LOZAN'DAN 15 TEMMUZA...

Son günlerde Lozan konusunda bir çoğumuzun kafasının karışık olduğunu düşünüyorum.Gerek yazılı ve gerekse görüntülü medyada günlerce tartışılan konu hakkında evimdeki kütüphaneden kısa bir araştırma yaparak "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi" deyimine muhatap olmamak için önemli bilgilere ulaştığımı söylemeliyim.

Ülkemizin tanınmış aydın ilim adamlarından ünlü tarihçi Prof.Dr.Hamza Eroğlu'nun "Türk Inkılap Tarihi" adlı eserinin 259-266 sayfaları arasında yer alan Lozan konusu dikkatimi çekti.

Kitaptan aldığım bazı cümleleri aynen aktarmak istiyorum.
"Tarafsız İsviçre federal devletinin Başkanı Monsieur Habb'ın konuşması ile açılan konferansta,Lord Gurzon'dan sonra söz alan İsmet Paşa,daha ilk andan itibaren istiklal ve hakimiyet davasını önemle belirtmiş "çok ıstırap çektik,çok kan akıttık,bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz" diyerek sesini duyurmuştur.

Lozan barışı sekiz aylık çetin ve uzun bir müzakere devresinden sonra imzalanmıştır.

Bir önsöz ve beş kısımdan oluşan barış antlaşması siyasi,mali,iktisadi,sağlık ve çeşitli hükümlerden oluşan başlıklar içermektedir.

Sınır meselesi başlıklı "Irak Sınırı" bölümünde aynen şunlar yazılıdır.
"Lozan Barış Antlaşmasında Irak sınır uyuşmazlığı çözülememiştir."...Büyük Britanya ile silahlı bir ihtilafa sürüklenmemek için (status quo)-mevcut durumun muhafazası esası ile halledilebildi.
Yani bunun anlamı şu.Amerika Birleşik Devletleri bizin Güney Doğu sınırımızı kabul etmedi.
Bunun üzerine İsmet İnönü, Mustafa Kemal Paşaya telgraf çekerek "ABD'nin bölgedeki yer altı madenlerinden pay verilmesi şartı ile imza atabileceğini söylemesi ile durum sertleşir."
Çekilen telgrafa Mustafa Kemal'in cevabı ders verir niteliktedir."Savaşla kan
dökerek alınan,kazanılan topraklar ancak kan dökülerek verilir. İmzalamasınlar. Kendileri bilir..."

Osmanlı İmparatorluğunu ekonomik ve siyasi yönden adeta felce uğratan "Kapitülasyonlar" yine Lozan'da 28.maddede yazılı şekliyle ortadan kaldırılarak ülkemizin prestiji artmıştır.

ABD'nin olumsuz tutumu sonucu bizim güneydoğu bölgemizde iki yakamız bir araya gelmez sevgili okurlar. Bölgede anarşi terör bitmez bitirilemez.Binlerce şehit verdiğimiz sınırımızda hesabı olanların desteği ile başımıza bela olan terör örgütleri ile mücadelemiz halen devam ediyor.

Şimdi stratejik ortak olduğumuz ifade edilen,teröre destek olan,onların izni olmadan bir kuşun dahi uçmasına izin verilmeyen bu bölgede biz neyin ortaklığını yapacağız.Durum vahim.

FETÖ'yü bile, binlerce sayfalık suç dosyalarına rağmen iade etmeyen "dost" diye bildiğimiz (!) ülkelerden bize ne fayda gelir.

Olayları net görmemiz gerekiyor.
Tarih, belgelerin ışığında tespitlerle ortaya konulan bir bilim dalıdır. Tarihçi bilim adamları anlatımlarını, çok farklı yorumlara fırsat vermeden ortaya koymalıdır.
 
Tarihte gelişen olaylar yorumlanırken o günün koşulları  içinde değerlendirilmesi önemlidir. Bugünkü teknoloji ve koşullarla tarihi yorumlarsanız yanlışa düşersiniz. Geçmişteki küçük ayrıntıları gözden kaçırırsanız geleceği yanlış şekillendirirsiniz.
Tarihi gerçeklere ideolojik yaklaşımlar son derece mahzurludur.

Türk milleti dünyanın en eski milletler ailelerinden birisidir. Binlerce yıllık tarihinde birçok devletler kurmuş birçok dramatik olaylar yaşamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Cihan Devleti’nin küllerinden doğmuştur. Kuruluş belgesi yani tapusu Lozan Antlaşması’dır.

Türk milleti 15 Temmuz’da çok büyük bir felaketin eşiğinden döndü. 15 Temmuz bir darbe teşebbüsünden ziyade iç savaş çıkarma projesidir.

15 Temmuz kutsanırken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile kıyaslayıp Lozan’ı farklı yorumlamanın Türk Milletine hiçbir faydası yoktur diye düşünenlerdenim.
YORUM EKLE