Gümüşhane Haberleri
2020-01-01 22:13:23

SEN DÜZELİRSEN TOPLUM DÜZELİR

Gençağa Eren

01 Ocak 2020, 22:13

Sen  kendini düzelteceksin ki  toplum düzelsin.

Bozulmaya fırsat vermemeliyiz. İnsan düzelirse Dünya düzelir. İnsan bozulursa Dünya bozulur.

Şu örnek bize bunu daha iyi anlatır. Baba, oğluna söz vermişti; bu hafta sonu parka götürecekti onu ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Evde bulunan Dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna uzattı:– Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni parka götüreceğim! dedi.Sonra düşündü:– Oh be, kurtuldum! En iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez! Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi: Babacığım, haritayı düzelttim. Artık parka gidebiliriz! dedi. Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu.Çocuk şu ibretlik açıklamayı yaptı: Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti.

İnsanda manevi değişim olmadıkça toplum değişmez Allah’da onları değiştirmez. Varlık sebebine yönelik hareket etmezse darlığa düşer iç bozulma başlar.

İç bozulursa dışda bozulur.

İnsan bozulursa toplumda bozulur.

İnsanoğlunun nasıl fiziki bir bedeni varsa birde ruhi manevi bir bedeni vardır. Fiziki ayakta tutan midesine gereken gıdayı almazsa dizden takatten düşer ve ölür. Ruhunda midesi kalbidir onuda ayakta tutan maneviyattır.

Kalp, imanın ve küfrün merkezidir.

Gönül irfan kaynağıdır.

Kalp iman ile dolduğunda “gönül”; inkâra ve küfre yöneldiğinde “nefs” adını alır. “İnsan vücudunda bir et parçası vardır o düzelirse bütün vücut düzelir, o bozuk olduğunda bütün vücut ifsat olur. İyi bilin ki, işte o et parçası kalptir.”[1].

Gönül nazargâhdır, ilâhî sevginin merkezidir.

Bu kadar nimeti veren rabbimiz nasıl ve ne şekilde huzur bulacağımızıda o belirlemiştir. Rabbimiz Kur’an’da”…Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.“[2] Bu hal toplumlar içinde geçerlidir.

Bu konudaki ayet şöyledir:"...Bir toplumu oluşturan fertler kendi iç dünyalarındakini değiştirinceye kadar, Allah onların oluşturduğu toplumu değiştirmez."[3] Ayetin bu kısmı, toplumlardaki değişim dinamiklerine dikkat çekmektedir. Bir toplumun olumlu veya olumsuz manada yüce Allah'ın değiştirmesinin sebebi, o toplumun fertlerinin kendi iç âlemlerini değiştirmeleridir. Kendi nefislerindekini, yani şahsiyetlerini, düşüncelerini ve niyetlerini değiştirmeleri, yüce Allah'ın onları değiştirmesine sebep olmaktadır. Demek ki bir insanın kendini  değiştirmesi, sosyal ve toplumsal değişime yol açmaktadır." Bu da, bir milletin fertlerinin kendi iç âleminde bulunanı değiştirinceye kadar Allah'ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden dolayıdır." [4] Diyerek huzurun kaynağını belirliyor. Kendi şahsiyetini değiştirmeyen halkın meydana getirdiği toplumu Allah da değiştirmeyecektir. Toplumun değişimindeki özler niyet, iman ve kötüden sakınma denen takvadaki değişimidir. Toplum hemence olumlu manada huzurda neşet bulucak gelişmesine sebep olacaktır. Ayette; "O ülkelerin halkı inansalar ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık."[5]  huzur ve bereketin artışı iman ve kötüden sakınma gibi manevi oluşumlara bağladır.

Bir toplum kötüden yana değişime uğruyorsa, bunun sebebini kendi şahsiyetindeki değişimde görmeli ve ona bağlamalıdır. Kendini hakka değil de hakkı kendine tabi kılmak, kâinatı yıkacak kadar büyük bir değişime ve büyük bir felakete neden olabilmektedir. "Eğer hak, onların hevasına, kötü arzularına uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik, fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirdiler." [6]  

Tüm kâinatı sarsacak kadar güçlü olan insan nefsi değişime uğrayınca toplumun toz duman olmasına yol açmaktadır. İnsanın amacı doğruluk, şeref, güzellik ve iyiliktir. İnsanın bunlara sırtını çevirmesi, toplumsal depremin oluşmasına sebep olmaktadır. Doğru yoldan çıkmak, boş kuruntular peşinde koşmak veya yüce Allah'ın doğa kanununu değiştirmeye kalkışmak, toplum için yıkımı getirecek değişimi başlatmaktadır.

İnsan kendi saf olan düşüncesine, niyet ve inancına sahte ve zararlı olan görüşleri katarsa iç âleminin kıvamını, saflığını, şeklini değiştirir ve iç dengeleri bozar. Bu bozulma, bu değişim onun içinde durmaz, topluma sıçrayarak oradaki düzeni bozar ve onu çürütmeye başlar. Diğer taraftan insan, şahsiyetinin bütünlüğünü bozması beyin ile gönül arasını ayırmak, nefsin beyin ve gönülle olan bağlarını kesmesidir.

Âşık Sümmâni, dünyada ve zamanda ciddi bir bozulmanın olduğunu düşünmektedir. Ona göre dünya ve zamanın düzeni bozuk, mevcut hâli kötüdür.

Der ve şu mısraları söyler:

Öyle bir asra geldi ki devrimiz.

Neye baktım her bir hâlde leke var.

Eğer yanlışımız eğer doğrumuz .

Hâli değil her cihette leke var.

Zevk-i zulûmette gönül perişân .

Gayet arttı kalmakalı dünyanın.

Bozuldu tebdil kalmadı bir nişân .

Tebdil oldu eser-i dili dünyanın

 

[1] Buhârî, İmân, 39.

[2] Ra'd 28.

[3] R'ad, 11.

[4] Enfal, 53.

[5] Araf, 96.

[6] Mü'minun, 71.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.