BIRAKIN BU İŞLERİ ALLAH AŞKINA!

Kimse kusura bakmasın ama eğitim konusunda mütevazı cümleler kuracak değilim.

SBS’nin kaldırılması ve dershanelerin kapatılacağının açıklanması üzerine eğitimde şu anda tam bir kaos ortamı doğuyor.

Bir ülkenin eğitimi yap-boz tahtasına dönerse her gelen kafasına göre eğitim dinamikleriyle oynarsa sonuçta önlenemez bir kaos sürer gider.

Esasen eğitimde yaşanın bu kaosun sebebi de budur.

Eğitimi eğitimcilerin dışında herkes konuştu, konuşuyor.

ŞU ANA KADAR GELİP GEÇEN MİLLİ EĞİTİM BAKANLARINA LÜTFEN BİR BAKIN; KAÇ TANESİ EĞİTİMCİ?

Toplumumuzda herkes doğru yanlış bir şey söylüyor.

Yarım yalamak bilgileriyle herkes konuya müdahil oluyor.

SBS’nin ve dershanelerin kapatılmasının teknik detaylarına girecek değilim; esasen okuyucularımı sıkmak istemiyorum. Fakat şu kadarını söyleyeyim, eğitimde fırsat eşitliği yoksa, artık hiçbir hususta geçerli tezler ileri süremez, gittikçe derinleşen bir kuyuda çırpınıp durursunuz. Şu andaki hükümetin yaptığı da budur. Yaptıklarının yanında yapamadıklarıyla sorgulanacak olan on yıllık bir AKP iktidarı en büyük bocalamayı çok fazla sayıda bakan değiştirerek milli eğitimde yaşamıştır.

İşte bakın yine bir eylül ayına doğru yol alıyoruz; sancılanmalar şimdiden başladı.

Küçük kızım geçen sene okula başladı. Çok heyecanlı. Okul hazırlıklarına şimdiden başladı. Gözlerinde biriken ışık selini bir görmelisiniz; arkadaşlarını resim defterine çiziyor, okulunun resmini yapıyor, çantasını yattığı yatağının başucundan ayırmıyor…

Bu sene çocukları okula yeni başlayacak olan anne babalar var.

Ne mutlu çocuğu ilk defa okula başlayacak olan ana babalara.

Ben de bir baba olarak evladımın okula gittiği günleri daha sonra hatırlamak için resimler çekiyorum, albümler hazırlıyorum.

Çocuklarımız için bu günler yeni bir hayatın başlangıcıdır, bir heyecan bir telaş, yepyeni bir çevre arkadaşlar, geleceğe atılan büyük bir adımdır.

Ancak bu yıl ders yılı başlangıcında da sancılı bir durum var.

Herkes konuştu, en azından bir eğitimci olarak, hiç kimse kusura bakmasın, belki herkesten daha fazla bizim konuşma hakkımız mevcuttur.

Ben geçen sene uygulamaya konan ve adına 4+4+4 denen eğitim sisteminin Türkiye gerçeklerine uymadığını düşünüyorum.

Bu ne demek?

Bir yılda 12 ay olduğuna göre, 60 bölü 12 eşittir 5. Yani çocuk 5 yaşında okula başlayacak. Haklı olarak da bu durum okula ilk başlayacak olan çocukların ana babaları için bir telaş konusu oluyor. Geçen seneden bu yana geçen süreç içerisinde bu konuda şikayetler ayyuka çıktı.

Çünkü 5 yaşındaki çocuk tam olarak kendini idare edebilecek durumda değildir, istisnalar hariç. Tam olarak kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayamaz, tek başına evinden çıkıp bir yere gidemez. Para, saat, zaman nedir bilemez. Para nedir bilmediği için alışveriş yapamaz, tek başına araca binemez, trafik ışıklarını bilemez ve her tür kazaya açık durumdadır.

Şimdi sormak lazımdır:

Okulda 5 yaşında bir çocuğun dersleri anlama ve idrak etme kapasitesi ne kadar olacaktır?

Okulda tuvalet ihtiyacını nasıl karşılayacaktır?

Uzmanlar söylesin bakalım, beş yaşına gelip de tuvalet ihtiyacını tek başına karşılayabilen çocuk sayısı kaçtır, mutlaka temizlik için anneye ihtiyacı vardır.
 
Şehirde yaşayan aileler olanakları dahilinde çocukları ile alakadar oluyor. Ya kırsalda yaşayanlar, hele çok çocuklu aileler, çocukları ile ne kadar ilgi kurabiliyor? Kırsalda yaşayan 5 yaşındaki bir çocuk okula başladığında derslere ne kadar uyum sağlayabilir?

Geçen sene bu eğitim sistemi yasalaşırken hatırlıyor musunuz, toplumun her kesiminden çok ciddi itirazlar yükselmişti.

Ne yazık ki bu itirazlar dikkate alınmadı.

 
Maalesef Türkiye, eğitim öğretim konusunda dünya standartlarında gerilerdedir.

Ciddi birçok yarışmada çocuklarımız neden sonlarda kalıyor.

ÇOK İLGİNÇ BİR TARTIŞMADIR, ŞİMDİLER DE SÜRÜP GİDİYOR, EFENDİM DERSANELER KAPATIYMALIYMIŞ.

BEN BU GİBİ YAKLAŞIMLARA GÜLÜP GEÇİYORUM.

Eğitime bir nebze olsun fırsat eşitliği getirerek en ücra köşelerde dersleri boş geçen öğrenciye bile üniversite hayalleri sunan dershaneleri kapatmakla milli eğitim bakanlığı neyin peşindedir?

Efendim, dershaneler kapanmayacak özel okula dönüşecekmiş!!

Burada da sorulması gereken soru şudur; Allah aşkına birisi şu soruyu Bakan Bey’e sorsun: Bir yılcık gibi bir müddetle çocuklarını dershanelere gönderemeyen veliler 12 yıl bir özel okulun dudak uçuklatan bedelinin altından nasıl kalkacaktır?

O zaman parası olacak okuyacaktır ve Türkiye de bir sosyal hukuk devleti değildir diyorsanız, o zaman bizim söyleyecek hiçbir sözümüz olamaz.

Dershanelerin kapatılmasını tartışacağımıza şunu tartışalım: Dünyanın en önemli 500 üniversitesi arasında nerelerdeyiz acaba?

Buna sebep, çocuklarımıza ne veriyoruz da onlardan ne bekliyoruz?

Beş yaş meselesi ne kadar doğru, ne kadar yanlış?

Geçen sene bazı aileler çocukları 5 yaşında okula gitmesin diye doktor raporu aldı, işin vahametini varın siz  buradan anlayın!

Üstüne üstlük Bakan Bey geçen sene bu rapor alanları bir de PKK’lı ilan etmez mi!

İnsanın gerçekten sinir krizlerinden gülesi geliyor.

Bu sene de aynı manzara karşımızda duruyor.


Bence zorunlu 5+3 çok iyi bir sistemdi.

Eğitim konusunda ikide bir değişiklik yapılmamalı, bu konunun sürekliliği olmalı.


AMA KİME ANLATACAKSINIZ Kİ!

Eğitimde düzen tutmayan yaklaşımlarla oynanacağı kadar oynandı. Her gelen iktidar kafasına göre bir şablon oturtmaya çalıştı ama başarılı olamadı.

Gündüm değiştirmek mi istiyorsunuz, kolay; hemencecik bir beyanat verin: SBS kaldırılıyor…(Kimse sormuyor ki yerine seçme yapmanız maksadıyla getirileceğini söylediğiniz  MYS bir sınav değil midir?)

Gündüm değiştirmek mi istiyorsunuz, kolay; hemencecik bir beyanat verin: Dershaneler kapatılacak! (Hani kanuni altyapısı nerde?)

BIRAKIN BU İŞLERİ ALLAH AŞKINA, ARTIK KİMSE YEMİYOR!!
YORUM EKLE