Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Altan EKMEN->YARALARIMIZ SOĞUMADI [ Arama ]

YARALARIMIZ SOĞUMADI
Başlık YARALARIMIZ SOĞUMADI
Açıklama 17 Ekim 2007 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesinde yayınlanan yazısı
Siteye Ekleyen AdamGibi
     İlk kez bir bayram ülkemizde bu kadar hüzünlü kutlandı. Ne sokaklarda koşan çocukların cıvıl cıvıl sesleri,ne camilerden bayram namazı çıkan binlerce insanın gözlerinde ki bayram sevinci , nede ev ziyaretleri yapan yakınların gülen yüzlerindeki bayram ışıltısı eskisi gibi değildi. Nasıl olsun ki ? İki  haftada teröre 30 şehit  verdikten sonra, anaların bağrı yanarken,yetim çocukların gözü yaşlı gönülleri burukken,şehit babaların evlat özlemleri kor gibi içlerini yakarken, elbette ki bayram, şenlikler içinde kutlanamazdı…

     İnsanın içi yanıp kavruluyor. Kutsal askerlik görevlerini, vatan borcunu, her görevin üstünde bir görev kabul edip dağda taşta, gece gündüz,yağmur çamur demeden büyük bir şevkle yerine getiren vatan evlatlarımızın, kendi içimizde yaşayan bu caniler tarafından şehit edilmelerini insan hazmedemiyor.İstiyoruz ki 70 milyon insanımız kardeşçe, dostça,el ele yaşayıp güçlü bir devletin mutlu birer vatandaşı olalım.İstiyoruz ki vatanın  her köşesini  yaşanabilir bir yurt köşesi haline getirelim.Görülüyor ki düşman devletlerin istedikleri gibi davranıp, ülkemizin barışını ve huzurunu bozmaya hevesli ne yaptığını bilmezlerinde cezasını vermeden barış ve huzuru yakalayamayacağız. O nedenledir ki bayram süresince şehitlerimizle ilgili haberler, bayramın gündemini oluşturdu; kimse gönül huzuru içinde bayram yapamadı.

      Belliki yaralarımız soğumamıştı.

    Bayramın ikinci günü Moldavya ile milli maça çıkan millilerimizin asker selamı ile istiklal marşı okuyarak “hepimiz askeriz” mesajları da yaramızı soğutmadı.

    Başbakanımızın Amerika Birleşik Devletleri ile ilgili olarak “siz on binlerce km öteden gelip Irak'ı vurmak için birinden izin mi aldınız” ve Ermenistan'a  yönelik  olarak ta“ gereksiz soykırım yalanı ile bizi baskı altına almaya çalışırsanız , bizde deriz ki nerden ince ise ordan kopsun” şeklindeki sert açıklamaları ve sınır ötesi operasyona yönelik tarihi açıklaması da yaraları soğutmaya yetmedi.

      Şehit  Ahmet Sarıoğlu'nun ailesini ziyaret eden İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın, önümüzdeki günlerde önemli gelişmelerin yaşanacağını söylemesi. "Gerçekten buruk bir bayram içerisindeyiz. Yaptıklarımızın hepsini izleyerek dikkat edin”şeklindeki açıklaması da yaraları soğutmaya yetmedi.

      Bolusporun maça çıkmadan önce askeri yoklama alması ve  yoklama sırasında şehitlerin adı ile künye okuyup, bütün tribünün ay yıldızlı bayrağın eşliğinde “BURDA” demeleri de yaraları soğutmadı.

         Nasıl soğur yaralarımız Urfa'da yetim büyüyen Mehmet'in  Şırnak'ta şehit olması ile geride kalan o iki  yetim kızlarının, babalarının mezarı başında ağlarken ekranlara yansıyan görüntüleri, öyle birkaç günde hafızalardan çıkacak gibi mi? Kıvrım kıvrım sarı saçlarından öne sarkan perçemin önünde  akan o minik gözyaşlarını hangi bayram coşkusu teselli ederki?

     Şehit Onbaşı Mehmet Yıldırım'ın ailesi mezarlıkta gözyaşı döküp dua ediyor,ve şöyle haykırıyorlardı... Anne Elife ve baba Ali Yıldırım, "Oğlum bayramda sen gelemedin; ama biz sana geldik."  Mezar üzerindeki çiçekleri koklayan baba Yıldırım, Kürtçe olarak, 'Ez kurbane çiçege (Çiçeklerine kurban olayım) diyordu.

      Tek tesellimiz vardı oda; bu  olayların artık düşman devletler  tarafından organize edildiğini,Şırnak'taki ninemiz,Hakkari'deki Memo Amca, Kahramanmaraş'taki Ökkeş Emmi,Mardin'deki Şehmus Dayı,Edirne'deki Salim  Emmi, Konya'daki Abdullah Dayı ve 70 milyon insan tarafından idrak edilmesi ve bu canilere duyulan nefretin geçmiş yıllara göre 70 kat artmasıdır.

      Hep birlikte kardeşçe yaşamış ve kederde kıvançta bir olmuş, hısım akraba olmuş, bu toprakları vatan edinmiş bu insanları,bölmek ve  birbirine düşman yapmak isteyen şer odakları ve yabancı devletler hayal kırıklığına uğradılar bile…

     Geçmişte Anadolu, bir minibüsün içindeki 13 insanın çapraz ateşe tutularak taranmasından daha vahimlerine de tanık olmuştur .1095 yılında Kudüs'ü ele geçirmek için Anadolu üzerinden Kudüs'e geçen 100 bin kişilik haçlı ordusu öyle büyük katliam yapmışlardır ki,bu katliam barbar Avrupalıları bile hayrete düşürmüştür.Bakın o günkü haçlı ordusunun komutanı papaya yolladığı mektupta şöyle demektedir “buraları soracak olursanız,atlarımızın bacakları yarıya kadar Müslüman kanına gömüldü”

      Tabi ki bu olaydan yaklaşık yüz yıl sonra Selahattin Eyyubi haçlılara Filistin yakınlarında gerekli dersi verecek;.en büyük insanlık dersi ile de tarihe geçecektir.Kudüs'ü ele geçirince oradaki insanlara hitaben “ Burada kalmak isteyenler dinlerinde özgürdürler, istediğiniz şekilde yaşamakta özgürsünüz,gitmek isteyenler ise fidye ödeme karşılığı gidebilir”diyerek düşmanlarını hayrete düşürmüştür. Peki fidye vermeye gücü yetmeyenler ve ayrılmak isteyenler ne olmuştur? Bir araştırın,bunu yazmak istemiyorum. Abartı yada palavra dersiniz; bir araştırın duyduklarınıza inanamazsınız.

     Hülesa ,bayram yaralarımızı soğutmadı…
Oyu Puanı: 4 - Ortalama: 4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar
gümüşhaneli
17 Ekm 2007
paylasım icin teşekkürler.
Celalcee
17 Ekm 2007

Mehmetçiğin kanı yerde kalmayacak.soysuzlar ettiklerini bulacaklar.
KRAL LEAR
17 Ekm 2007
Sayın Hocam,

Kalemine kuvvet yüreğine sağlık. Kolay gelsin

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 9 (0 Kayıtlı Üye 9 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.46266 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu