İYİ Kİ VARSINIZ ERENLER

Yazıma bir anımla başlamak istiyorum. Niçin mi diyeceksiniz? Memleket meselelerinden bihaberlere belki bir cevap olur diye. Eren’nin şahadetini birazcık anlarlar diye. Vatan, millet, bayrak, din konusu olunca Karadeniz insanı nasıl tepki verir öğrenirler diye. Yıllar önce zannedersem üniversitede okuduğum yıllardı. Temmuz ya da Ağustos ayları yayladayız. Yaylamız büyük oba diye bilinir. Kürtün ilçesinin en güzel yaylalarından bir tanesi. Bir gün yaylaya panelvan tipli kapalı bir araç gelir.  Yaylada gördüğü çocuklara burada zengin,  yani paralı birileri var mı diye sorar. Bunu birkaç çocuğa sorar. Çocuklar da bu durumdan şüphe duyarak olayı arkadaşlarına ve gördüklerine söyler. Yaylaya gelen birileri, yaylada zengin adam olup olmadığını soruyor diye. Bu haber anlık olarak kulaktan kulağa bütün yaylaya yayılır. Bunların terörist olabileceği düşüncesiyle Jandarmaya durum bildirilir. Tabi ki her şey bununla bitmez. Yaylada o esnada daha çok genç erkekler, kızlar ve kadınlar vardı. Herkes teyakkuza geçti.  Genç erkekler olarak bir araya geldik. Hemen herkes evinde silah olarak ne varsa alıp gelecek. Yaylanın bütün giriş ve çıkışları kapatılacak, bayanlar ve çocuklar evden çıkmayacak gibi önlemler aldık kendimizce. Tabi jandarmaya ihbar verildiği için il ve ilçe jandarma birlikleri hemen alarma geçti. Hazır olan birlikler yaylaya gelmek üzere yola çıktı. O esnada araç ile ilgili araştırmalar yapılıyor. Araç nereden geçti? Yaylaya hangi yoldan geldi? Aracın rengi plakası içinde kaç kişi var vs. Bu bilgi muhtarla paylaşılıyor ama muhtar anda yaylada değil. Bir müddet sonra araçla ilgili haber bize ulaşıyor. Çelik tencere pazarlamacısı imiş o kişiler diye. Nereden anlaşıldı diyeceksiniz. Bizim yaylaya gelmeden Özkürtün’e uğramışlar onları orada görenler olmuş. Onların bilgisi üzerine emniyet plaka üzerinden araştırma yapmış. Pazarlamacı oldukları anlaşılmış. Bu kişilerin pazarlamacı olduğu emniyet birimlerince tespit edildikten sonra herkes rahat bir nefes aldı. Yola çıkan jandarma birlikleri kendi üslerine geri döndüler. Peki, durum bu şekilde değil de başka bir şekilde olsaydı. Yani oraya gelenler terörist olsaydı biz kendi imkânlarımızla savunmamızı yapacaktık ve onlara direnecektik. Sonucu ne olursa olsun bunu yapacaktık. Çünkü öyle bir karar alıp uygulamaya başlamıştık bile. Aman efendim Jandarma gelmedi deyip oturup bekleyecek miydik veya yas mı tutacaktık, nerede bu devlet mi diyecektik? Tabi ki hayır,  hayır, hayır. Karadeniz insanı budur böyle de kalacaktır. Vatanına göz diken hainlere o dağları dar edecektir inşallah. Bizim insanımızın vatanına öyle bir bağlılığı vardır ki onu anlayamazsınız. Onu hiçbir duygu ile anlatmazsınız, ancak ve ancak yaşarsınız ve hissedersiniz. Eren kardeşimizin de yaptığı şey aynı. Tanımadığı birileri oralara gelmiş, o bilgiyi hemen jandarma birlikleri ile paylaymış. Eren kardeşimiz Jandarmaya o hainlerin yerini gösterirken kahpe, alçak, namussuzca bir kurşunla şahadet şerbetini içmiş. Eren kardeşim rabbim şahadetini kabul etsin. Rabbim Seni cennetinde Peygamberimize komşu eylesin. İyi ki varsın Eren, iyi ki varsın.  Eren kardeşimizin ailesine rabbim sabır versin, metanet versin. Omurgasız hainler kuduruyorsunuz kudurdukça bataklığa batıyorsunuz. O leş bataklığında o kirli canınızı vereceksiniz, bu memlekette Eren ruhlu insanlar olduğu müddetçe. Birileri çıkmış o çocuğun o anda arada ne işi olduğunu sorgulamaya başlamış. Bu sorgulamayı emniyet ve yargı yapacak elbette, buna sözümüz yok. Sözümüz Eren kardeşimizin yaptığı işi anlamsızlaştırmaya çalışanlara. Jandarma istesin ya da istemesin bizim insanımız terörist bellediği, hain bellediği kişi ya da kişilerin yerini göstermeyi kendine bir görev olarak addetmiştir. Zihni bulanıklar bu durumu anlamaz, anlayamazlar. Bu olaya kendilerince bir mantık da bulamazlar.  Bulmasınlar zaten.

Eren kardeşimize ve bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin, ailelerine Rabbim sabır versin. İyi ki varsınız.

YORUM EKLE