Ara
Gümüşhane
Kapalı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28
BİR GARİP ALTIN MASALI

BİR GARİP ALTIN MASALI

YAYINLAMA:
"Coğrafya insanın kaderidir"
İbni Haldun


Bir toplantıda Sayın Valimiz Okay Memiş konuşmasına İbni Haldun'un "Coğrafyalar insanın kaderidir" veciz sözü ile başlamıştı. Evet, coğrafya kaderdir, kaderimizdir. O yüzden bende diyorum ki Gümüşhane'nin kaderi coğrafyasıdır. Bu yüzden olsa gerektir ki bu şehrin insanları zorlukları aşmada, çalışkanlıkta, başarıya ulaşmada ve ufukları ara(la)mada önüne çıkan ilk engeli coğrafyasıdır.

Bu coğrafya nedeniyledir ki Gümüşhane 52 tüneli ile Türkiye'nin en çok tüneline sahip; Trabzon'u ve Karadeniz'i tüm dünyaya bağlayan tarihi İpek Yolu kavşağında tarihi ve serhat bir şehirdir Gümüşhane. Devasa kayalıklar, aşılmaz geçitler ve en muhkem zorluklar bu yörenin insanını kılevlemiştir adeta.

Peki, bu kaderimizdir ve biz bu kaderimize körü körüne bağlı mı kalacağız? Biz Gümüşhaneliler cüzi irademizi ne zaman devreye sokacağız. Dün İstanbul için taşı toprağı altın derdik ya bugün aynı sözü biz Gümüşhane için kullanıyoruz. Evet, taşı, toprağı her yanı altın Gümüşhane'nin. Görebilen göz olursa elbette.

Dün kaderimizdir diye hayıflandığımız kayalıklar bugün adeta altın basıyor. Dün kimsenin beğenmediği Gümüşhane girişindeki kayalıklara gecekondu yapanlar bugün üçer beşer daire karşılığında kimsenin burun kıvırmadığı o yerlerden zengin oldular.

Gümüşhane'nin hemen her yöresinde yapılan incelemelerde şehrin altı adeta altın, gümüş yatağı. Yüksek rezervlere ulaşmak mümkün.

En başta Koza, Yıldız ve Gümüştaş olmak üzere birçok şirket tarafından şehrin altındaki ve üstündeki kayalıkları para basıyor. Peki, bu şirketlerin Gümüşhane'ye, ülkemize katma değeri nedir, ne kadardır? Bu şirketlerin Gümüşhane'ye sosyal, kültürel ve ekonomik manada getirileri, götürüleri nelerdir?

Bugün Koza Madenin yeniden açılması gündemde. Açılırken ilk şart Gümüşhanelilere ekmek kapısı olacağı iken bugün farklı illerden eleman aranması bu şehre yapılan en büyük zuldür, zulümdür. Siyanür başta olmak üzere her türlü ceremesini Gümüşhanelilerin yudumladığı bu şirketlerin kaymağını neden başkaları yesin diye soruyoruz.  

Dün buradan külçe külçe altınları götürenlerin bu şehre okul, fabrika, tesis veya başka bir kazanımı var mıydı? Bizler birkaç aracımızı servise vermekle, oğul kızımızı işe sokmakla, okullara küçücük katkılar almakla yetinmiş ve bu yağmaya göz yummuş idik. Peki, onlar ne yaptı? Bize bombalar yağdıran ve bizi birbirimize düşürenlere adeta can suyu oldular. Ama Rabbim büyük oyunu bozdu ve onlara da nasip etmedi şükürler olsun.

Şimdi Gümüşhane olarak ne yapacağız? Tüm siyasi, ticari ve bürokratik merciler olarak Gümüşhane'nin öz malı olan bu maden şirketinin başına bilgili, azimli ve yetenekli bir Gümüşhaneli değerimizi getirecek ve hemen her birimine Gümüşhaneli işsizlerimizi yerleştireceğiz. Bu bizim en doğal hakkımızdır.

Belki bu yazımdan dolayı bana cephe alacaklar olabilir ancak bende diyorum ki; Çevre iller başta Trabzon olmak üzere hangi önemli işlerinde Gümüşhanelileri çalıştırıyor. Bırakın çalıştırmayı yıllardır Gümüşhanelilerin varlıklarına dahi tahammül göstermemişlerdir. Bunda o şehirleri ayakta tuttuğu halde kimliğini gizleyen -Ciğerim Erol Birsen hariç- çakma Gümüşhanelilerinde büyük suçu ve vebali olduğunu da unutmayalım.     

Bu bağlamda Gümüşhane'nin bu derdini ve tüm dertlerini kendilerine dert edinen Sayın Vekillerimiz Hacı Osman Akgül ve Cihan Pektaş'a, Sayın Valimiz Okay Memiş'e, Belediye Başkanımız Ercan Çimen'e, GTSO Başkanımız İsmail Akçay'a, Gümüşhane'nin her sıkıntısını dile getiren GİKDER Başkanı Selim Nas'a ve bu şehrin en sevdalılarından biri olan Kamuoyu Bilinçlendirme Derneği Başkanı Eyüp Demirel'e ve bu konuda Gümüşhane lehine cümle kuran herkese Gümüşhaneliler adına şükranlarımı arz ediyorum. 

Evet, madem bu şehrin coğrafyası, sarp kayalıkları bizim kaderimiz ise o kayalıkların içindeki cevheri dışarıya çıkarma kaderi de biz Gümüşhanelilerin olmalıdır.

Havadan sudan geyik muhabbeti yapan köşe yazarlarımızın kanayan bu yarayı ne zaman dile getireceklerini merak ediyoruz. Sayısına bereket içerde ve dışarıda tabela hükmü dışında hiçbir özelliği ve katkısı olamayan derneklerimiz ne zaman bu konu hakkında dile gelecekler?

Dernek, STK, yediden yetmişe herkes, amir-memur, öğretmen-öğrenci herkes artık sessiz kalmasın. Gümüşhane bizim ve biz Gümüşhane'ye sahip çıkmalıyız.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *