GÜZEL ODUR Kİ

“Çirkini sev ki, güzel çatlasın..”
Köseli Müşkünaz Nene

Ömür sermayesi bir bir tükeniyor dostlar. O yüzden kalp kırmaya, böbürlenmeye, makam mevki peşinde koşmaya gerek yok. Doğan Cüceloğlu vermiş mutluluğun ve huzurun reçetesini. Sen okumaya ve uygulamaya bak sadece.

“Göz odur ki dağın ardını göre, akıl odur ki başa geleceği bile. Dünyaya güzel karakterlerini göstermeyi isteyenler, önce devletlerini bir düzene koymaya çabaladılar. Devletlerini düzene koymak isteyenler, önce evlerine çeki düzen verme gereğini gördüler. Evlerini düzene koymak isteyenler, önce kişiliklerini terbiyeden geçirmeleri gereğini anladılar. Kimse bütünden tek başına sorumlu değildir. Ve kimse bütünün dışında bırakılmamıştır. Kimse sorunların sorumluluğunu kimseye yükleyemez. Bütünün bir parçası olarak; Sorun da, çözüm de insanın kendisinde başlar.”

Gümüşhane’de siyaset, dedikodu, gıybet ve entrika birkaç çay ocağı önünde dönüyor. Eğitimli, eğitimsiz hiç fark etmez. Çözümde yer almayanlar sorunun bir parçası olmak için adeta birbiriyle yarışıyor. Şu memleketin bir sorunu ile de ben uğraşayım yerine “kim görevden alındı, kim neden alınmadı” gibi mahalle ağzıyla ballandıra ballandıra kişilik ve kimliklerini ortaya koyuyorlar.

Düne kadar belli güruhun içinde yer alanlar ve oralardan nemalanlar makamları, mevkileri, ihtirasları tehlikeye girmesin diye çamur at izi kalsın felsefesinden iftira atmaya devam ediyorlar. Gümüşhane neden ilerlemiyor diye düşünenler Allah aşkı için Zafer Meydanı önünde dönen dedikodu kazanına kulak versinler. Çünkü üretmeyenler, çalışmayanlar, yorulmayanlar dedikodu ile enerjilerini deşarz ediyorlar.

İki gün önce şahit olduğum olayı paylaşmak istiyorum. Gümüşhane’de siyasi düşüncesiyle ötekileştirilen ve yazıları ile eleştirilen bir ağabeyimle yürürken eski belediye başkan yardımcısı ile yanındaki emekli bir hocaya selam verdim. Yanımdaki ağabeyim hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken ben neden böyle yaptığını ve neden onlarla tokalaşmadığını anlayamadım. Az ilerleyip sorduğumda aldığım cevap insanda önce karakter hâkim olmalı ve insan bu küçücük şehirde rol model olmalıdır dedim. O komünist, solcu diye tabir edilen ve eleştirilen ağabeyimiz;

Başkanın yanındaki o arkadaş yıllar evvel benden 200 TL borç almıştı. Kendisi beni görüp utanmasın diye orada duramadım” dedi.

Bu örnek yetmez mi bizlere. O halde kıldığımız namazlar bizi kurtarmayacak sevgili dostlar. İnsanlık baki kalacak bu âlemde. Makamlara değer verenlerin trajikomik hallerini izliyorum epeydir. Müdürlüğü elinden alınanlar fırtınalar koparıyor. Bu garip ise hepsi Allah’tan diyerek ve kimselere rica minnet etmeyerek başladığı yere geri dönüyor. Ben öldükten sonra bu falanca müdürdü demeleri yerine bu İsmail Hayal iyi bir adamdı, Allah rahmetiyle muamelede bulunsun demelerine talibim.

Evet, güzel odur ki ömür denen bu imtihan dünyasında adam gibi adam olsun, bir Müslüman’a faydası olsun, ardında güzel bir iz bırakabilsin. Taşıdığı rütbenin, aldığı sorumluluğun kadir kıymetini bilsin. Unutulmasın ki öte âlemde makamlar, paralar, apartmanlar, katlar, yatlar, arabalar seni kurtarmayacak, kurtaramayacak. Sevgiyle kalın.
YORUM EKLE