Ara
Gümüşhane
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,7257 %0.16
45,8826 %0.2
4.297,26 % 0,14
AYAZMA TAŞININ ANLATTIKLARI ..!

AYAZMA TAŞININ ANLATTIKLARI ..!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ayazma Taşı, Gümüşhane Torul İlçesi Dedeli Köyünde bulunan ve halk arasında kutsal olarak kabul edilen tarihi ve doğal bir yapıdır. Ayazma kelimesi, “kutsal su kaynağı” anlamına gelir. Bu tür yerler genellikle Bizans döneminden kalma Hristiyan ritüelleriyle ilişkilendirilir.  Ayazma Taşı’nın bulunduğu yerinde, Bizans dönemine kadar uzanan bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Geçmişte bölgede yaşayan Rum Ortodoks topluluklarının bu taşı dini ritüeller için kullandığı, Osmanlı Döneminde de buradan çıkan suyun şifalı olduğuna inanıldığı bilinmektedir.
 

Taşın su çıkan alandaki oyulmuş yapısı,  çıkan su kaynağını barındırması için hazırlanmıştır. Suyun yoğun çıktığı mayıs ayı, aynı zamanda şenlik olarakta kutlanılagelmiştir.

18 Mayıs 2025 Pazar günü, Ayazma Taşında uzun zamandır yapılmayan “Ayazma Şenliği” düzenlendi. Şenliği düzenleyen ve 22 köyün insanını temsil eden İkisu-Tersun-Artabel Derneği, bölgenin birbiri ile kaynaşmasını sağlayan önemli bir geleneği tekrar canlandırarak, görevini hakkıyla ifa etmiş oldu. Bölge halkıda yoğun bir katılım sağlayarak, hem özlemini gidermiş hem de gönüllerince eğlenmiş oldu. 
 

Şenlikte, üniversitemizin rektör, dekan ve hocalarıyla, Gümüşhane Belediyesi, MHP ve Ülkü Ocaklarının başkanlık ve teşkilat düzeyinde yoğun katılımı, A Parti’nin il başkanıyla temsili dikkati çekerken, AK Partinin ise İl Genel Meclis Başkanı ve Torul Encümeni haricinde temsil edilmemesi gözden kaçmadı.

Eskilerin “Mayısın yedisi” olarak adlandırdığı 20 Mayıs Ayazma Şenliği, adeta bir yıl özlenen ve beklenen bir buluşmayı sahneliyordu. Çocukluğumuzun önemli anılarından olan Ayazma, her yıl heyecanla beklenilen şenliğinin yanısıra, buradan çıkan ve taşın oluşumunu sağlayan su, zamanında kurdeşen ve uyuz gibi birçok hastalığa şifa olarakta kullanılıyordu. Şenlik zamanı kabinler kurularak duş aldırılan insanlar dahi oluyordu. Adeta bir şifa kapısı olarak görülüyordu. Gümüşhane’nin Pamukkalesi diye adlandırılan bu taş, tarihi, görünüşü ve suyu ile büyük bir kültür ve turizm geleceği vaadediyordu.

Ayazma taşı ve bölge halkı daha güzel günleri beklerken, 2007 yılında Alemdar İnşaatın yol yapımı sırasında, taşın neredeyse yarısı kırılarak tarihe ve geleceğimize ihanet ediliyordu. Bu büyük cehalet ve ihanetten sonra, bölge halkı kültürüne yapılan ağır saldırıya duyduğu üzüntü ile şenlikleri iptal ediyordu.
 

Kültür mirasına sahip olamayan yetkililer göstermelik bir ceza ile halkın öfkesini dindirmeye çalışıyordu. Ayazma taşı ise adeta “ben size faydadan başka ne yaptımda beni yok ediyorsunuz” dercesine küsmüş, kırılmadan etkilenen su yolu bozulmuş ve uzun bir süre suyunu dahi çıkarmamıştı.

Ayazma Taşı, Alabalık Tesisleri, Artabel Gölleri Tabiat Parkı ve etkiletici manzarası ise bu vadi, önemli bir turizm bölgesi olmaya çok uygun bir durumdadır. Yıllardır ihmal edilmiş olsa da, hiçbir zaman geç kalmış sayılmayız. 
 

Şenliğin düzenlenmesi fikrini ortaya atan ve destekleyen yeni rektörümüz Prof. Dr. Oktay Yıldız’ın, şenlikte belirttiği üzere, bu konuda akademik ve etkin çalışmalarda bulunacağına ve uluslararası bir kimlik kazandırmak için emek sarfedeceğine inanıyoruz. Gümüşhane’li olan, bölgeyi bilen ve anlayan bir rektörümüzün olmasının önemi burada daha da  net olarak ortaya çıkmıştır. 
 

Valiliğimiz ve Kültür Müdürlüğümüzün de artık Ayazma Taşına sahip çıkmasını ve tanıtımlarında kullanmasını istiyoruz. Başkaları yapay projelerle büyük reklam yaparken, biz de doğal kültür varlıklarımızı korumayı ve tanıtmayı yapmalıyız.

Kültür varlıklarını korumamanın sonu, sadece bir taşın ya da yapının kaybı değildir; bir toplumun hafızasını, kimliğini ve geleceğe aktaracağı mirasını yitirmesi anlamına gelir. Bu nedenlede Ayazma Taşı gibi yerlerin korunmaması, yalnızca bir taşın kırılması değil, aynı zamanda geçmişle kurulan köprünün yıkılması anlamına gelir. Kültürel mirasımıza sahip çıkmak, aslında kendimize ve çocuklarımıza sahip çıkmaktır. 
 

Dijital dünyada birbirinden gittikçe uzaklaşan insanlarımızı, tarihimiz,  değerlerimiz ve kültür varlıklarımızla birarada tutmayı başarabilmeliyiz. 
 

Hem bugünümüz hem de yarınlarımız için…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *