DİJİTAL HAYAT

Herkes, kendi veya yakınlarının evlerine dikkatle baktığında artık yeni neslin, dijital ve sanal ortamda büyüyüp topluma karıştığını görecek. Bilgisayar internet, televizyon, cep telefonu çocuklarla gençlerin ana iletişim ve öğrenme vasıtaları oldu günümüzde. Facebook kullanımında dünyada 4.sırada olduğumuzu göz önüne alırsak bebekler yaşlılar dışında kalan nüfusumuzun önemli kısmının sanal iletişimi kullandığı görülüyor. Teknolojiye yatkınlık açısından bakıldığında sevindirici kabul edilecek bu istatistik, sanal hayatın psikolojik sorunlar meydana getirdiği görüşlere sahip uzmanlar tarafından tehlikeli görülüyor. Bilgisayar ve internet oyunlarına bağımlılık kazanmış çocuk ve yetişkinlerin sosyopatlık seviyesinde rahatsızlıklarla baş etmek zorunda kaldığı görülüyor. Bunun çözümü ise sanal yerine gerçek ilişkilerin güçlenmesi gerekiyor.

Esas sıkıntı evlerde başlıyor. Sokaklardaki güvenlik problemlerinden korkan aileler çocuklarını bilgisayarın, telefonun veya televizyon başına mahkûm ediyor. Yemek yedirmek, sakinleştirmek, oyalamak gibi masum amaçlarla sürekli çizgi film yayınlayan kanalları çocuklarına izlettiren ebeveynler bir müddet sonra televizyon bağımlısı olan çocuklarıyla baş etmek için çözüm üretmeye çabalıyor. Bilgisayar. telefon ve televizyonla çocuklarını sosyal ilişkilerden mahrum eden aileler, misafir oldukları evlerde evlatlarının diğer çocuklarla oyun bile oynayamadığına şahit oluyor.Ekmek su kadar temel bir ihtiyaç olan iletişimi nasıl kuracağını öğrenemeyen ,bilgisayar başında büyümüş çocuklar gittikçe yalnızlaşıyor ve sanal alemin tutsağı haline gelebiliyor.

Uzmanların ısrarla vurguladığı gibi özellikle çocuklar,bilgisayarı ve interneti kontrollü kullanmalı ve bilgisayar başında geçirdikleri zaman kesinlikle takip edilmeli.Aksi halde,bilgilenmek ve araştırma yapmak yerine sanal dünyadaki sohbetlere ve oyunlara çocuğumuzun kendini kaptırmasının önü alınamaz.Çünkü dün yanın teknolojiyi etkin olarak kullanan ülkelerin tamamında karşılaşılan durumlar artık bizim toplumumuzda da görülmeye başladı.

Bir odanın içerisinde bir koltuğun üzerinde, bir ekrana bakarak her gün saatler geçiren çocukların gerçeklikle bağlarının zayıfladığı görülüyor.Gerçek olanla kurulması gereken bağı zayıflayan çocuğun fiziki ve ruhi gelişimi olumsuz etkileniyor.Gerçek hayatta yapamadıklarını bilgisayarla elde eden ,annesiyle, babasıyla,kardeşleriyle sağlıklı iletişim kuramayan çocuklar kendilerini daha fazla oyunlara kaptırıyor ve çok ciddi sağlık problemleri ile boğuşmak zorunda kalıyor.

Kendisine kurduğu sanal hayatı yaşamaya başlayan, en iyi arkadaşı her isteğini yerine getiren bilgisayarı olan,çevresi ile iletişim kuramayan,itirazlara tahammülü olmayan insanlara dönüşen çocuklar, önce okul  hayatında ,daha  sonra iş hayatında ve sosyal hayatta başarısız olmaya mahkum oluyor.

Evlerde bilgisayarla bu kadar haşır neşir olan  ve gerekli dikkatin gösteremediği ailelerde psikolojik sorunlar yaşayan çocuklar,şimdi de okullarda bizzat öğretmenleriyle birlikte bilgisayarlı bir hayatın içerisine girdiler veya girecekler Fatih Projesi kapsamında.Okul öncesi eğitime kadar yaygınlaşacak olan bilgisayarlaşma ve akıllı tahta uygulamalarının ne gibi etkilerinin olacağı iyice hesaplanmalı ve muhtemel sorun alanları önceden tespit edilmeye çalışılmalı.erken yaşlardan itibaren ve özellikle eğitimci gözetiminde teknolojiyi etkili ve doğru kullanmayı öğrenen bireyin hayatının kolaylaşacağı, bilgiye erişmekte avantaj sağlayacağı akla gelen ilk fayda.Bazı uzmanlar doğru şekilde kullanılan bilgisayarın, çocukların zihni gelişimine katkı sağladığını ve muhakeme gücüyle birilikte algılama yeteneğini de artırdığını kabul ediyor.Hatta dünyanın farklı ülkelerinde eğitim amaçlı olarak bilgisayar oyunlarının kullanıldığı ve çok faydalı sonuçların alındığı artık biliniyor.

Bununla birlikte kimi uzmanlar da bilgisayar ve internet oyunlarındaki sürekli artan heyecan, renk veya sele dikkati çekilen çocukların duyuları aşırı uyarılmış, anlık zevklerin peşinde koşan, sabırsız ve hareketsiz bireylere dönüştüğünü kaydediyor.Şu anda ilköğretim ve orta öğretimde internete bağlı okulların bilgisayar laboratuarlarıyla yeni düzenlenecek akıllı sınıfların kontrolünün önemi de bu noktada öne çıkıyor.Öğretmenlerin ve idarecilerin gerekli hassasiyete sahip olması durumunda evlerinde ve internet kafelerde zamanını geçiren çocuklar bir de okulda dijital esarete düşebilir.Sürekli bilgisayar başında çalışan ve internette  yoğun zaman geçiren bir çok insan msn,facebook, oyunlar ve gereksiz elektronik potaların zamanlarının önemli bir kısmını heba ettiğinden şikayetçi oluyor.Bir çok işletme artık sohbet uygulamalarının kullanımını iş verimini düşürdüğü gerekçesiyle yasaklıyor.

Okullarda da gerekli önlemler alınmaz ise; bilgisayarından veya akıllı telefonundan internete bağlana öğrenci, kullanabileceği birçok lüzumsuz uygulama ile dikkatini derse vermekte zorlanıyor. Ayrıca tamamen görselleştirilmiş olan eğitim sisteminin pedagojik olarak uygun hale getirilmesi gerekiyor. Çocuklar için hazırlanmış birçok video tabanlı eğitim setinin aslında pek de yararlı olmadığı ve klasik metotlara karşın üstünlüğünün olmadığı da kimi eğitimciler tarafından dile getiriliyor.

Bilgisayar konusunda uzman derecesinde bilgi sahibi olan çok yetenekli çocukların okul derslerinde başarısızlık yaşamalarını inceleyen eğitimciler, öğrencilerin odaklanma sorunu yaşadığını görüyorlar. Bilgisayar başında birçok işi aynı anda yapmaya çalışırken, öncelikli yapılması gereken iş için dikkat toplamakta zorlanıyoruz. Çünkü yazı yazarken hem müzik dinlemek hem de elektronik postaları takip etmek günümüzde bilgisayar kullana insanların çoğunun karşılaştığı bir durum.

Okullarda bu tip problemlerle karşılaşmamak ve birkaç neslin kaybolmamasını seyretmemek için önlem alınması gerektiğini yeniden vurgulayalım. Doğru kullanıldığında hastaları iyi eden bıçağın yanlış elde yaralayıcı hatta öldürücü olduğunu unutmayalım. Sadece bir makine olan bilgisayarın, anlamını gerçekten kavrayan ve ona nasıl tahakküm edeceğini öğrenen bireylerin, toplumun üretim gücünü artıracağını görelim.
YORUM EKLE