Ara
Gümüşhane
Kapalı
-2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28

Gümüşşehri

YAYINLAMA:

Gümüşhane adını gümüş ve hane kelimelerinin birleşiminden almıştır. “Gümüş yeri” anlamına gelen ve Evliya çelebinin dediği “Gümüşşehri” geçmişte ticaret yolu olan İpek yolu üzerinde olması tarih boyunca önemli merkez konumunda idi.

Eski Gümüşhane de bulunan darphanelerde hazineye gümüş ve altın sikkeler basma yetkisi şehri daha da cazibe merkezi olarak kabul ettirmişti. Tarih boyunca pek çok kültürün hüküm sürdüğü Gümüşhane, hala yayla turizmi ile de cazibesini devam ettirmektedir. Adeta gözlem kulesi niteliğinde birçok kalesi mevcuttur.

Bu yazımda siz değerli okuyucularıma memleketin kış mevsimini anlatmaya çalışacağım. Dört mevsimini yaşadığım Çocukluğum ve gençlik yıllarımın geçtiği Gümüşhane ve köyünde çetin geçen kış mevsiminde neler yapılır zaman nasıl geçer ne gibi gelenekseller yaşanır bunlardan bahsetmek isterim.

Bilindiği gibi havalar erken soğur, kış mevsimi ekim ayında hissettirmeye başlar. Karın yağması ile birlikte biriken kar ve çatılardan akan buz kütleleri zemherinin soğuk yüzünü gösterirdi.

Tüm bu soğuk hava şartlarına rağmen, okul yolunda arkadaşlarla çantaları yere bırakarak annelerimizin ördüğü eldivenler ile kartopu oynamadan yol yürünmezdi. 

Okul ev arası yürüyecek uzun yol, buz tutan kirpikler, ayaklarda ve paçalarda tutan kar birikintileri taşınan okul çantası ve azık çantası ile okulda yanan sıcak sobanın başında erimeye başlar. Sobanın etrafı su gölü haline gelirdi.

Şehir ile köyün bağlantısını kesen yollarda biriken kar kütleleriydi. Hal böyle olunca misafirlikler birlikte yapılan eğlenceler ve oyunlar kış gecelerinin sıcak rengiydi. 

Ev oturmaları oynanan oyunlar söylenen maniler ve bitmeyen hikayeler. Yöresel bilmeceler ve çeşitli oyunlar oynanır gecenin geç vakitlerine kadar yapılan sohbetler. 

Şehrin vazgeçilmez yatsılık dediğimiz yemekleri patates-turşu-toprağa gömülü deleme-gül reçeli-kavurma. Tabi arkasından göbek elması, dut kurusu, kayısı kurusu, fırınlanmış armut ve cevizden oluşan kuruyemiş tabağı.

Gecenin sonunda küreğe dökülen gazyağı alevleri ile evlere dönülürdü. Sabahın erken saatleri ahır-merek arası, çeşme ev arası ve ev okul yolu kar kürüme sesleri ile başlardı. Gevşeyen toprak bacalardan evlerin içine akan su damlalarını kurutmak için bacalar loğlanırdı.(Loğ:ağır kaya kütlesi)

Kazaklar eldivenler çoraplar annelerimizin ellerinde örülür şekillenir giyinilirdi. Zorlu ve uzun geçen kış mevsiminde yakacağı, hayvanlar için otu, yemi biten komşulara yardım edilir sevinç, keder birlikte paylaşılır idi.

Yardımlaşmanın birliğin ve beraberliğin yaşandığı yıllar hafızalarımızda kayıtlı olup, yaşadığımız zamana da sirayet etmesi dileği ile.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *