AYAKLARININ ALTINA CENNET SERİLENLER...

Her hafta bir günü bir bayramı kutluyoruz neredeyse… Hepsi bir yana sembolik olarak yılda bir defa da olsa hatırlanma babında en güzel günlerden birini kutlayacağız. Mayıs ayının ikinci pazarı en güzel varlıkların günü, başlarımızın taçları anneler, anneler günü… Ne günler kutlamıyoruz ki içlerinde diğerlerine göre anlamlı olanları da olmasa monotonluktan çıkamayacağız ya. Her ne kadar artık böyle kutlamalar ticarete dökülmüş olsa da varsın olsun bir kere. Öteye beriye neler harcıyoruz, bir kerede dünyanın en değerli varlıkları için harcamış olsak ne çıkar. Gerçi annelerin böyle bir beklentisi yoktur ya, onlar en vefakâr ve cefakâr insanlardır. Bir hatırlanmak bir gönül almak ta onlar için yeterli olur, olmasa da olur derler. Çocuklarının mutluluğu onlara yeterde artar da yine de onure edilmeyi onlar kadar kim hak ediyor acaba…

Şu dünyada bir insanın üzerinde en çok kimin hakkı vardır desek şüphesiz akla gelen ilk isim olarak anne olacaktır. Dokuz ay karnında taşıyan, sancılar çeken, doğuran, emziren, bakıp büyüten annenin hakkı ödenir mi acaba? Geceleri üstümüzü örten, gök gürültüsünde yanına sığındığımız, sıcaklığıyla bizi saran şefkatiyle, kuzum kuzum diye sarmalayan anne…  

Önceki haftalar içerisinde kutlu doğum haftasını kutlarken yeri gelmişken dünyanın en sevgili insanını Hz. Peygamberi dünyaya getirmeye vesile olan anaların baş tacı Âmine annemizi, sütannesi Halime annemizi, iffet abidesi Meryem annemizi ve de cihan imparatorluğu Osmanlı Devletinin adam gibi adamlarını Yavuzları, Fatihleri doğuran Gülsüm, Fatma, Rabia ve daha nice annelerimizi de rahmetle ve saygıyla anıyoruz. Onlar dünya coğrafyası üzerine ışık saçan, huzur veren, tarihin akışını değiştiren insanların anneleriydi. Onlar birer edep timsaliydi… Ne kadar mesut ve bahtiyar olmalıyız ki bizim annelerimizde bu kutlu yürüyüşe katılmış olan annelerin izinden gelmekte. Onlar gibi bu gün ki annelerimizde bu edep yolundan giderek yarınların Fatihlerini, Yavuzlarını yetiştirmekte. Esasen her annenin gönlünde yatan evlat yetiştirme arzusu bu olmalı. Hep demez miyiz Allah bize kendisine, peygamberine, vatanına, milletine faydalı hayırlı evlatlar versin diye… Evet, evlat sahip olmadaki ölçümüz bu olmalı, hayırlı evlatlar… Bu silsilenin uzantısı olarak bu niyet içerisinde hayır bekleyerek bir sonraki nesilden bu hayrı devam edecek nesiller mutlaka çıkacaktır. Bu da en başta aile kurumunun temel direği olan anneden geçmekte. Bir anne ne kadar duyarlı olursa evlat ta o derece de yetişecektir. Bu gün ki Avrupa toplumu gibi 18 yaşından sonra ne yaparsan yap mantığı ile değil, ölene kadar dahi aile bağı ile kopmadan alınan bir terbiyenin devamı neticesinde filizlenecektir. Yuvayı dişi kuş yapar sözüne itafla gelecek nesiller oluşacak bu anne modellemesi ile şekillenecektir. Burada iş sadece anneye düşmemektedir tabiî ki baba da saygın yeri olarak anne-çocuk ilişkisinde kontrol ve kumanda işlevini yürütmeye çalışacaktır, sorumluluk anne de yük baba da kopmadan, yıkılmadan dengelenmiş bir terazi gibi zaman yolculuğunda yola devam edilecektir.   
  
Klasik bir söz olacak anneler gününün tek bir günde kutlanmış olması ama hiç kutlanmamasından, hiç hatırlanmayışından daha iyi olduğu da bir gerçektir. Bir günde olsa o güzel insanları hatırlamak, bir demet çiçek ile yüzlerinde gülücükler açtırmak, seni seviyorum anne demek hiçbir karşılık beklemeyen o insanlar için onların açısından yeterde artar… En azından bu gün anneleriyle araları kırgın olanlar için düzeltmek için bir fırsat günü… Gönüllerini almak, ayrılıkları ortadan kaldırmak için bundan güzel bir sebep olabilir mi acaba? Belki sonraki yıla ne bizim ne onun fırsatı olacak. Keşke demeden önce bu Pazar hiçbir anne ve evlat küs kalmasın. Hem demezler mi ana gibi yar Bağdat gibi diyar bulunmaz diye, ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar. Doğumdan itibaren başlayan bu bağ ölünce de öldükten sonrada bozulmayacak bir bağ. Evlilikler bile nikâh ile olurken, can yoldaşınız hayat arkadaşınızla bile nikâh bağı olduğu sürece varsınız oysa ne anneniz sizi ne de siz annenizi yok sayabilirsiniz. İyi veya kötü bu alın yazısını değiştirecek bir güç olmadığına göre onlar bizden bizlerde onlardan razı bir şekilde bu dünyadan göç etmek hepimizin hayrına olsa gerek…

Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun. Bu vesile ile kutsal topraklardan yanımıza gelen Sahure annemin, Nuray annemin ve büyük annelerimin de ellerinden hürmetle öpüyorum. Her ne kadar coğrafi olarak uzaklarda olsak da aslında onlar hep yanı başımızdadırlar… Biz onlardan razıyız Allah' da razı olsun.

Sevgi ve Saygılar…
YORUM EKLE