Bir zamanlar...

Soyiha da termaşlara sahab olunda girmesinler bostanlara...

Bağırmanın başlangıcı bu sözler olurdu genelde. Haksız da sayılmazlardı. O rakımda yılda bir kere olan mahsul, sulanacak, korunacak, donmaması için dua edilecek ve hasattan önce, davardan, maldan ve tavuklardan korunacak.

Ama ne yaparsan yap, en kuvvetli cablamaları, tel örgüleri yapsan da bir şekilde mahsulün bir kısmı bu şekilde heder olurdu. Yapılan genelde ağız dalaşı teyze kavgalarını biz gençler gülerek izlerdik. Kavga edenler de yakın ekraba. Nasılsa bir kaç gün sonra aynı sofrada oturacaklar...

Her nasılsa, mutlaka her yıl nenemin bostanlarının bir kısmına sam yeli vururdu. O zamanlar ne olduğu ile ilgili en ufak bir fikrim yoktu elbet. Sonraları, çölden esen kuru rüzgar olduğunu anladığımda, o rakıma nasıl olur da sam yeli vururdu halen aklım almaz.

Ama mevsim sonunda toprak, kendisine verileni 5,10 katı ile mutlaka geri verirdi. Dualar ile toplanırdı her şey.

Bir de gazel zamanımız vardı her yıl. Ot, saman zamanından sonra, hayvanların yedek akçesi gazel. Çuvallar hazırlanır ve at ile köyün aşağısında ki yoğun kavakların olduğu Panak adlı yere gidilir. Çuvallar doldurulur ve ata yüklenerek mereğe koyulur. İşte o gazeller biraraya toplanırken yaprak seslerine, mevsimin güz olması sebebiyle serin esen rüzgar sesi de karışırdı. Rengarenk bir doğa, yapraklarını dökmüş yaban fındıklarına eşlik eden, yemyeşil çam ağaçları...

Acele etmek gerek artık, kar ha yağdı ha yağacak.

O zamanların en mutluluk veren tarafı, kar yağdığında, odunluğun, kilerin ve mereğin dolu olması idi, bir de küpte turşu armudu varsa başka ne istersin ki ?

İş yükü azaldığında, 4 tane, her ucu sivri cağ ile yün çorap dokumaları çoktan başlamıştı. En çok topuk ve parmak uçlarına siyah yün konulmasını severdim. Nenem mutlaka dokur hatta, misafir gelenlerin de çantalarına sıkıştırırdı. Artık kış gelsin ve bolca kar yağsın. Seneye su bolluğu, ot bolluğu kar yağışına bağlı. Bütün dualar bunun için... Soba yanıyor, fırınında mutlaka bir şeyler var, kedi hemen sobanın arkasında...

YORUM EKLE