Ara
Gümüşhane
Kapalı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8221 %0.19
50,2327 %0.02
5.954,18 % -0,02

KADINLAR GÜNÜ'NÜN ARDINDAN

YAYINLAMA:
Bir 8 Mart Kadınlar Günü’nü daha geride bıraktık. Kutlu olsun.

*

Şimdi dünyada ve ülkemiz sathında kadının getirildiği noktayı görelim. Getirildi diyorum, çünkü bütün dünyada, efsanevi Amazonlar dışında, tarihin hiçbir döneminde kadınlar kendi istikametlerini kendisi tayin etmemiş, kendi sınırlarını kendileri çizmemiştir. Bu sınır, erkeklerin tolere ettiği kadardır ancak.

*

Tarihte bir kurgu ve temenni platformu olan Sion Tarikatı gibi ütopyacı güruhların varsayımındaki Tanrıçanın dahi kadınlığının elinden alınıp Tanrılaştırılması ilginçtir. İnançlar tersyüz edilerek iki kutsal dişi olan iki Meryem’in, var eden dişiliğinden kaynaklanan önceliğine son verilmesi, sembolik bir vaka olarak, erkek egemenliğinin insanlık tarihine ne kadar sirayet etmiş olduğunu göstermesi bakımından dikkate değerdir.

*

İslam’da da durum bundan farklı değildir. Peygamberimizden önce, ailelerin utanç vesilesi olan kadın, daha doğduğunda yok edilme yolarına gidilirken, o, kadını alıp toplumun tam göbeğine kondurmuştu.Onun döneminde kadın erkek kim olursa olsun, nerede olursa olsun aynı mekânları paylaşırken ve kadın toplum hayatının her yerinde, hatta savaş cephelerinde bile erkeklerle birlikte varken, ondan sonra bütün bu mekânlardan uzaklaştırılıp tecrit edilmiş; çıplaklığı ile mahzenlere, saklanmışlığı ile kara donlarla kaplanıp peçe altına atılmıştır. Çünkü burada, kadın için sınırları koyan, inanç değil, erkekti.

*

Ülkemizde Atatürk’le beraber başlayan, kadının yeniden toplum hayatına katılması, günümüzde büyük oranda geriye dönüş sinyalleri vermektedir. Memleketin her köşesini sarmış olan cahil tarikat yapılanmaları, çığ gibi büyümekte ve ülkeyi örümcek ağı gibi sarmaktadır. Eğer bu durum bir on yıl, yirmi yıl daha devam ederse, kadının toplumdaki yeri, yeniden peygamberimiz öncesi cahiliye dönemine benzeyecektir.

*

Pekiyi, kadının bütün yönleriyle toplumun eşit bireyleri olabilmesi için ne yapılmalıdır? İlk önce bu gidişata dur diyecek bir iktidar değişikliğine ihtiyaç vardır. Muhalefette bunu sağlayacak kim görülüyorsa ona destek vermek ve bu umutsuzluktan kurtulmak, arkasından da toplumun topyekûn aydınlanmasını sağlayacak bir eğitim seferberliği yürütmek gerekir.

*

Yüksek seviyede eğitim görmüş toplumlar, bu tür ağır sorunlar yaşamazlar. Eğitim toplumun temelidir. Çünkü eğitimli toplumlarda kadın, erkek yoktur; ancak eşit haklara sahip, bireyler vardır.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *