Kaldırımların buz tutan zeminlerinde yürümek, özellikle aşağı yönlü yürümelerde daha zor olurdu. Evden çıkıp çarşıya yürüyen neredeyse her kul, aşağı yönlü yürümek zorunda kalırdı ve halen öyle Gümüşhanemde... Başların...

Hasır taburenin önündeki küçük masaya gelen, çiçeği burnunda çayı yudumlamadan önce, namı değer Erzurum şekerinden bir ısırık alır, çayı sonra ağzına götürürdü çoğu...  Salı gününün kalabalığında, kim yoktu ki pazar...

Belediyenin karşısından Kemaliye camisine doğru yokuş yukarı çıkarken, sağlı sollu köylerden gelen neler neler... Minzi, deleme, tereyağı, çeşit çeşit meyveler,  köy pestilleri, yumurtalar, kuşburnular, patates, beyaz ve yeşil fasülyeler......

Ramazan aylarının en güzel zamanları bayrama yaklaşan günlerdi. Bayramda gidilecek köy ve ziyaret edilecek nineler, dedeler, amcalar halalar dışında, köyün kalabalıklığı, gülen yüzler... Burma tatlıları, kalabalık kahvaltı sofraları...

Ne düşüneceksin ki insana dair. Şairin dediği gibi, üç beş damla kan... Hayat bizleri atınca memleket dışına, eskilerden tek farkın, istediğinde Google vasıtasıyla memleketi görmek. Sıcak çöplü çay, fırından yeni çıkmış ekmek ve...

Zemheri soğuğun, yağan kar tanelerini toza çevirdiği, rüzgarın acımasız sesi ile kar tozlarını belli bir düzenle savurduğu, tepelerin hemen yanlarında metrelerce biriktirdiği yerler olurdu...  Yürürken karda, ayaklarınızın altından...

Şehrimin en düz bölgesinde biraz da Harşitten tasarruf edererek oluşan muhteşem sahamiz. İki tribün var, kuş bakışı sahayı gören meşhur taşımızı saymazsak. Dere tarafı saclar ile kapalı ama buna rağmen dereye kaçan topları yakalamak...

Kaluklarını giyerken, aklına takılan dertlerini sıralamaya çalıştı içinden... Alaf iyice azalmıştı ve kış olanca şiddeti ile devam ediyordu. Yemini vereceği 2 ineği, 11 keçisi ve bir eşeği vardı damda. Bir de yeni doğmuş buzağı. ...

Genel olarak orak marifetiyle biçilen buğdayların harmana taşınmasıyla başlardı macera. Bu taşıma yük hayvanlarıyla olurdu, ben de çocukluğumda hep atın peşinde olurdum genelde. Sonrası harman... 2 çift öküzün çektiği gem (döven),...

Edire, Hasköy ve Kodili takip ederek Pumpulak köyüne doğru virajlı ve bir kamyonun zor sığabildiği yolda ilerlerken, Zakir eminin minibüsünün içinde kimler ve neler yoktu ki. Yol, tam olarak yanından akan derenin kıvrımlarının hepsini sahiplenmişti.....

Dağların birbirleri ile kucaklaştığı, derelerin koşturarak Harşit ile buluşmaya çabaladığı, dere kenarlarında oluşturdukları bahçelerde, çeşit çeşit elmaların rengarenk cümbüşünü sergilediği, yamaçlarda suya da çok ihtiyaç duymadan,...

Çocukluğumdan üniversite tahsili yaptığım dönemler dahil, her yaz Yaydemir de olurduk.... Babamın arıları, evin önünde ki, dua edelim kırağı düşüp te (rakım 1800 olunca) donmasın dualarıyla büyütülen sebzeler ve meşhur, çocukken...

Her yıl okulların kapanmasıyla, babamın kiraladığı bir kamyona, hem göç hem de bir türlü ayrılamadığı arı kovanları yüklenir ve o muhteşem yolculuk başlardı. Malum, ben ve kardeşlerim genelde kamyonun bagaj kısmında olurduk. Hasköy...

Önümüzden bir sağa bir sola sıçrayan çekirgeler, her adımdan sonra ki adım atma isteğini de çoğaltıyordu. Malum ekin zamanı. Orak marifeti ile biçilen tarlalarda saplar toplanıp bağlanacak. Dünden köy kurununa bırakılıp, iyice gevşeyen...

1980 li yıllar... Zor zamanlardı kış ayları. Odun kömür alınacak.  Hasanbey mahallesinde ki evimizin boynundan geçen yola 1 ton odun yıkardı küçük bir kamyonet. Evimiz 4 kat ama her kata yürüyerek giriliyor, kot farkı. Önce evin yan...

Soyiha da termaşlara sahab olunda girmesinler bostanlara... Bağırmanın başlangıcı bu sözler olurdu genelde. Haksız da sayılmazlardı. O rakımda yılda bir kere olan mahsul, sulanacak, korunacak, donmaması için dua edilecek ve hasattan önce,...

Elini ceketinin yan cebine attı ve tabakasını çıkardı. Gümüşi rengin kapağı açıldığında, sarıya çalan kahverengi tütün ve ince beyaz kağıtlar tütünün üstünde ortaya çıktı. Nasırlı ve irice parmaklarının arasına aldığı...

Sis basar, göz gözü görmezdi bazen. Bulutlar sis haline bürünerek yaylada kelifin (taştan yayla evi) önünden koşar adım geçerdi. Rakım, 2.200 m. Yaydemir yaylası. Etrafta kurt olmasa duaları yapılırken, boynunda kafası büyüklüğünde...

Köy minibüsünün arkasında bıraktığı toz bulutundan, içi de nasibini alırdı genelde. Asfalt ne bilmediğim zamanlar. Bagaj kısmı dahil hıncahınç dolu. Malum salı pazarından dönülüyor. Çocuklara oturak ana babaların kucağı elbet. Sabah...