ARANAN KAN BOL MİKTARDA BULUNDU: POZİTİF PSİKOLOJİ

-Efendim! Efendim!  Merhabalar…

-Arkadaki araba, hemen kornaya basmak zorunda mı?

-Binenler, inenlere ne zaman inme şansı tanıyacak?

-Banka kuyruğundaki yaşlı amcayı beklemek mi?  Neyse, yarın çekerim parayı.

-Ramazan ayında pide sırası beklediniz mi? Sahi 1 gün bozunca 61 tutuyorduk değil mi?

-Sabırlı biri misinizdir efendim? Tabi hoşgörü, kardeşlik benim işimdir.

Efendim, kendinizi ne kadar tanıyorsunuz? Olumlu yönlerinizi biliyor musunuz? Hiç kendinizi merak ettiniz mi?

Olumlu özelliklerimizin, güçlü yanlarımızın araştırıldığı hatta bu potansiyellerimizin ölçülebildiği bir alan var. Duyanlar duymayanlara bahsetsin.

Çok etkilendik; hemen her tarihi olayın içinde olan bir milletin çocukları olarak iyisiyle kötüsüyle bugünlere geldik. Tarih kitaplarımız çok kalındır. Bu durumun olumlu veya olumsuz yanları tartışılabilir ancak herhangi bir zamanda tarih sınavına hazırlanıyorsak bu gerçekten zorlayıcı olabiliyor. Dedim ya hemen her olayda varız.

Bir zamanlar dünyanın uçsuz bucaksız yerlerine kültürüm nakış gibi işlenirken, şimdi başka kültürlerde kendime kültür arayışı içindeyim. Ben beni tanımıyorum; arkadaki araba ben olsam ben de kornaya basarım çünkü önümde bir araba değil de uçak var sanıyorum. Tıpkı aramakta olduğum özüm, kültürüm gibi. Biliyorum bir yerlerde bir amacım ve anlamım var ama bulamıyorum. İşte, ondandır inenleri bekleyemiyorum. Hemen her koltuk sanki dolacakmış gibi geliyor. Kendime bir yer bulamayacakmışım gibi özümü bulamayışım geliyor aklıma. Yaptıklarım çok masumca aslında. Biliyorum bir anlamım ve amacım var. Banka kuyruğunda ki yaşlı amcaya yardım etmeye, ramazan ayında en son pideyi almaya talibim.

Bugün sizlere yeni bir bilim olan psikolojinin daha da yeni bir alt dalından bahsetmek istiyorum: “Pozitif psikoloji”

Psikoloji biliminin çalışma alanlarının büyük bir kısmı, normal olmayan davranışlar ve ruh sağlığı bozuklukları olmuştur. Bu sebepten dolayı ortada bir sorun olduğu kabul edilmiş ve sorun çözmeye odaklı anlayış kabul görmüştür. İnsanların olumlu, sağlam özelliklerini inceleme ve araştırma göz ardı edilmiş ve üzerinde fazla durulmamıştır.

Psikoloji tarihine bakıldığında, insan davranışları anlamında büyük bir mesafenin kat edildiği görülür. İkinci dünya savaşından önce psikolojinin üç temel amacı olduğu belirtilmişti:

  1. Ruh hastalıklarını tedavi etmek
  2. İnsanların hayatlarını onlar için yaşanılabilir ve anlamlı hale getirebilmek.
  3. Olumlu, güçlü özelliklerini belirlemek ve bunları geliştirmek.

Ancak savaş sonrası, insanlık tarihi hem psikolojik hem fiziksel olarak çok ağır hastalandı. Hal böyle olunca sorunlar üzerine gidildi. Hemen kanayan yaraya merhem olacak çözüm yolları düşünüldü. Yukarıda verdiğimiz 3 amaç arasından sadece ilki üzerinde duruldu. Böylece psikoloji bilimi ile ilgilenen o zamanın bilim insanları; psikoloji biliminin uğraş alanlarının dil, öğrenme, algılama gibi konular ya da ruh sağlığı bozuklukları depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu, fobiler, kişilik bozuklukları ve şizofreni gibi pek çok ruh sağlığı bozukluğu ile ilgili çalışmalar olduğunu düşünerek bu hususlar üzerinde yoğunlaştılar.

Tarihler 1906 altıyı gösteriyordu.  William James, Amerikan Felsefe Derneği başkanlığı yaptığı dönem “ insanların güçleri“ olarak adlandırıldı. James, neden bazı insanlar bütün kapasitelerini tam anlamıyla kullanırken diğerleri bu konuda başarısız oluyor diye düşündü. Bunu anlayabilmek için de şu iki soruya cevap verilmesinin gerektiğini savundu:

1) insan enerjisinin-gücünün sınırı nedir?

2) Bu enerji-güç nasıl harekete geçirilebilir ki en iyi şeklide kullanılabilsin?

Ardından 1940’larda hümanist psikoloji yaklaşımı, insanların olumlu yönlerine ve potansiyellerine odaklanmıştır. Hümanist psikoloji, kendini gerçekleştirme ve benlik algısı gibi konulara odaklanmıştır. Hümanist psikolojinin kurucusu olan Abraham Maslow, pozitif psikoloji kavramını kullanan ilk bilim adamı olarak tarihe geçmiştir. Maslow, psikoloji bilimi için şu eleştiride bulunmuştur:

Psikoloji bilimi insanların olumsuz yönlerini ele almada, pozitif yönlerden çok daha başarılı olmuştur. İnsanın kusurlarını, hastalıklarını daha çok ortaya koymuş ama potansiyelleri, erdemleri, başarılabilir istekleri ya da tam psikolojik kapasiteyle ilgili daha az söz söylemiştir. Adeta psikoloji, kendisini gönüllü olarak, olumsuz ve karanlık tarafıyla ilgilenerek sınırlandırmıştır.

1940’larda bir başka isim Victor Frankl, insanın anlam arayışını temel alan Logoterapi yaklaşımını ortaya koymuştur. Frankl, bireylerin yaşamda anlam bulmaya yönelik çabalamalarının en temel motivasyonel güç olduğunu belirtmiş ve insanların yaşamlarına anlam katabilecek amaçlar bulmalarına yardımcı olmaya çalışmıştır.

Burada soluklanıp pozitif psikolojinin en önemli konularından birisi olan “hayatın anlamı ve amacı nedir” sorusuna cevap aramak noktasında yolumuza devam edelim:

Pozitif psikolojinin yeni bir yaklaşım olarak kabul edilmesine doğru yol alındığı 90’lı yılların içerisinde, duygusal zekâyla ilgili çalışmalarda oldukça etkili olunmuştur. Duygusal zeka çok büyük yapısı içerisinde insanın olumlu yönlerinden iyimserlik, iyi oluş, farkındalık, empati, motivasyon ve pozitif kişilerarası ilişkileri barındırmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı da pozitif psikolojiyle çok yakından ilişkili olduğu söylenebilir.

Tarih boyunca insanların olumlu özelliklerine bir şekilde vurgu yapan daha pek çok bilim insanı ve çalışma olmuştur ancak pozitif psikolojinin bir bilim olarak kabul edilmesi, Martin Seligman’ın 1998 yılında Amerikan Psikoloji Derneği başkanlığı yaptığı döneme dayanmaktadır. Bununla birlikte, yukarıda bahsettiğimiz hümanist psikoloji ve pozitif psikolojinin aynı konular üzerinde durduğu belirtilerek pozitif psikolojiye gerek olmadığı söylenmiştir. Buradaki ayrım konusu; hümanist psikolojinin daha çok nitel araştırmalara dayanması, pozitif psikolojinin ise kanıta dayalı indirgemeci araştırma yöntemlerine yoğunlaşması şeklide belirtilmiştir. Yani hümanist psikoloji, iyi oluşunuzla ilgili güzel teoremler ve fikirler ortaya atarken pozitif psikoloji, iyi oluş seviyenizi ölçmek için psikolojik testler geliştirerek bilimsel yönüyle daha çok ön plana çıkmaktadır.

Unutulmamalıdır ki Pozitif psikoloji, psikolojik rahatsızlıkları ve yaşamdaki olumsuzlukları görmezden gelmez. Aksine, bunların hayatın bir parçası olduğunu kabul eder. Bunların farkında olarak hayatımızda bir anlam ve amaç arama çalışması içerisine girer.

Kısa bir tarihçesinden bahsettiğimiz pozitif psikoloji alanının ilgilendiği bazı kavramlar da şunlardır:

  • Mutluluk
  • Psikolojik sağlamlık
  • Psikolojik ihtiyaçlar
  • Karakter güçleri
  • İyimserlik
  • Umut
  • Sosyal zekâ
  • Duygusal zekâ
  • Travma Sonrası gelişim
  • Farkındalık
  • Özgecilik
  • Affedicilik

Köşe yazılarımda bundan sonra, siz değerli okurlarımla bu alanla ilgili bol bol tartışacağız. Bu yazımızda, Pozitif psikolojiyi kısaca tanıma gayreti içerisinde olduk.

Sonraki yazılarımda, burada bulunan ya da bulunmayan birçok pozitif psikoloji temelli kavram ve çalışmayı tek tek ele almaya çalışacağım.

Sağlıcakla kalın…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Salih KORKUT
Hasan Salih KORKUT - 5 yıl Önce

Kıymetli Hocam kalemine yüreğine sağlık.