DUA EDELİM CANLAR

"Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin"
(Nisa Suresi-103)

Rabbim'e sonsuz şükürler olsun ki dünyanın herhangi bir yerlerinde mahzun ve mazlum gönül coğrafyasına ulaşabildiğimiz, İbrahim (AS) misali ateşin orta yerinden selamete çektiğimiz Müslüman kardeşlerimizin samimi ve ihlaslı duaları ile bu zor günlerin de üstesinden geldik.

Duanın en önemli unsuru Allah'a olan kesin imandır. Çaresiz kaldığımız her anda Rabbimizin varlığını ve bize ancak O'nun yardım edeceğini biliriz. Ancak sadece zor günümüzde en rahat zamanımızda dahi Allah'ın varlığını ve gücünün büyüklüğünü hissederek dua etmemiz gerekmektedir.  

Her an, O'nun varlığını ve yakınlığını hissedip dua etmeliyiz. Çünkü Allah'ın varlığının farkında olan insan duanın anlamını ve önemini daha iyi kavrar. Duanın özelliği, Rabbi ile kulu arasında özel ve sıcak bir rabıta kur(ul)masıdır. Kul tüm sıkıntısını ve isteğini yalnızca Allah'a açar, O'na yakarır ve Allah kulunun isteğine icabet eder, duasını karşılıksız bırakmaz. Çünkü Rabbimiz;

"Bana dua edin, duanızı kabul edeyim!" diye buyurmaktadır.

Kuran'da dua hiçbir şekli kalıba sokul(a)maz. Kul her durumda ve her şartta Allah'ı anıp O'na dua edebilir. Önemli olan şekil değil, dua edenin samimiyeti ve teslimiyetidir.

Müslüman; "Rabbinin ismini zikret ve her şeyden kendini çekerek yalnızca O'na yönel" (Müzemmil-8) emrine uyar, tüm bu batıl inanışlardan uzak olarak sadece ve sadece Allah'ına yönelir, O'nun huzurunda boyun eğer ve sadece O'na yalvarır.

Evet, ülkemizi dahili ve harici düşmanların sardığı şu zor dönemlerde dua edelim canlar. O'na açalım ellerimizi ve yalnızca O'ndan bekleyelim selameti.

Ateşin yakmadığı Hz İbrahim'in duası ile yönelim huzuruna Rabbimizin ve diyelim ki;

Rabbimiz! Bizi kâfirlere deneme konusu kılma, affet bizi. Çünkü Sen Aziz ve Hakim’sin; mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibisin.”

Rabbim'in inayeti ve keremiyle kuyudan ve de zindandan çıkarıp sultan ettiği Yusuf (AS) gibi niyaz edelim Rabbimize. Ve diyelim ki;

"Ya şâhiden gayre gâibin ve ya karîben gayre baîdin ve ya gâliben gayre mağlûbin. Ic'al lî min emrî ferecen ve mahrecâ. Ey gâib olmayan Şâhid! Ey uzak olmayan Karîb! Ey mağlûp olmayan Galip! Beni bu musibetten kurtar! Bunun için bana bir çıkış yolu nasip et!"

Ömrü çile, ıstırap, hastalıklarla geçen Hz Eyüp (AS) misali el açalım Rabbimize;

"Rabbi inni messeniye'd durru ve ente erhamürrahimin / Ya Rabbi zarar bana dokundu. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin. Bana da merhamet eyle Yarabbi.”

Ve nihayetinde Hz Yunus (AS)'ı balığın karnından selamete ulaştıran;

"La ilahe illa ente subhâneke innî kuntu mine'z-zâlimîn. / Senden başka İlâh yoktur. Sen, Sübhân'sın (her şeyden münezzehsin). Muhakkak ki ben, zâlimlerden oldum" duası ile açalım kapıları ardına kadar.

Ve ümmetinin gözbebeği Hz Muhammed (SAV) için Yüce Rabbimiz buyuruyor ki;

“And olsun size öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”   (Tevbe: 128)

O peygamber ki kıyamet gününde herkes “nefsî, nefsî” deyip kaçarken O (SAV); “Ümmetî, ümmetî” diyerek Müslümanları dileyecek, onlara şefaat edecektir.

Evet, dua edelim canlar.

Mazlum milletlerin, hor görülenlerin, sırf iman ettikleri için aşağılananların, İslami yaşadığı için yurdundan, vatanından sürülenlerin tek umudu güzel yurdumuzun bekası, güzel yarınları için dua edelim.

Bizim merhametimize, gönül coğrafyamıza, şefkatimize, insanlığımıza ihtiyacı olanlar için dua edelim. Eğer bu aziz millet kapısını açtıklarının duaları olmayaydı bugün belki huzurlu olamayacaktı ve belki de ben fakir bu satırları yazamayacak sizlerde okuyamayacaktınız.  

O halde ey Rabbim;

Hz Yunus'un niyazını balığın karnından işiten Sen'sin,

Hz Yusuf'u önce zalim kardeşlerinin elinden, sonra kör karanlık kuyuda ve iftira yüzünden düştüğü zindanda yalnız bırakmayan da Sen'sin,

Hz Eyüp'ün çilesini, yarasını, ıstırabını ve de hastalığını Şafi adıyla gideren de Sen'sin,

Ve nihayetinde Hz İbrahim'i ateşte yakmayıp gül bahçesine çıkaran da Sen'sin.

Dünya mazlumlarının ümidi olan güzel ülkemizi, o güzel ülkenin başında görev yapanları ve ölüme adeta bir gül şerbeti içercesine gülerek yürüyen iman dolu yürekleri sen koru. Rabbim bu güzel ülkeyi zalimlere, hainlere ve şerefsizlere oyuncak etme. Sen muhakkak ki duaları işiten ve kabul edensin. (Amin)
YORUM EKLE