Ara
Gümüşhane
Kapalı
-2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28

Gümüşhane’de çiçeğe duran portakal fidanları...

YAYINLAMA:
Gümüşhane;

Onurlu, gururlu bir o kadar da mahzun insanların yuvası.

İçerisinde bulunduğu cendere tarafından sürekli bir umutsuzluğa sürüklenen kadim şehir.

İlimiz, malum olduğu üzere; Trabzon, Giresun, Erzincan ve Erzurum gibi şehirlerin gölgesinde kalmaktadır. Bu gölge; her geçen gün itibari ile şehrimizi daha büyük karanlıklara itmekte, bizlerinde göz ardı edilemeyecek oranda ki katkısıyla sorunlar yumağı haline getirmektedir.

Taklitçi ve ben yaptım oldu zihniyeti bir kenara bırakılmalıdır artık. Sorunlarımıza; coğrafyamız, geleneklerimiz ve değer yargılarımız göz önünde bulundurularak yerel unsurlarımızın eliye, yerel çözümler getirmelidir. 

Uzun seneler ve özverili çalışmalar gerektirecek bu dönüşümü gerçekleştirmek için öncelikli husus, basireti yüksek, sorumluluk almaktan çekinmeyen, liyakat sahibi yöneticilerin taşın altına sadece ellerini değil, gövdelerini dahi koyması, bu cesareti gösteremeyecek kadroların ise değiştirilmesi olacaktır.

Yöneticilerimizin büyük bir bölümü; “Günü kurtarıyor”, “İdare ediyor”, “-mış gibi görünüyor”, “Göz boyuyor” gibi etiketlerin muhataptı durumundalar. Maalesef, milletin önüne geçmiş olanlar, içi boş haberlerde boy göstermekle yetiniyor. Şehrin geleceğini planlamaktan ziyade, etkisiz projelerde görev almanın yeterli olacağını zannediyor. Liderliğin, kendini suyun akışına bırakmak değil, akıntının aksine kürek çekmek anlamını taşıdığı unutuluyor.

İyi tahsil görmüş olanların, şehrin en önemli makamlarını işgal edenlerin; mesai sonrası kahvehanelerde oyun oynaması, çay ocaklarında laklak etmesi, boş yere zaman harcaması hoş karşılanmamalıdır artık. 

Tabiidir ki yöneticilerin özenle seçilmesi yeterli değildir. Bu değişimi ve ilerlemeyi sağlamak için kuvvetli bir inanç da gereklidir. Gümüşhane’yi seven, memleketinin geleceğini düşünen her fert, kendi üzerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmelidir.

Ekonomik ve beşeri büyüklüğün yanı sıra siyasi güç bakımından da baskı altında kalan şehrimizin, bir an önce içerisinde bulunduğu durumdan kurtarılması gerekiyor. Bunun yegâne yolu da, sosyal ve kültürel bakımdan çevremizdeki illerin seviyesine ve hatta onlardan daha ileri bir düzeye ulaşmakla mümkün görünüyor.

Şehrimiz gün gelir de çevresinde bulunan güçlü rakiplerinden daha yüksek kültürel ve sanatsal bir hassasiyete sahip olursa eğer, işte o zaman rekabet gücü kazanmış ve bulunduğu cendereden kurtulmuş olacaktır.

Yapılması gereken “Zigana dağının üzerine portakal ağacı dikilmez!” sözünün tam aksine, bu hedefe ulaşmak için elimizde portakal fideleri, yüreğimizde onu yeşertecek bir inanç ile yola koyulmaktır. Halisane niyetlerle arı gibi, karınca gibi, örümcek gibi çalışmaktır… çalışmaktır… çalışmaktır…
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *