayın Varan’ı da, Sayın Yılmazer’i de eleştirdiğimiz olmuştur. Ama hep yapıcı olmak, kırmadan, dökmeden, şirin Gümüşhane için hep birlikte hareket etmek zorunluluğumuz vardır.
          Varan, Canlı ve Yılmazer...
          Bu üçlüye çok önemli sorumluluk ve görevler düşmektedir. Geç kalmış sayılmayız.