Gümüşhane Haberleri
2014-01-22 10:07:56

HAYATI KUL HAKKI KAVRAMIYLA ŞEKİLLENDİRMEK

Habil Karagöz

22 Ocak 2014, 10:07

Günümüzün en büyük probleminden biri hayatın her safhasında sıklıkla karşımıza çıkabilen haksızlıklar ve bunun da ötesinde bu haksızlıkların kurumsallaşması, toplum tarafından kanıksanması, giderek normalmiş gibi kabul görmeye başlaması ve en nihayetinde hakkın yerini haksızlığın almış olmasıdır. Gündeme yansıyan olayları incelediğimizde, toplumsal rahatsızlıkların, kavgaların, savaşların, anarşinin, bir partinin iktidara gelip diğerinin iktidardan çekilmesinin sebepleri hep haksızlıklardır. Kişiler arası ilişkilerde de kavgaların, cinayetlerin, iftiraların, dedikoduların vb. çoğu didişmelerin temeli, maruz kalınan haksızlıklardır.

Devletler insan kaynaklı haksızlıkların önüne geçebilmek için kanunlar yaparlar. Bu kanunlara muhalefet edenleri tespit etmek ve yargılamak için mahkemeleri kurarlar, toplumu bu kanunlara uymaya zorlamak için polis sistemini kurarlar. Sonra kanunların hatalı olduğunu düşünüp değiştirirler, sonra yine değiştirirler ve sonra yine… Polis yetmez bazen, bazen hâkimler, savcılar ihtiyaca çare olamaz. Bazen adaleti sağlayacak hâkimin, savcının veya polisin bizzat haksızlığın kaynağı olduğunu görürüz. Bir bakarız kanunları koyacak olanlar, çıkarları için kanunlarla oynamaktadırlar. Derken haksızlık alır başını yürür.

İnsanların eğer vicdanları eğitilmemişse, yukarıda anlattığımız gibi, siz insanları kanunla, polisle ve hâkimle ne kadar düzeltmeye çalışırsanız çalışın, nihayetinde ya kanun, ya polis ya da hâkim haksızlığın kaynağı olacak ve adalet sağlanamayacaktır. Mahkemelerde kocaman harflerle “Adalet Mülkün Temelidir” yazar. Mülkten maksat devlettir. Eğer adalet bozulursa devlet sarsılır ve daha da ötesinde yıkılır. Çok doğru bir sözdür.

Demek ki hakkı ve adaleti tesis etmek için kanunlardan öte, bu kanunları yapanların, uygulayan hâkimlerin ve polislerin ve nihayetinde kanunun muhatabı olan tüm vatandaşların önce vicdanlarını eğitmek gerekecektir. Vicdan eğitimi ise adalete bakan yönü ile kültürümüzde “kul hakkı” kavramı ile geniş yer bulmuştur. Bu kavram tam olarak öğretildiğinde kişi her ne durumda olursa olsun üzerinde kul hakkının kalmasını istemeyecek ve hatta kendi hakkından bile feragat edecektir. Çünkü her ne durumda olursa olsun, üzerinde kul hakkı kaldığı sürece hesabının tamam olamayacağını bilecektir. Bu bilinçle, üzerine kul hakkı almamak için azami derecede gayret sarfedecek, binlerce polisle, hakimle sağlanamayacak olan adalet düzeni kendiliğinden oluşacaktır.

Bu bakış açısı ile eğitim sistemimizi yeniden gözden geçirmek faydalı olacaktır. Acaba çocuklarımıza bu kavram zorunlu eğitimin hangi aşamasında hangi derslerde ne kadar yer buluyor bakmak gerekir. Ben din kültürü dersinin sadece 1 ünitesi hariç bu konunun okullarda işlendiğini bilmiyorum. İşte toplumumuzun dinamiklerini ayakta tutacak en önemli konunun eğitim sisteminde tuttuğu yer bu kadardır. Netice olarak haksızlıklardan kaynaklanan davaların her gün artmasında, yolsuzlukların başını alıp gitmesinde, sınıflar arası sömürünün zirve yapmasında hiçbir terslik yoktur.

Devleti ayakta tutacak, milletin huzurunu sağlayacak olan, ülkenin dünya ekonomisinden almış olduğu pay değildir. Devletin temeli adalettir. Adalet de vicdanların kul hakkı bilinci ile güçlendirilmesi ile sağlanabilir. Sayıların matematiğini genç dimağlara kazınmaya çalışılmasından daha önemlisi hak yememenin öğretilmesidir. Günümüzde kul hakkı bildiğimiz basit parasal temellerin çok daha ötesine geçmiştir. Şehir hayatının insanları konserve yığını biçiminde üst üste yığdığı bu dönemde, aldığımız her nefes kul hakkı adına farklı bir alanda sonuç doğurmaktadır.

Eğer sağlıklı bir ailede, çevrede, toplumda ve devlette yaşamak istiyorsak bu kavram üzerinde çok daha fazla durmamızda fayda olacaktır. Eğitim sisteminden başlayarak hayatın her aşamasında kul hakkını düşünmek ve konuşmak gerekecektir.

Gelecek yazılarımızda farklı açılardan kul hakkını düşünmek için görüşmek üzere.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.