Hiçbir Balon Sonsuza Kadar Şişmez

İnsan bu dünyada aldıklarının hepsini iade eder. Müstesna yoktur.
(Peyami Safa-Bir Akşamdı)

Ederinden fazla değer verdiğimiz her şey günü gelir ayağımızın bağı olup bizi düşürür. Dünya buna yüzlerce kez şahit olmuştur ama insanın içindeki hırs öyle zannediyorum ki yine de akla uygun hareket etmeyi reddetme yönünde eğilim gösteriyor. Oysa kendi hayatınızı bile gözden geçirseniz aklınıza bir şeyler gelir. Ederinden fazla değer verdiğiniz dostunuz size yamuk yapmıştır. Sırlarınızı bile ifşa etmiştir. Ederinden fazla değer verdiğiniz malınız eninde sonunda hiç olup yitmiştir. Bir hatırlamayı deneyin aklınıza neler neler gelecektir.

Tarih boyunca ederinden fazla değer verilen finansal varlıklar da tıpkı diğer tüm varlıklar gibi ayağımızı kaydırmış. Bunun ilk örneğinin 1636 yılında Hollanda' da yaşandığını biliyoruz. Muhtemeldir ki daha eskilerde de vardır ama Hollanda' da yaşanan kriz ilk defa devletin ve milletin büyük bir ekonomik kayba uğramasına sebep olmuş ve dikkatleri üzerine çekmiştir. Krize konut ve arsa gibi yüksek fiyatlı ürünlerin sebep olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Peki krize ne sebep olmuştur?

1636 yılında Hollanda' da aniden bir lale çılgınlığı başlar. İlk kez Kanuni Sultan Süleyman zamanında Hollanda büyükelçisi tarafından İstanbul' dan alınıp Hollanda ya getirilerek tanıtılan lale zaman içerisinde çok popüler olur. Hatta zenginliğin bir sembolü olmaya başlar. Bunun üzerine herkes zengin olma hayali ile aniden lale yetiştirir. Çünkü hemen hemen her gün lale fiyatları artmaktadır. Çeşitli ülkelerden de lale talebi gelmektedir. Bu sayede birçok kişi lale yetiştirerek gerçekten zengin de olur.

Savaşları geride bırakmış ve birden kendini ferah içinde bulmuş olan ülkede birçok ürün spekülatif olarak satılıyordu ancak bu ürünlerin hiç biri ülkeyi lale krizi kadar etkilemedi. 1636 yılında normal kazanca sahip her hangi bir işçinin yıllık kazancı 200-400 Gulden (Hollanda para birimi) arasında değişiyordu. Aynı yıl bir lale soğanı ise 200-250 Gulden gibi bir fiyatla kendine alıcı buluyordu. Yani herhangi bir işçi tüm yıl çalışıp kazandığı parayı hiç harcamazsa ancak bir tane lale soğanı alabilecek durumdaydı. Fiyatlar arttıkça arttı. Piyasada lale kalmayınca gelecek üzerinden planlar yapıldı. Artık gelecek sözleşmeleri yapılmaya başlandı. Ancak artan fiyatlardan sonra lale alabilecek kimse kalmayınca bu sözleşmelerin sahipleri sözleşme ücretlerini ödeyemez oldular. Yüksek gelir elde edeceğine inanan sözleşme sahipleri battı. Laleler, yetiştiricilerin ellerinde kaldı.

Artık günden güne artan fiyatlarla şişen balon patlamış ve fiyatlar hızla düşüşe geçmişti. Lale yetiştirenler sözleşme sahiplerini dava ettiler, davalar aylarca sürdü ancak hiçbir zaman lale yetiştiricileri paralarını alamadı. Hükümet yüzde on gibi bir ücret karşılığı sözleşmelerin iptal edilmesi hakkı tanıdı. Böylece sözleşme sahipleri hapis yatmaktan kurtuldu. Ancak ortaya çıkan kriz uzun yıllar Hollanda ekonomisinin toparlanmasını engelledi.

Günümüzde benzer balonlar oluşmaya devam ediyor. İnsanlık tarihinin başından beri artan konut fiyatları, altın fiyatları, hatta son zamanlarda internet üzerinden yayılan bir hastalık gibi insanları saran sanal para "bitcoin" çılgınlığı... Oysa ederinden fazla değer verdiğimiz her şeyin eninde sonunda alıcıyı da satıcıyı da çıkmaza sokacağını çoktan öğrenmiş olmamız gerekir fakat özellikle zengin olmak hırsımız bunu engelliyor. Oysa hiçbir balon sonsuza kadar şişmez.

Hamiş: Hırslarının esiri olma insanoğlu. İstisna yok hepsini bırakıp ansızın göçeceksin. Hoş bir seda geride kalan.


YORUM EKLE