Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->İsmail HAYAL->İYİ ve KÖTÜ [ Arama ]

İYİ ve KÖTÜ
Başlık İYİ ve KÖTÜ
Açıklama -
Siteye Ekleyen AdamGibi
Beyaz ise bir yanın diğer yan siyah

Bir yanında sevinç öte yan eyvah!

İsmail HAYAL

        Yaşlı Kızılderili Reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı, iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli görünürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. Ve merakla sordu dedesine. Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.

        "Onlar," dedi, "benim için iki simgedir evlat."
        "Neyin simgesi?" diye sordu çocuk.

        "İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları."

        Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorularına bir yenisini ekledi:

        "Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?" Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa:

        "Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o tabi ki!"

        Elbette içimizde, çevremizde, yanı başımızda gezinen iki kavram kurcalar durur beynimizi. Habil ile Kâbil misali iyilik ve kötülük biz var oldukça bizimle yatar, bizimle kalkar. Sağ ve solumuzdaki melekler zaten iyilik yâda kötülüğü yazmıyorlar mı?  

        Mıknatısın iki farklı ucu gibi iyilik ve kötülük birbirlerini iter durur. Her kötülüğe iyilikle müdahale etmek en zoru olsa gerek. Hani dövene elsiz, sövene dilsiz olmak ikilemi. Yapılan her kötülük, işlenen her zulüm ancak iyilikle bertaraf edilebilir. Diken atana gül vermek, sırtını dönene yüzünü dönmek ancak koskocaman yüreklere sahip insanların başaracakları iş değil midir?

        Ki hayat bir yansımadan ibaretse eğer kötü hiçbir zaman iyi, iyi de hiçbir zaman kötü olarak sana geri dönmez. Ne sunarsan onu görürsün. Ve her şey de zıttı ile bilinebilir ancak. İçimizde ve dışımızda, zıtların karşılıklı olarak tezahürünü görüyoruz hep. Sıcak-soğukla, gece-gündüzle, erkek-dişiyle, hüzün-sevinçle, tevazu-kibirle imtihan halinde değil mi? Var olmak zıttı ile bir arada olmayı gerekli kılıyorsa hayatın dengesi böyle kurulabilir ancak.

        En çetrefilli yollar, en girift bilmeceler ancak iyilik tılsımı ile çözüme kavuşabilir. Yaptığım iyiliğin kadir kıymeti bilinmiyor dediğini duyar gibiyim. Ancak hani atalarımızın çokça zikrettiği bir sözleri var;  "Sen iyilik yap denize at, bilmezse balık bilir Halik" diye o misal. Elbette bizi bizden daha iyi bilen O'nun karşısında ne denilebilir ki? Ve ayrıca iyilik gibi mükemmel bir sanatla var olmak varken neden her gün bir başka kötülük maskesi takarak gezinir dururuz caddelerde bilinmez. Ki gülümsemekle binlerce hücre kendilerini yenilerken vücudumuzda, biz kötülüğü tercih ederek surat asmakla yüzlerce hücreyi öldürüyoruz farkında bile olamadan. Neden olduğumuz gibi değil de, bambaşka modellerle yer almak isteriz toplum içerisinde anlaşılır gibi değil.

        Şöyle bir maziye doğru bakıverdiğimiz zaman hatırlayabildiğin en güzel anılarının hep iyilik üzerine kurulanlar olduğunu görmüyor musun? İyi ile kötü arasında kaç yıldır mücadele eden nefsine bir sor bakalım hangisi galip çıktı bu mücadeleden? Bir taraf tutmak zorunda isen hangi tarafta olmayı isterdin? Yâda tarafsız kalabilmek mümkün mü, ne dersin? Yok diyorsun buna eminim o halde sen sen ol her zaman iyilik denen tarafın yanında ol. Ve elindeki zamanı, gücünü, sevgini, imkânlarını iyiliği beslemek üzere harca. Göreceksin ki kaybeden değil ancak kazanan olacaksın.

        Ve bizler çoğu kere olayların akışına bırakmışız kendimizi boğulup gidiyoruz. Hayatı ya simsiyah yâda bembeyaz görüyoruz. Siyah ve beyazın muhteşem ahengindeki kardeşliği ise hiç mi hiç düşündüğümüz yok. Ki biz eğer Nasrettin Hoca penceresinden olaylara bakabilseydik mutlu olmasını da öğrenebilirdik. Nasrettin Hoca bir darlık yaşadığında sevinir, bolluk yaşadığında ise üzülürmüş. Sebebi nedir diye sorulduğunda, bolluk zamanını sonrası gelecek olan darlığa üzüldüğünü, darlıkta iken de gelecek olan bolluğa sevindiğini söylermiş. E ne diyelim Hoca haklı değil mi?

        Ancak iyi olmak için doğru tarafta olmak ve doğru yolda olmakta yeterli değil. Harekete geçmen ve atacağın adımları öncelikle belirlemen de gerekiyor. Unutma bugüne kadar kimse iyilikten zarar görmemiştir.

        Ez cümle: Beyaz ise bir yanın diğer yan siyah, Bir yanında sevinç öte yan eyvah. Başka bir yol çaresi var mı ki?
Oyu Puanı: 5 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 10 (0 Kayıtlı Üye 10 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.83598 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu