Gittik biraz uzaklara...

Ne düşüneceksin ki insana dair. Şairin dediği gibi, üç beş damla kan... Hayat bizleri atınca memleket dışına, eskilerden tek farkın, istediğinde Google vasıtasıyla memleketi görmek. Sıcak çöplü çay, fırından yeni çıkmış ekmek ve armut turşusu halen özlem.

Kaderimizdir bizim yad ellerde yaşamak. Kuşakkaya nın kollarından, Harşitin sesinden uzak kalmak. Ekmek davası dedik adına ve sabır gösteriyoruz. Nerede olursan ol, gönlünün bir köşesinde kayalıkları geçip, yeşilin muhteşem tonlarına yaylalarda kavuşma arzusu hiç dinmeyecek. Tanıdık bildik simalara selam vere vere yürüdüğün Cumhuriyet caddesini hiç unutmayacaksın. Şansın varsa zaten Hemdi babaya da rastlarsın, hatta cebine harçlık koymak ta nasib olur.

Gümüşhanelilik, dayanılmaz cazibesi ile yaşadığın duygu, düzgün insan söylemiyle gururdur ayrıca. Kötü, kötülük, kemlik bilmemek, zor şartlara dayanım ve vatan bayrak sevdasıyla şekillenen kişiliğin. Üstelik, siyasi görüşün ne olursa olsun farketmez.

Böyle bir zamanın, böyle düşüncelerin, Salı kalabalığı gibi, zemheri soğuğu gibi, baharda çağlayan dereler gibi, yaylalarda ki topuzlu yayla çiçekleri gibi ki, muhteşem sarıdır; her aklına geldiğinde, göğsüne doldurduğun ve sakince boşalttığın nefestir her biri. 

Samimiyetin başkentidir ruhunda. Eski değil, eskiye özlemdir duyguların... Şimdi olsa da yine yaşasam dediğindir. 

Kara demlik elde, bir kaç kanzi kuru ekmek ve belki de bir parça deleme ile, çalı çirpi her yerde var nasılsa...

YORUM EKLE