Seçim sürecinin son günlerini yaşayan ülkemizde caddeler sokaklar meydanlar oldukça hareketli.
Yolda yürürken veya bir çay bahçesinde çayınızı dostlarınızla yudumlarken elindeki broşürlerle sizlere merhaba deyip kendini tanıtan milletvekili adayına pekâlâ rast gelebilirsiniz.
Demokrasinin olmazsa olmazı elbette seçimlerdir. Adaletsiz bir seçim süreci yaşansa da ülkemizde sıkılmadık el, çalınmadık kapı, girilmedik gönül bırakmadan seçim kampanyasını yürüten birçok aday biliyorum…
Biraz sonra size Eskişehir’de yaşanan ilginç bir diyalogdan bahsedeceğim ancak bir önceki köşe yazımda “Asgari ücret ne kadar olmalı meselesi” başlıklı yazımla ilgili çok sayıda e-mail ve yorumlar aldım. Okuyucuların ilgisine teşekkürler…
O yazıda bir kıyaslama yaparak dünyada uygulanan asgari ücret ile ülkemizdeki rakamlar üzerinde bazı düşüncelerimizi sizlerle paylaşmıştım.
Eskişehir’de hatırı sayılır bir sanayicinin asgari ücretle ilgili bir soruya vermiş olduğu cevap acı gerçeğin itirafıydı. Gazetede yayımlanan ”Biz sanayiciler olarak işçimize verdiğimiz paranın az olduğunu zaten biliyoruz.”
İşte bu cümleden yola çıkarsak 5 Bin Lira asgari ücretin, emeğini alın teriyle yoğuran cefakar Türk işçisine bu ülkenin kaynaklarından verilmesi hiç zor değil.
Yazımızın başlığına dönersek…
Bu kampanya da çok ilginç ve bir o kadarda düşündürücü diyaloglar yaşanıyor. İnternet haberciliği ve sosyal medya ve gazetelerden öğrendiğimiz bu diyaloglardan ilginç olanı Eskişehir’de yaşandı.
Diyalog Eskişehir’imizin en yoğun caddelerinden 2 Eylülde yaşandı.
Eskişehir’de günlük yayınlanan Milli İrade Gazetesinde (04.06.2015 tarihli) çıkan bu diyalogu sizlerle paylaşmak istiyorum.
” 2 Eylül Caddesi’nde Bakan Avcı’nın önüne çıkan bir vatandaş, “Muhalefet partilerinin hepsi ‘emekliye zam vereceğiz’ diyorlar. AK Parti neden vermiyor? Ben iki defa AK Parti’ye oy verdim ama bu seçimde vermeyeceğim. Madem hazine doluysa AK Parti de versin. Vatandaşa vermedikten sonra o devlet bir şeye yaramaz ki.” dedi.
Vatandaşın sitemine yanıt veren Bakan Avcı da, “Madem sen de niye Bağımsız Türkiye Partisi’ne vermiyorsun? O, ‘5 bin lira vereceğim’ diyor” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine vatandaş “Ben şimdi 1050 lira maaş alıyorum. 4 kişilik bir aile, sabah 10 lira yesek, öğle 10 lira yesek, akşam 10 lira yesek 900 lira yapar. Sadece yesek. Peki bu yakıt, su, elektrik, telefon bunları nasıl ödeyip de geçineceğiz?” diye soran vatandaşa Bakan Avcı, “Doğru haklısın. Ben sana diyorum ki dengeler oturacak.”
Haberin noktası virgülüne dokunmadan aynen aktardım sizlere…
Dengelerin ne zaman oturacağını bilen varsa bize anlatsa da öğrensek demek geliyor içimden.
Dünyada Bor madeni rezervinin %70,Toryum madeninin %50,Afrika’dan sonra dünyada 2. Altın madeni rezervine sahip benim ülkem 5 Bin lirayı veremeyecek öyle mi?
Bu ülkenin bir yurttaşı olarak diyorum ki, yer altı kaynaklarını bitiren özellikle Avrupa’daki ülkeler, vatandaşına 5 bin lira ile 10 bin lira arasında asgari ücret verirken bizim gibi yukarıda bahsettiğim madenleri elinde bulunduran yerin altı üstünden daha zengin Türkiye veremeyecek öyle mi ?
Ben elbette verilir diyenler tarafındayım… Aksini düşünenler Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923-1938 yılları arasındaki dönemi bir zahmet incelesin.
Seçimler ülkemize hayırlı olsun…
Yolda yürürken veya bir çay bahçesinde çayınızı dostlarınızla yudumlarken elindeki broşürlerle sizlere merhaba deyip kendini tanıtan milletvekili adayına pekâlâ rast gelebilirsiniz.
Demokrasinin olmazsa olmazı elbette seçimlerdir. Adaletsiz bir seçim süreci yaşansa da ülkemizde sıkılmadık el, çalınmadık kapı, girilmedik gönül bırakmadan seçim kampanyasını yürüten birçok aday biliyorum…
Biraz sonra size Eskişehir’de yaşanan ilginç bir diyalogdan bahsedeceğim ancak bir önceki köşe yazımda “Asgari ücret ne kadar olmalı meselesi” başlıklı yazımla ilgili çok sayıda e-mail ve yorumlar aldım. Okuyucuların ilgisine teşekkürler…
O yazıda bir kıyaslama yaparak dünyada uygulanan asgari ücret ile ülkemizdeki rakamlar üzerinde bazı düşüncelerimizi sizlerle paylaşmıştım.
Eskişehir’de hatırı sayılır bir sanayicinin asgari ücretle ilgili bir soruya vermiş olduğu cevap acı gerçeğin itirafıydı. Gazetede yayımlanan ”Biz sanayiciler olarak işçimize verdiğimiz paranın az olduğunu zaten biliyoruz.”
İşte bu cümleden yola çıkarsak 5 Bin Lira asgari ücretin, emeğini alın teriyle yoğuran cefakar Türk işçisine bu ülkenin kaynaklarından verilmesi hiç zor değil.
Yazımızın başlığına dönersek…
Bu kampanya da çok ilginç ve bir o kadarda düşündürücü diyaloglar yaşanıyor. İnternet haberciliği ve sosyal medya ve gazetelerden öğrendiğimiz bu diyaloglardan ilginç olanı Eskişehir’de yaşandı.
Diyalog Eskişehir’imizin en yoğun caddelerinden 2 Eylülde yaşandı.
Eskişehir’de günlük yayınlanan Milli İrade Gazetesinde (04.06.2015 tarihli) çıkan bu diyalogu sizlerle paylaşmak istiyorum.
” 2 Eylül Caddesi’nde Bakan Avcı’nın önüne çıkan bir vatandaş, “Muhalefet partilerinin hepsi ‘emekliye zam vereceğiz’ diyorlar. AK Parti neden vermiyor? Ben iki defa AK Parti’ye oy verdim ama bu seçimde vermeyeceğim. Madem hazine doluysa AK Parti de versin. Vatandaşa vermedikten sonra o devlet bir şeye yaramaz ki.” dedi.
Vatandaşın sitemine yanıt veren Bakan Avcı da, “Madem sen de niye Bağımsız Türkiye Partisi’ne vermiyorsun? O, ‘5 bin lira vereceğim’ diyor” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine vatandaş “Ben şimdi 1050 lira maaş alıyorum. 4 kişilik bir aile, sabah 10 lira yesek, öğle 10 lira yesek, akşam 10 lira yesek 900 lira yapar. Sadece yesek. Peki bu yakıt, su, elektrik, telefon bunları nasıl ödeyip de geçineceğiz?” diye soran vatandaşa Bakan Avcı, “Doğru haklısın. Ben sana diyorum ki dengeler oturacak.”
Haberin noktası virgülüne dokunmadan aynen aktardım sizlere…
Dengelerin ne zaman oturacağını bilen varsa bize anlatsa da öğrensek demek geliyor içimden.
Dünyada Bor madeni rezervinin %70,Toryum madeninin %50,Afrika’dan sonra dünyada 2. Altın madeni rezervine sahip benim ülkem 5 Bin lirayı veremeyecek öyle mi?
Bu ülkenin bir yurttaşı olarak diyorum ki, yer altı kaynaklarını bitiren özellikle Avrupa’daki ülkeler, vatandaşına 5 bin lira ile 10 bin lira arasında asgari ücret verirken bizim gibi yukarıda bahsettiğim madenleri elinde bulunduran yerin altı üstünden daha zengin Türkiye veremeyecek öyle mi ?
Ben elbette verilir diyenler tarafındayım… Aksini düşünenler Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923-1938 yılları arasındaki dönemi bir zahmet incelesin.
Seçimler ülkemize hayırlı olsun…