Gümüşhane’de Sel Felaketleri

Geçmişten beri doğanın ayrılmaz bir parçası olarak kuraklık, fırtınalar, seller ve benzeri afetler, sürekli can ve mal kayıplarına neden olmaktaydı. Bu afetler neticesinde pek çok kişi hayatını kaybederken, hayvanlar telef olmuş, ev ve araziler hasar görmüş, toprak verimsizleşerek üzerinde hayat mücadelesi veren insanları doyuramaz hale gelmiştir. Bu doğal afetlerin meydana gelmesine coğrafi yapısı müsait olan Gümüşhane Sancağında 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında peş peşe afetler olmuş insanlar cana ve mal kaybına uğramışlardır.

Gümüşhane halkının en önemli geçim kaynağı olan meyvecilik daha doğrusu meyve bahçeleri geçmişte zaman zaman oluşan sel felaketi yüzünden zarar görüyor, insanlarda maddi açıdan sıkıntıya düşüyordu. Nitekim 1890-1910 yılları arasında meydana gelen büyük sel felaketlerinde Gümüşhane çevresi baştan aşağı harap olmuş, şose yollar ve köprüler de yıkılmıştır. Trabzon Valisinin, 2 Eylül 1890 tarihinde Dâhiliye Nezareti’ne göndermiş olduğu telgrafından 29 Ağustos Cuma günü yağan şiddetli yağmurun neticesinde Gümüşhane merkezinde sellerin meydana geldiğini öğrenmekteyiz. Meydana gelen sellerden dolayı Gümüşhane civarındaki bahçelerin bir kısmı zarara uğramış, ayrıca 17 ev, han ve dükkân yıkılmıştır. Bunun yanı sıra 69 ev ile bahçe de kumla dolmuştur. Tamir ve temizleme masrafları için gerekli keşif, Gümüşhane Mutasarrıflığı tarafından yapılarak neticesi Trabzon Vilayeti’ne gönderilmiştir. Dâhiliye Nezareti’nin Sadaretle yaptığı yazışmalardan anlaşıldığı üzere meydana gelen zararın az olmasından dolayı Gümüşhane’ye yapılacak olan yardımın vilayet tarafından karşılanabileceği kararlaştırılmış ve bu durum Trabzon Vilayeti ’ne bildirilmiştir.

1890 yılında meydana gelen büyük sel baskını, aşırı yağmurlardan coşan Süle deresinin, getirdiği coşkun suları ve toprakları Harşit Çayına doldurması nedeniyle oluşan sel felaketine şahit olan ve o zamanlar Gümüşhane’de yaşamakta olan Eğinli Remzi, sel hadisesini destanlaştırarak günümüze gelmesini sağlamıştı. Eğinli Remzinin destanıyla birlikte bir başka destanı derleyerek neşreden Sabri Özcan San, bu şiirlerin günümüze aktarılmasında büyük hizmet görmüştür. İkinci destanın sonunda, Radi mahlası vardır ve bu şair Mahmur Radi Efendidir.

1890 yılındaki sel felaketine Radi’nin yazdığı destan şöyledir;

Gene bahar geldi açıldı dağlar
Eritir karları yel yavaş yavaş
Ne bahçe bıraktı ne bostan bağlar
Hasara başladı sel yavaş yavaş.

Kalmamıştır bahçelerin eseri
Bahar eyyamında gider ekseri
Ne bağ bostan kaldı ne sebze yeri
Ah eder sahipler,el yavaş yavaş.
Perişan haldedir bozuldu sancak
Kapandı haneler haylice ocak
Radi kusurundur böyle olacak
Büküldü kametim bel yavaş yavaş.

Aynı tarihte olan sel ile ilgili olarak Eğinli Remzinin söylediği sekiz kıtalık destan da daha ayrıntılı anlatılmaktadır. Destanın son dörtlüğünün ilk iki mısrası eksiktir.

Bir afet erişti arz-ı semadan
Sanki beldemizi umman eyledi
Bulutlar oynayıp gökler yarıldı
Biçare dağları uryan eyledi.

Evvela Süle’den oldu işaret
Kovans Hükümeti eyledi gayret
Gönderdiler haber geliyor afet
Bir baştan bir başa ilan eyledi.

Tekke’ye gelende bir müddet kaldı
Sağa sola her bir yere dağıldı
Götürdü sapları harman savruldu
Şaştı biçareler seyran eyledi. 

Kadirbeyli Mahallesini batırdı
Kasarcı’nın evin yudu götürdü
Bakır eşya cümlesini yitirdi
Çok sabi sübyan figan eyledi.

Kemer köprü köprülerin serdarı
Çok cenk etti ama yoktur zararı
Sair köprülerin kalmadı biri
Topladı önüne kervan eyledi.

Daltabanlı ehven geçirdi hele
Kurdaloğlu’nda koptu velvele
Çitdüzü de bütün gark oldu sele
Beşkilise’de malı talan eyledi.

Ardasa selini alamadım ele
İnanmazlar belki düşerik dile
Gitti çarşı, cami,hükümet bile
Issız buldu baykuş viran eyledi.

…………………………………………
……………………………………….
Mevlidi Eğin durur bu divanenin
Remzi vukuatı beyan eyledi.

Derler ki, Sel zamanı Harşit Çayı üzerinde bulunan taş kemer köprülerden bir tek Gamberli Köprüsü zarar görmemiştir. Sebebi ise köprü kemerinin içerisinde Canca Kalesinin komutanın kızının sandukası bulunduğu söylenir…

Kaynakça;

Alpaslan Demir-Gümüşhane Sancağında Doğal Afetler
Selahattin Tozlu-19. YY Gümüşhane 
S.Özcan San-Gümüşhane Kültür Araştırmaları

YORUM EKLE