Gümüşhane Haberleri
2022-09-22 15:26:43

GÜNIŞIĞI

Hakime Zal

22 Eylül 2022, 15:26

Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz

Yolumuz Sivas Şarkışla’dan geçerken, Veysel’i aşık yapan köyü Sivrialan’a uğramadan onun müze olan evini görmeden geçmek olmazdı. İlk defa Sivas’a bu yıl gitmek nasip oldu.

Aşık Veysel’in doğduğu ve vefat ettiği evi artık müze olmuştu. Müze evinin içi onun şiirleri ve de türküleri ile çok kalabalıktı. Günışığını sadece 7 yaşına kadar görebilmişti. Hazin hayat hikayesi görmeyen gözlerini açtırmak istememesi, kurduğu dünyasında kalarak adını ve sesini tüm dünyaya duyurması ile adı artık Aşık Veysel idi. Hatta “gözlerimi açarsam kurduğum dünyam yok olur” demişti. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı harikulade müze dizayn ederek sevenlerine bu anlamda güzel bir hizmet sunmuştu. Kişisel eşyaları sazları fotoğrafları vardı. Babası oyalanması için bağlama almıştı ancak hep evde kalmak sürekli kardeşlerinin çalışması ona zor geliyordu. Benimde bir iş yapmam gerek diyerek ücret karşılığında bostan beklemişti.

"Beni hor görme", "Beş günlük dünya", "Derdimi dökersem derin dereye", "Dostlar beni hatırlasın", "Güzelliğin on para etmez", "Kahpe felek", "Kara toprak", "Uzun ince bir yoldayım" gibi eserleri hafızalara kazınan ve dili en yalın ve güçlü şekilde kullanan Aşık Veysel, şiirlerinde verdiği mesajlarla her zaman birlik ve beraberliği ön plana almıştı.

Cumhuriyet’in onuncu yıldönümünde A. Kutsi Tecer’in direktifleriyle bütün halk ozanları cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal üzerine şiirler yazılmıştı..Bunlar arasında  Veysel de vardı.Veysel’in günışığına çıkan ilk şiiri böylece “Atatürk’tür Türkiye’nin ihyası”...dizesiyle başlayan şiir oluyordu.Bu şiirin gün yüzüne çıkışı, Veysel’in de köyünden dışarıya çıkması anlamını taşıyordu. Şiir Hakimiyet-i Milliye gazetesinde 3 gün yayınlanıyordu ve Veysel ismi ülkede duyulmaya başlanacaktı.

Sivas’a gitmişken 4.Eylül Kongre müzesi görülmeye değerdi. Kongre müzesi; adeta “Ülkenin kaderini belirleyen kararlar burada alındı” diyordu. Coşkulu ve duygulu gözlerle gezinirken, büyük kurtarıcımız Atatürk’ün 10.yıl nutku kendi sesi ile radyoda içimi titretiyordu dinledim dinledim..

Sivas şehir müzesi de aynı şekilde halk oyunları, zanaatları, tarihi eserleri ile dolu dolu tarih kokuyordu. Gök medresesine hayran kalmıştım. Küçük kubbe odaları ile geçmişte kervancılara konaklama yeri oluyordu. Çifte minareli camiside tarihi anlatıyordu.

Anadolu’nun bağrından geçerken Niğde ilimizin Bor ilçesine bağlı Çukurkuyu beldesinde kabri bulunan Şehit Ömer Halisdemir’i ziyaretim çok anlamlıydı. Vatansever gözü pek yiğitlerimizin gözünü kırpmadan yurdu uğruna toprağa şehit düşmesi hem gururumuz hem de hüznümüzdü. Bütün kahraman şehitlerimizi bir kez daha yad ederek, ruhları şad mekanları cennet olsun inşallah.

Yolun devamında Mersin iline varmış Mersin Deniz Müzesi ilk durağım olmuştu. Stratejik öneme sahip denizlerimizde fırtınalar koparan Barbaroslar Piri Reisler deniz fırkateyn, mayın gemilerimiz ve donanmalarımız birbirinden kutsal görevler yaparak ve denizlerimizin güvenliğini sağlayarak bugünlerimize bizi ulaştırmışlardı. 

Mersin arkeoloji müzesi de tarihin derinliklerinden haber veriyordu. O vakitlerde yaşanmış hayatların zorluklarının yanında insanların çabaları, üretimleri işledikleri eserleriyle göz kamaştıran görsellikte idi.

Doğum ve ölüm arasında geçen süre hayat oluyor. İşte mesele hayatta var olmanın gereklerini yerine getirmekte. Hayatta kalmanın yolu, çalışmak üretmek ve insanlığa hizmet etmek olduğunu anlıyorsun

Gönül ister ki bu topraklarda yaşayan herkesin özellikle de gençlerimizin fırsat buldukça geçmişimizde yaşanan siyasi ve tarihi olayları bir kez daha anımsamak, o anların maneviyatını yaşamak, birliğimizin ve bütünlüğümüzün geçmişten gelen izlerini anlamak için bu tür önemli eserleri görmeleridir. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.