Gümüşhane Atatürk Stadyumu

Şehrimin en düz bölgesinde biraz da Harşitten tasarruf edererek oluşan muhteşem sahamiz. İki tribün var, kuş bakışı sahayı gören meşhur taşımızı saymazsak. Dere tarafı saclar ile kapalı ama buna rağmen dereye kaçan topları yakalamak için bir kişi korner noktasının yanında, ucuna file takılı sırık (uzun sopa) ile hazır kıta beklemeli... 

Zemin toprak, çoğu zaman çamur. Bir çok bayram ve geçit töreni olurdu, dizler çekik ve ayaklar sertçe yere vurmalı. Toz da gördü bu gözler orada, çamurda. Resmî bayramlarda, törenin ilk saatlerinde lacivert takım elbiseli öğretmenlerin, tören sonunda griye çalan, bol tozlu takım elbiseleri. Ama en güzeli köy maçları idi. Her köy, takımını oluşturur ve kıyasıya rekabet ederdi. Çocukluğumun en büyük derbisi, Kov ve Tekke köyleri arasında ki maçlardı. Nadiren de Edire ve Marangel... Kalabalıklar stadın zaten tek taraflı tribünlerini hınca hınç doldurur ve toprakta kıyasıya rekabet yaşanırdı, tatlı sürtüşmeler ile. 

Zorlama şortlar ve formalar. Herkeste krampon ne gezer, çoğunda mekap. Her turnuvada bu 2 köy takımımız genelde final oynardı. Bazen Kov, bazen Tekke. Maçlar bittiğinde bacakları, yerde sürtünmeden kaynaklı küçük yaralar ile dolu futbolcular, asıl meslekleri elbet futbolculuk olmayan. Kış ayları sahada ayakta durmak ayrı bir meziyet. Genelde çiğnenmiş kar buza dönüşür, ayaz mı, o zaten cepte. Stad için en güzel organizasyonlardan biri de Liseler arası maçlar olurdu. Genelde Endüstri Meslek ve benim okulum Gümüşhane Lisesi çekişirdi. Öğrenciler tribünde ve çılgınca tezahüratlar. La gendin vur talimatı başta.  Bereket genelde herkesin her okulda ya emisinin ya bibisinin uşağı var. Akrabalık gırla.  Herkes tanıdık.

Gümüşhanespor takımımız hep oldu ama bana göre, hiçbir zaman yeterince destek görmedi. Gurbette ki hemşehrilerimiz başta olmak üzere, herkesin sahiplik etmesi gereken takımımız... 

Şimdilerde, sanırım yerine otopark yapıldı ve stad şehrin dışına taşındı. Eski stad ile yeni stad arasında ki en temel benzerlik, stad dışından da maçların izlenebilmesi. Mübarek şehrimin en keyifli yanlarının başında, istenirse, bilet almadan da maç izlenebilmesi bence. Yeri mi, yine dereye yakın. En büyük fark, zemin çim.

Kimler ve neler gördü o stad kim bilir. Engin Uğur agamın en çok anısı vardır muhakkak. Tozuna, toprağına, deresine ve ille de top tutucu ucu fileli sırığına selam olsun...

YORUM EKLE