Ara
Gümüşhane
Kapalı
-2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28
ELİMİZDEN KAYIP GİDEN YILLAR

ELİMİZDEN KAYIP GİDEN YILLAR

YAYINLAMA:
Sadece 2011 değil elimizden kayıp giden. Nelerimizi kaybetmiyoruz ki. Bizi biz yapan Geleneklerimiz, göreneklerimiz her yıl irtifa kaybediyor.  Güvensizlik sorumsuzluk ve vurdumduymazlık illeti sarmış dört bir yanımızı.

“Bana ne”  “hiçbir şey olmaz” gibi beylik cümleler gündelik yaşantımızın bir parçası olmuş. Caddede sokakta yere düşen bir hastaya, yaşlıya dönüp bakan yok. Biz millet olarak böyle değildik.

Türk gençliği televizyonlardaki puslu vadilerin arka sokaklarında çekilen dizi furyasından kendine bir rol kapma hevesinde uçuruma doğru sürüklenirken ne olduğu belirsiz yarışmalarda kılıktan kılığa sokularak puan almaya zorlanıyor.

Bu günlerde Noel kutlamaları olarak adlandırılan ve şüphesiz Hıristiyan âleminin inancını temsil eden kutlamalarda basit bir taklidin de ötesine giderek, adeta o inanca sahip insanlarla yarışır olduk...

Gazete manşetlerinde, televizyonlarda, reklam panolarında bu çılgınlık adeta beyinlere işlenmekte; iman, ahlak ve akıl dışı davranışlar ortaya konmaktadır. Haram helale, sevap günaha karıştı ki vay halimize…

İşte böyle bir atmosferde bir yılı daha geride bırakırken –bana göre en önemli gelişme- 2011 yılı içerisinde “Arap Baharı” olarak adlandırılan ve ülkemizi yakından ilgilendiren ayaklanmalar, işgaller komşumuz Suriye’ye kadar geldi dayandı.

Yaşadığımız coğrafyada ülkeler değişiyor, Yöneticileri değişiyor sınırlar değişiyor, komşularımız değişiyor ama bir şey değişmiyor. Savaş, kan ve gözyaşı.

İslam coğrafyasının kan gölü manzarasında bir değişme, bir azalma, bir gerileme var mı?

Gelir dağılımındaki uçurumu gösteren makas kapanıyor mu yoksa daha fazla açılma eğiliminde mi? Asıla maaş zam oranı ile vekiline yapılan aynı mı?

İslam coğrafyasındaki işgaller, katliamlar, yer altı ve yer üstü zenginliklerinin sömürülmesi kimin/ kimlerin işi?

Neden, 2011 sonunda da dünyada Müslüman kanı bu kadar ucuz?

İşgal edilen İslam ülkeleri, malı talan edilen, namusu çiğnenen, kanı–canı yağmalanan Müslüman olduğu halde hala ne diye Müslümanlar haçlı kuvvetleri ile aynı safta yer alıyor inanılır gibi değil.

O halde muhabbet fedaileri, diyalog ve hoşgörü ekipleri daha çok terörist imal eden, daha çok katliam ve işgal organize eden haçlı–siyonist dünyada dolaşmalı değil mi? Belki adam olurlar, belki ıslah olur da cana kıymaktan, ırza–namusa musallat olmaktan, talandan ve yağmadan vazgeçerler diye onlara yönelik etkinlikler yapılmalı değil mi?

Bu nasıl bir diyalog ve hoşgörü projesidir ki, hep mazlumlara,hep mahkumlara, hep hakları gaspedilenlere nasihat ediyor, sabır tavsiye ediyor, hoş görü tavsiye ediyor da, katillere, haydutlara, hırsızlara bir diyeceği yoktur?

2012 yılında , hem ülkemizde, hem bölgemizde hem de tüm İslam coğrafyasında yaşanan felaketlerin ve sefaletlerin tekrarlanmaması için, küresel güçlerin umutlarının kırılması, planlarının alt–üst olması ortak arzumuz olsun dostlar.

Netice itibariyle bugün 2011 yılına veda ediyoruz. Ömrü olan, kısmet olduğu kadar yeni günler, yeni yıllar ve yeni şeyler görecektir. Önemli olan geçmiş ve gelecek arasında köprü konumunda olan içinde bulunulan günü ve zamanı iyi değerlendirmektir.

Bu duygularla 2012 yılının ülkemiz ve tüm insanlık için sağlık, mutluluk ve başarılarla dolsun. Umutlarınız yaşayacaklarınız olsun.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *