Ara
Gümüşhane
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,2298 %0.12
47,1009 %0.38
4.351,47 % 0,75
14 Ayda Bir Şehri Ağlatan Başkan

14 Ayda Bir Şehri Ağlatan Başkan

YAYINLAMA:

14 aylık kısa başkanlık döneminde bir buçuk milyonluk bir kentin gönlüne girebilmek…
 

Bu, her babayiğidin, her siyasetçinin, her seçilmiş başkanın harcı değildir.
 

Ama o bunu başardı. Hem de sessizce, gösterişsizce, samimiyetle…
 

Cenazesindeki o mahşerî kalabalığı görünce, Manisa’da adeta her evden bir cenaze çıkmış gibi hissettim. Şehir bir bütün olmuştu; gözyaşıyla, dualarla, hüznüyle…
 

İnsan, bu kadar kısa sürede hemşehrileriyle nasıl böyle güçlü bir gönül bağı kurabilir?
 

Demek ki mesele sadece seçimi kazanmak değilmiş; asıl mesele, gönülleri kazanmakmış.
 

Ferdi Zeyrek’in Manisa Büyükşehir Belediyesi’ndeki 14 aylık başkanlık süreci, mahalli idareler için adeta bir ders niteliğinde.
 

Onun hayatı; doktora tezi olacak kadar değerli, örnek alınacak başarı hikâyeleriyle dolu.
 

Bu hikâyeler, yerel yönetim kitaplarında okutulmalı; makamın değil, halkın yöneticisi olmanın ne demek olduğu anlatılmalı.
 

Zeyrek, kendini Kaf Dağı'nın tepesine koyanlara, halkla arasına duvarlar örenlere, aylarca randevu vermeyen kibirli yöneticilere tokat gibi bir örnekti.
 

Onun hayatı, “halk için yönetmek” kavramının ete kemiğe bürünmüş hâliydi.
 

Günlerdir Instagram’da ardı ardına onunla ilgili Reels Videoları düşüyor önüme. Her bir videoda ayrı bir hikaye var. Bu sebeple bu hafta o’nu yazmak istedim.
 

İçlerinde öyle bir tanesi var ki...
 

Türk bayrağına sarılı tabutu omuzlarda taşınırken, Selda Bağcan’ın sesinden “Uğurlar olsun… Hüznü bulutlar yoldaşın olsun…” dizeleri eşliğinde son yolculuğuna çıkarken gözlerim doldu.
 

İçim burkuldu.
 

Ben de sizler gibi onunla tanışmak, sohbet etmek isterdim.
 

Ne yazık ki, varlığını kaybettiğimizde öğrendik.
 

İzlediğim her video, içimizi burkan birer belge gibi.
 

Hangisini yazsam bilemiyorum…
 

Seçildiği ilk gün Manisa Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası önünde, onu karşılayan personele yaptığı konuşma müthiş.Kaç başkan böyle bir konuşma ile göreve işe başladı? 
 

“10. kattaki makam odam size her zaman açık. Çekinmeden gelin. Hangi sıkıntınız, derdiniz varsa randevu alın, gelin konuşalım.”
 

İşte başarının ekip işi olduğunu daha ilk gün gösteren bir lider!
 

Kırsal mahallelere altyapı ve kilit taş hizmetleri, su tarifelerinde yaptığı indirimler, gençlere yönelik projeler, İzmir-Manisa arası ulaşımda sağladığı kolaylıklar, ücretsiz internet gibi birçok hizmet...
 

Hepsi büyük bir takdirle karşılandı.
 

Özellikle gençlerin kalbini kazandı.
 

Kendisine mektup yazan bir ilkokul öğrencisinin davetine onca işinin arasında hemen sınıfı ziyaret etmesi, çocukların neşesine katılması; alçakgönüllülüğün, içtenliğin ve halkla bütünleşmenin adeta canlı bir örneğiydi.
 

Gördüğümüz kadarıyla kamu kaynaklarını birilerine peşkeş çekmeden, tehditlere boyun eğmeden dik durdu.
 

Bu zamanda bu cesareti kim gösterebilir?
 

Birçok konuşmasında tehditler aldığını söylemişti.
 

İçişleri Bakanlığı böylesine dürüst, çalışkan, projeci bir Türk evladını pamuklara sarması gerekirken yeterince koruyabildi mi?
 

Bu soru, hepimizin yüreğinde bir sızı olarak kaldı.
 

Ferdi Zeyrek, sadece Manisa'nın değil, Türkiye’nin kaybettiği büyük bir değerdi.
 

Arkasında sadece gözyaşı değil, başını minnetle eğen bir şehir bıraktı.
 

Yaptığı her iyilik bir kalpte filizlendi.
 

Yaşlıların duasında, gençlerin hayalinde bir ışık oldu.
 

Katıldığı bir televizyon programında 2024 sonunda Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin ilk defa 985 milyon TL bütçe fazlası verdiğini açıklamıştı.
 

"Her kuruşun hesabını verdiğinizde bütçe fazlası da verirsiniz, borçta ödersiniz…" diyordu.
 

Her ay, belediyenin harcamalarını resmi internet sitesinden şeffaf şekilde paylaşarak, hesap verebilir yönetimin ne demek olduğunu gösterdi.
 

Demek ki kamu kaynaklarını emen kara delikleri kapattığınızda ortaya böylesine onurlu ve bereketli bir tablo çıkabiliyormuş.
 

Siyasi görüşü ne olursa olsun, bu ülke; dürüst, halkına sevdalı, vatansever, genç yaşta başarılarıyla örnek olan bir evladını kaybetti.
 

Ve biz onu çok geç tanıdık...
 

Yaptıkları, onun adı gibi “zeyrek” – akıllı, ferasetli, ileri görüşlü – bir hayatın yansımasıydı.
 

Yolum bir gün Manisa’ya düşerse hem kabri başında dua etmek, hem de ailesini ziyaret etmek boynumun borcu olsun.
 

Bayramın birinci günü ziyaret ettiği aile mezarlığına, ertesi gün kendi naaşının geleceğini nereden bilebilirdi.
 

Bu ne büyük bir yazgı, ne büyük bir acı…
 

Her ölüm erkendir.
 

Ama bazı ölümler vardır ki, sadece hayatı değil, bir umut ışığını da söndürür.
 

Ateş düştüğü yeri yakar, ama bazen bir şehri, bir ülkeyi de sarsar.
 

Bir insanın ardından bu kadar gözyaşı dökülüyorsa, yaptığı işlerin, kurduğu gönül köprülerinin ne kadar sağlam olduğu ortaya çıkar.
 

O artık aramızda değil belki ama yaptığı hizmetler, bıraktığı izler ve kazandığı dualarla daima yaşayacak.
 

Ruhu şaad, mekanı cennet olsun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *