BİZ KİMİZ

Türk tarihinin, günümüzden 4000 yıl kadar önce Orta Asya’da başladığı, arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan kalıntı ve buluntulardan anlaşılmıştır. Yerli ve yabancı tarih araştırmacıları Türklerin ana yurdunun Orta Asya olduğu konusunda hemfikirdirler. Asya bozkırlarından başlayıp Avrupa’nın içlerine kadar iz bırakan Türkler hakkından birçok yabancı tarihçi veya devlet adamı çok sayıda övücü sözler söylemişlerdir. Bunlardan biri olan Alman tarihçi Hammer, Türkleri şöyle tarif ediyor: ‘’Türk, Heredot’tan, Tevrat’tan çok eski yüzyılların tanıdığı bir ulustur. Sadelik içinde görkemi, sükunet içinde ihtişamı, tahakküm kabul etmeyen bir yüreklilik, alabildiğine geniş bir fetih aşkı, sonsuz bir teşebbüs kabiliyeti, bölgelere uymaktan çok bölgeleri kendine uydurma zevki ve alışkanlığı Türk milletinin asırlar dolduran tarihinde açıkça görülür.’’

Alman tarihçi Hammer, bizleri böyle tarif ediyor. Ben de Türklerin tarih aynasına dönüyor ve şu soruyorum ‘’BİZ KİMİZ?’’  Almış olduğum cevabı sizlerle paylaşıyorum.

Biz, Mete’de vücut bulup ordulaşan,
Toprağımdan bir karış bile vermem diyen,
Çin Seddi’nde kıratları şahlandırıp ok gibi aşan,
Çiçi Han’la millileşen,
Kürşat’la Çin kalesinde yiğitleşen,
Bilgi Kağan’dan bilgilenip ebedileşen,
‘’Gök kubbe çökmedikçe, yağız yer delinmedikçe
senin ilini, töreni kim bozabilir.’’ diyen,
Dedem Korkut’la isimleşip toylarda söyleşen,
Evliyaların piri Ahmet Yesevi’yle islamlaşan,
Alperenlerle gönülleri fetheden,
Mevlana ile Mevla için ‘Hu’ deyip dönen,
Tövbeni kırk bin kere bozmuş olsun da yine gel diyen,
Yunus’la yaratılanı bir gözle gören,
Doğruluğu kendine rehber edinen,
Alparslan ile kapıları açmak için kefenleşen,
Şeyh Edebali’yle çağlara nasihat veren,
Osman Gazi’yle üç kıtaya kök salan,
Fatih ile çağ açıp çağ kapatan,
Gönüller Sultanı’nın övgüsüne mahzar olan,
Yavuz’la hırçınlaşıp çölleri aşan,
Çanakkale’de tarihe yön veren,
Anadolu’da ‘Ya İstiklâl, Ya Ölüm! ‘ diyen,
Mustafa Kemal’le aydınlığa koşan erleriz,
BİZ ÇELİK BİLEKLİ TÜRKLERİZ…
YORUM EKLE