KAN, TER VE GÖZYAŞI

“Zafer, zafer benimdir diyebilenindir.”
Mustafa Kemal Atatürk

Sevgili Öğrenciler;

Bir eğitimci olarak adetten olsa gerek; her eğitim öğretim sezonu öncesinde sizlere seslendiğim gibi 2016-2017 Eğitim Öğretim dönemi öncesi de seslenmek istiyorum.

Öncelikle sizler anne babanızın, öğretmenlerinizin ve bu şehrin yarınlar adına umudusunuz, gururusunuz. Sizler aslında bir yandan kendi kaderinizin köşe taşlarını yerleştirirken diğer yandan imanlı, ahlaklı, mutlu, huzurlu, barışçıl ve her yönden kalkınmış, tüm dünyanın gıpta ile baktığı bir Türkiye'nin mimarları olacaksınız. Hani şair diyor ya;

En güzel deniz, henüz gidilmemiş olanıdır.  
En güzel çocuk, henüz büyümedi.  
En güzel günlerimiz, henüz yaşamadıklarımız.  
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz,
Henüz söylememiş olduğum sözdür..    


Az değil, 100 milyar insan yürüdü bu dünyanın üzerinde. Kimi iz sürdü, kimi iz bıraktı. Geldiler, kendilerince yaşadılar ve gittiler. Bazıları kum tanesi kadar önemsenmediler, bazıları adlarına kumdan anıtlar diktirdiler. Bazıları sadece geçim derdindeydi bazıları ise ismini tarihe geçirme. Tarih ne görkemli bir insan galerisi. Üç damlalık özet: Kan, ter ve gözyaşı. Öyle değil mi..?

Siz Gümüşhane gibi hem avantajlı ve hem de dezavantajlı bir şehirde doğdunuz. Avantajlısınız çünkü bu şehrin genlerinde ve coğrafyasında azim, başarı ve çalışkanlık var. Dezavantajlısınız çünkü şehir küçük ve ufuk sıkıntısı yaşıyoruz. Ancak sizden öncekiler bu dezavantajı avantaja çevirebilmiş rol modellerinizdir. Hani "sizin şer bildiğinizde hayır vardır" hesabı. Sizler sadece en önemli olan o ilk minik adımı atabilme cesaretini gösterin.    

Ben her zaman kendimden örnek veriyorum ya okuyun ve ibret alın bir kere daha.

"Ben Gümüşhane'nin en uzak ve mahrum bir köyünde altı üstü toprak 40 m2'lik bir viranede doğdum. Ve iki anne ve on çocuk arasında. 8 yaşında Trabzon Arafilboyu Mahallesi'nde 30 m2'lik izbe bir yerde yarım gün okul diğer yarısı boyacılık ve hamallıkla geçen yıllar sonunda kazandığı memuriyeti kenara itip hayalleri peşinden azimle yürüyerek Gazi Üniversitesi'ni bitirip çok sevdiği öğretmenliğini yapması..."

Ben eğer inanmasaydım, inandığım şeye sarılmasaydım bugün belki baba mesleği hamallığa devam edecek, mutsuz ve perişan olacaktım. Çünkü biliyordum ki başarmanın ilk şartı hayal kurmak, ikinci şartı inanmak ve en önemlisi çok çalışmaktı. İnandım, çok çalıştım ve şükürler olsun ki başardım. Bugün çok sevdiğim bir mesleği yapmakla gurur duyuyorum.

Şimdi sizlere ve kendi evlatlarıma bakıyorum. Kendinize ait bir odanız, bilgisayarınız, cep telefonunuz, envai çeşit kitap ve araç gereciniz, cebinizde yeteri kadar harçlık, hatta özel ders veren öğretmeniniz bile var. Tabiri caizse yediğiniz önünüzde, yemediğiniz arkanızda.  

O halde değerli kardeşim. Sen kendini küçük bir şey sanma. Sen içinde koca bir alemi saklayan çekirdeksin. Tek eksiğin var o da inanmak. İnanırsan eğer başarırsın. İnanmaya devam edersen hedefine ulaşırsın. Ve sen ardından gelen Gümüşhaneli kardeşlerine de çok mükemmel bir rol model olursun. Ayrıca bu şehrin iz bırakan değerlerinden olursun.  

2016-2017 Eğitim Öğretim yılı tüm öğrenci, öğretmen, veli, idareci, eğitim çalışanı ve tüm Gümüşhane'mize hayırlı ve uğurlu olsun temennileriyle unutulmasın ki;

"Yokuşlarda akıtılmayan ter; inişlerde bir gözyaşı olarak geri döner..."
YORUM EKLE