Ara
Gümüşhane
Kapalı
3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8116 %0.19
50,1798 %-0.04
5.955,69 % 0,00
HAYAT VE HAYAL

HAYAT VE HAYAL

YAYINLAMA:

"Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim"

Montaigne

Ölmek için doğduk. Yani beşik ile tabut arası bir seyr-ü seferden ibaret imiş ömür dedikleri. İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar hesabı. 

Yıllardır Gümüşhane'de daracık bir eski evde kiracıydı. Eşi ve üç çocuğu ile kıt kanaat geçiniyor ve bir ev (daire) hayali kuruyordu. Gümüşhane Belediyesi'nden emekli olmuş ancak şartlar nedeniyle ayakkabı boyacılığı yaparak evlatlarını okutmuş ve her şeye rağmen hayata gülümsüyordu. 

Çok koyu bir Fenerbahçe taraftarı idi. Malum bende Trabzonspor taraftarı olunca hemen her maç sonu birbirimizi kırmadan tatlı muhabbetlerimizi yapıyorduk. 

Gümüşhane'nin güler yüzlü esnafı Tâşkın Altan'ın  güzide mekânı Çay Keyfi'nin kadrolu müdavimiydi. 

Hemen her akşam muhabbetimize ortak olurdu. Ben, Mavrengelli Anbaroğlu Pala Izzet, Tenbedalı Mikdat Başer, Tekkeli Halil İbrahim Ateş, Trabzonlu Murat Sağlam ve Şiranlı Yaşar Yılmaz'ın yer aldığı muhabbetin kadrolu elemanıydı. 

Çok yıllar evveli Kocaeli'de inşaatta çalışırken sekizinci kattan asansör boşluğuna düşmüş ve bir mucize eseri morg yolundan geri dönmüştü. 

Ve yıllar sonrasında bir şaka sonucu öldü sanılarak Kocaeli'ndeki akrabaları yollara düşmüştü. 

Hatta bir defasında sesini incelterek Anbaroğlu'nu arayarak onu işletmiş ve kendisinin öldüğünü söylemişti. 

Son birkaç aydır ev arıyordu. Hemen hergün altın, euro vs hesabı yapıyor ve en nihayetinde bir dairenin pazarlığını bitirmiş tapu işlem aşamasına gelmişti. 

Ve o akşam evinden çok yaşadığı Çay Keyfi'nde çocuklarına sinirlenmiş ve orada bulunan bizim ekibe sol kolunun uyuştuğunu söyledi. Bizimkilerin çok ısrar etmesine rağmen hastaneye gitmeyi kabul etmedi. 

Ertesi gün maalesef yatağında son nefesini teslim etmişti. 

Evet bu kardeşimiz bu şehrin en sevilen siması Naci Külekçi idi. 

Hayalleri vardı hepimizin hayalleri gibi. Kızı öğretmen olmuştu ancak atanamamıştı. Oğulları okullarını bitirse de askerlikleri duruyordu. 

Yaşasaydı öldüğü günün ertesinde yeni evinin tapusunu alacaktı. Ancak tapuyu öteye alacağını maalesef bilmiyordu. 

Çay Keyfi'nde çayımızı artık sensiz yudumlayacağız. Senin çocuklara bağırmanı, sitemlerini, eleştirilerini, maç yorumlarını ve en önemlisi muhabbetini çok ama çok özleyeceğiz. 

Güle güle güzel ağabeyim. Mekânın Cennet olsun inşallah. Hatıraların gözlerimizi yaşartacak, emanetlerin her zaman bizim gözümüzün önünde olacaklar. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *