Gümüşhane Haberleri
2019-05-05 22:55:51

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

Psikolog Ensar Nazır

05 Mayıs 2019, 22:55

“Düşüncelerinize dikkat edin çünkü sözcüklere dönüşürler. Sözcüklerine dikkat edin çünkü eyleme dönüşürler. Eylemlerinize dikkat edin çünkü alışkanlığa dönüşürler. Alışkanlıklarınıza dikkat edin çünkü karakteriniz olurlar. Karakterinize dikkat edin çünkü kaderiniz olur.“

ANONİM.

Aklınızdan geçen “ Bu düşüncede benim aklımdan neden geçiyor? Beni bu kadar neden zorluyor?“ diyorsanız.

Çok önemli bir detayı hemen başlamadan belirteyim. Sizi rahatsız eden bu düşüncelerin ne kadar sık geldiği ve ne derecede sizin bu düşüncelere zaman ayırdığınız Obsesif kompulsif bozukluk için çok önemli bir detaydır.

Herkes de biraz obsesiflik ve kompulsiflik vardır, olması da gerekir, olması da gayet normaldir.

Biraz dertleşmeye ne dersiniz?

Düşünce takıntı boyutuna ulaşırsa; tehlike çanlarını çalmaya başlayabiliriz. Psikoloji de bu konuyu şu şeklide ele alıyoruz.

Takıntı insan zihninin düşman başına diyebileceğimiz özelliklerinden biridir. Aklımızda bir düşünce veya hayal gelir, oturur, bir türlü oradan kalkmaz.  Ne yaparsak yapalım, o düşünce veya hayal oradadır.  Kafa bozuk plak gibi takılır kalır aynı yerde.

Psikoloji dilinde takıntıya obsesyon diyoruz. Obsesyon “saplantı“ kelimesiyle de Türkçeye çevrilebilir. Net bir tarif yapacak olursak, obsesyon veya saplantı/takıntı:

  1. İstemeden gelen.
  2. Sıkıntı veren
  3. Tekrarlayıcı ve sürekli düşünce, dürtü veya hayaldir.

Kişinin takıntıları doğrultusunda yaptığı ve kendini alıkoyamadığı eylemlere ise kompülsiyon deriz. Kompülsiyon , “zorlantı“ kelimesiyle Türkçeleştirilirse de anadili Türkçe olan insanlara bile bu kelime herhalde pek mana ifade etmez. Yine de daha iyisi türetilene kadar kompülsiyon veya zorlantı kelimelerinden birini kullanmak dışında çaremiz yok.

Kompülsiyonlar öyle davranışlardır ki:

  1. Takıntıya cevap olarak gerçekleştirilir.
  2. Kişi kendisini bu davranışları yapmaktan alıkoyamaz.
  3. Tekrarlayıcıdır.

OKB önceleri nadir olarak görülen bir hastalık olarak kabul edilmesine karşın son yıllarda yapılan araştırmalarda hiç de nadir olmadığı belirlenmiştir. Büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB’nin her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır.

Tabi ki birçok obsesyon ve kompulsiyon türleri vardır. Bunlardan bahsedecek olursak;

Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu

Kişinin bedeninin ve giysilerinin kir, mikrop, toz gibi etkenler; kimyasal maddeler, deterjanlar, zehirler ile idrar, gaita ve diğer beden salgıları ile bulaşacağına ilişkin takıntıları ve bu takıntıların yarattığı sıkıntıyı gidermek için yaptığı davranışlarıdır.

34 yaşında ev kadını, eve gelen misafirlerin dışarıdan mikrop taşıyacağı şeklindeki obsesyonlarından dolayı evdeki tüm terlikleri yıkanabilir terlik olarak değiştirmişti ve misafirler gittikten sonra hepsini çamaşır makinesinde yıkıyordu.

43 yaşında erkek hasta, ev ortamı dışında tuvalete gitmiyor, evde de tuvalete her gittiğinde idrar sıçradığı şeklinde takıntılı düşünceler ile çoraplarını ve pantolonunu değiştiriyordu.


 

Bu örneklerde kişilerin bedenlerine ve elbiselerine değişik maddelerin bulaşacağı düşüncesi bulaş obsesyonu, ortaya çıkan sıkıntıyı gidermek için temizlik ve yıkanma davranışları yapmaları ise kompulsiyonu oluşturmaktadır.

Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu

En sık görülen obsesyon ve kompulsiyonlardandır. Kişi gaz ocağı, kapı, kilit gibi nesnelerin açık kalmış olabileceğinden, ütü vs. elektrikli aletlerin fişlerinin prizde takılı kalmış olabileceğinden kuşku duyar (Kuşku obsesyonu) ve emin olmak için tekrar tekrar kontrol etme gereksinimi duyar (Kontrol kompulsiyonu). Bu kuşku ve kontroller yaşamın birçok alanında kendini gösterebilirler.

45 yaşında erkek hasta, her akşam işinden evine döndüğünde otomobilini park edip evine girdikten sonra otomobilin kapısını kilitlediğin-den emin olmuyor ve bazen iki-üç kez olmak üzere sokağa çıkıp otomobil kapılarını kontrol ediyordu.

54 yaşında erkek hasta, her sabah kendi kullandığı otomobili ile bir kavşaktaki polisin yanından geçiyor, biraz uzaklaştıktan sonra “acaba otomobilin sol aynası ile polise çarpıp yaralamış mıyımdır?” şeklinde kuşkular nedeni ile geri dönüyor, polisin sağlıklı olduğundan emin olduktan sonra rahatlayarak işine gidiyordu.


 

Başkalarına zarar vereceği, elinde olmadan saldırgan davranışlarda bulunacağı şeklinde obsesyonlar

Bazen hastalarda elinde olmadan başkalarına rahatsızlık ya da zarar vereceği, ağzından hoş karşılanmayacak nitelikte sözcükler kaçıracağı, yanındaki insanlara elinde olmadan zarar vereceği şeklinde obsesyonlar olabilir.

40 yaşında erkek hasta, evde ailesi ile birlikte otururken “kontrolümü kaybeder de elimden bir kaza çıkar, eşime, çocuğuma zarar verir miyim” şeklinde düşünceleri nedeni ile aile üyelerinin bulunduğu ortamda eline makas/bıçak gibi kesici/delici aletler almıyordu.

Lohusalık dönemindeki genç bir anne bebeğini emzirirken ya da altını temizlerken “kontrolümü kaybederim de bebeğimi boğar, öldürür müyüm” şeklinde düşünmekten alıkoyamadığı ve çok yoğun sıkıntıya neden olan takıntılı düşüncelere sahipti.

Cinsel içerikli obsesyonlar

Zaman zaman OKB’li hastalarda kendine, yaşına, toplumdaki yerine hiç yakıştıramadığı bir biçimde, cinsel içerikli obsesyonlar bulunur.

65 yaşında, dini inançları kuvvetli kadın hasta, çevresindeki erkeklere ilişkin cinsel içerikli hayaller kurmaktan kendini alamıyor, bu hayalleri zihninden bir türlü uzaklaştıramıyor ve çok rahatsızlık duyuyordu.

16 yaşında lise öğrencisi erkek hasta, “Kontrolümü kaybedip de elimde olmadan bayan öğret-menlerime ve kız arkadaşlarıma sarkıntılık yapar mıyım ya da yanlış anlaşılabilecek davranışlarda bulunur muyum?” şeklinde cinsel içerikli obsesyonlara sahipti.

Simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları

Simetri gereksinimi ve düzen takıntıları da sık görülen belirtilerdendir. Kişinin tüm yaşamında simetri gereksinimi ve düzenlilik hakimdir.

35 yaşında ev kadını, sehpaların üzerinde bulunan örtülerin sehpanın tam ortasında durmasına özen gösteriyor, halının saçaklarından ters dönenler varsa düzeltmeden duramıyordu.

43 yaşında erkek hasta görev yaptığı kütüphanede raflardaki kitapları büyükten küçüğe, kalın ciltliden ince ciltliye belirli bir düzen içinde yerleştirmek için günlük mesaisinin büyük bir kısmını harcıyor, yapması gereken diğer işleri aksatıyordu.

Sayma kompulsiyonları

Bazı OKB’li hastalar herhangi bir günlük aktiviteyi belirli bir sayıya kadar saymadan yaparsa işinin rast gitmeyeceğini düşünerek sayma davranışında bulunurlar.
 

33 yaşında kadın hasta, sabahları çocuğunu okula gönderirken üç kez “yolun açık olsun” demezse başına kötü bir şey geleceğinden endişe duyuyordu.

Dokunma kompulsiyonları
 

Zaman zaman bazı OKB’li hastalar bazı davranışları yapmadan önce kendilerince önemsedikleri bir eşyaya dokunma gereksinimi duyarlar.

37 yaşında erkek hasta, sabahları işine giderken vestiyerin yanında asılı duran ve üzerinde mutlu bir aile resmi bulunan anahtarlık kutusuna dokunmadan çıkarsa, ailesini ilgilendiren olumsuz bir olay ile karşı karşıya kalabileceklerinden endişe duyuyor, bazen geri dönüp yeniden dokunma gereksinimi duyuyordu.

Biriktirme ve saklama kompulsiyonları

Sık görülen kompulsiyon türüdür. Kişi “ileride gerekli olabilir” şeklinde bir düşünce ile gerekli olmayacak eşyaları bile biriktirebilir / saklayabilir.

38 yaşında erkek hasta, uzun yıllardan beri düzenli olarak aldığı gazeteleri “içindeki bilgiler ileride çocuklarıma gerekli olabilir” şeklide bir düşünce ile düzenli bir şekilde ve tarih sırasına göre paketleyerek saklıyordu.

Batıl itikatlar, uğurlu, uğursuz sayılar ve renkler

Çoğu kişinin kültürel özelliklerinin bir parçası olarak bazı inanışları, davranışları, uğurlu ya da uğursuz saydığı sayı ve renkleri olabilir. Merdiven altından geçmemek, çocukların üstünden atlayıp geçmemek, evden sağ ayakla çıkmak, yatağın sol tarafından kalkmamak gibi.

Bu tür inanışlar günlük yaşam aktivitelerini engelleyecek ya da günlük işlevlerimizi kısıtlayacak kadar sık ve yoğun ise o zaman hastalık düzeyinde değerlendirilebilir.

Dini içerikli obsesyonlar
 

Özellikle dini inançları yoğun yaşayan toplum kesimlerinde sık görülen bir obsesyon türüdür. Kişi kendini inanç ve görüşlerine tam karşıt bir biçimde ve çok yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünceleri düşünmek-ten alıkoyamaz.

58 yaşında, dini ibadetlerini tam olarak yerine getirdiğini ifade eden bir erkek hasta, namaz sırasında tam başını secdeye koyduğunda “Allah’ın varlığından kuşku duyma” şeklinde takıntılı düşünceler geldiğinden yakınıyordu.

Konuyu okuyunca şaşırabilir, bende de oluyor ara sıra diyebilir yahut bu bende sık sık oluyor diyebilirsiniz. Kutu içinde bazı örnekleri sizinle paylaştım. Bu örnekleri çoğaltabiliriz daha iyi anlaşılması için bu örnekleri sizlerle paylaştım.

Sağlıcakla kalın…

KAYNAKÇA

PSKİYATRİ RESMİ İNTERNET SAYFASI

DR. OĞUZ TAN TAKINTILAR  KİTABI

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.