KARABAŞIN NEYİSİN?

Geçenlerde bir arkadaş, başından geçen ilginç bir olayı nakletti. İşlerinin yoğunluğundan dolayı uzunca bir süre kendine zaman ayıramadığını ve işlerini yoluna koyunca ülkemizin güzel bir köşesini gezmeye gittiğini söyledi.

Bu gittiği yer çok kalabalık olduğu için karşıdan gelen gençle omuz omuza sürtünmüş. Gayriihtiyarî gençle göz göze gelmiş. Gencin kaşlarını çatarak ona sert bir bakış fırlattığını görmüş. İstem dışı olarak gerçekleşen bu olaydan dolayı gençten özür dilemeyi aklından geçirmiş; fakat çevreden bulunanların onları izlediğini görünce, içinden acaba gençten korktu derler mi diye düşünmüş. O da gence kaşlarını çatmış, derken aralarında sözlü sataşma başlamış. Bu tartışmayı fırsat bilen çevredeki turistler arkadaşa fütursuzca saldırmaya başlamışlar. Doğal olarak bu durum arkadaşın çok garibine gitmiş. Belki onlar karışmasaydı tartışmamız kısa sürede anlaşmayla sonuçlanacaktı dedi.

Onları ilgilendiren hiçbir durum yokken neden bana saldırdılar? diye bana sordu arkadaş. Bu sorunun cevabını bir hikâyeyle anlatayım sana dedim. Anadolu’nun ucra bir köşesinde geçimini koyunculuk yaparak sağlayan bir adam varmış. Bu adamın Karabaş adında da bir köpeği varmış. O, köpeğini çok severmiş. Bir gün, bu adamın koyunlarına kurt sürüsü dalmış ve Karabaş sadece bir koyunu kurtların elinden kurtarabilmiş. Adam da Karabaş’a sen onu kurtların elinden kurtardın o ki, o, senin hakkın demiş. Tabii gel zaman git zaman sürü çoğalmış, aradan yıllar geçmiş Karabaş yaşlanmış ve her fani gibi o da ölümün pençesinden kurtulamamış. Karabaş ölünce, adam düşünmüş; acaba Karabaş’ın koyunları kime kaldı diye. Kendisi bu sorunun cevabını bulamamış. Birden aklına kadıya gidip danışmak gelmiş.  Adam utana sıkıla iki büklüm bir halde kadının huzuruna çıkmış ve başından geçen olayı anlatmış. Kadı bu ‘’fırsat kaçmaz’’ diye düşünmüş ve koyunlar bana kalır demiş.

Adam, peki demiş kadı efendi, sürü sana kalır da sen bizim Karabaşın neyisin?

Fırsat tüccarlığı yapanlara dikkat! 
YORUM EKLE