Ara
Gümüşhane
Kapalı
1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8108 %0.17
50,2188 %0.01
5.983,04 % 0,46

Ha 11 Eylül - Ha Eylül’ün 11’i

YAYINLAMA:
11 Eylül saldırılarına kadar ABD yani birleşik devletler nezdinde, adi suçlar harici, ciddi sosyolojik problemler yaşamayan ve Amerikan toplumuyla yarı barışık yaşayan Müslümanlar için 11 Eylül olayları,  bu döngünün tersine dönmesine sebep olmuştur. Sanki ABD toplumunda her şey güllük gülistanlıkmış ve ABD yüzyıllardır, stratejik tüm katliamların hiçbirisini yapmamış gibi bir rol üstlenip, hadsizce Müslümanlara karşı ciddi bir ayrımcılığın benimsenmesi yolunu tercih etmiştir. Tüm dünyada okların, Müslümanlar üzerine çevrilmesi amaçlanmış ve planlı bir şekilde harekete geçirilmiştir. Sudan bahaneler ile Müslümanlar, olmadık her türlü sosyolojik, psikolojik ve zaman zaman ise fiili işkencelere tabi tutulmuşlardır. Bu durum Müslüman toplulukların yoğun yaşadığı tüm dünya ülkelerinde o veya bu şekilde etkisini, ötekileştirme olarak ciddi şekilde hissettirmiştir.

Kaynak olarak birçok makale ve köşe yazılarından da bilindiği üzere; Federal Hükümetin Yasadışı Göçmenler Raporunda, onlarca yıllık süre içerisinde yüzbinlerce Müslümanın parmak izi, fotoğrafı vb. gibi adli birçok verisi kayıt altına alınmıştır. Yine benzer şekilde FBI Terörle Mücadele Ofisinin, binlerce Müslümanı sorguladığı da bilinmektedir. Bu durumdan dolayı birçok Müslümanın sınır dışı edildiği ve ayrıca, bu durumu da gururuna yediremeyen birçok Müslümanın ise ABD’yi bir daha dönmemek üzere terk ettiği de bilinmektedir.

İlginçtir! İslamofobi başlıklı yazı ve raporların da bu tarihten sonra ciddi artış gösterdiği bir gerçektir. Bu artışın etki bandının genişlemesi için kendi haber alma örgütlenmelerinin, tüm pis oyunları ve paralı oyuncularının her yolu kendilerine mubah gördüğü ve oyunlarını devam ettirdikleri ise artık çocuklar tarafından bile bilinmektedir.

Diğer batı ve Avrupa ülkeleri de bu durumdan kendilerine pay çıkarıp, farklı yasa, kural ve kuramlar geliştirerek, bir nevi pembe gettolaşma tarzı bir yaklaşım geliştirip, Müslümanların evleri, işyerleri vb. gibi özel hayatlarına kadar irdeleme ve araştırma yapma amaçlı, kendi kolluk güçlerine ciddi yetkiler vermiştir.

Buradan hareketle;

An itibari ile ülkemiz üzerine oynanan oyunlar ve yaşadığımız tüm terör faaliyetleri için içimizdeki veya ilişki halinde olduğumuz batı toplumlarının, örfümüze yakışır şekilde adam akıllı sorgulanmasının vakti gelmiştir. Özellikle ABD ve CIA’nın batıl ruhu, gün ve an itibari ile bizler için ciddi risk teşkil etmektedir. Bugün, özellikle ülkemizde olan ve biten tüm faaliyetleri için ciddi bir neden sonuç ilişkisinin ortaya koyulması amaçlı, sorgulama başlatılması ve tümüyle rüştü ispatın damarlara kadar hissettirilmesi gerekliliğinin zamanıdır. Buna üst kurdukları alanlar ve sözde ast yerleştirdikleri yalanlar da dâhildir. ABD ve Avrupa’nın ülkemizdeki tüm örgütlenmelerinin, geçmişte ve halen daha bizim toplumlarımıza uyguladıkları şekilde benzer filtrelerden, bizler tarafından geçirilmelerinin de tam zamanıdır.

Lakin dostu ve düşmanı ayırma amaçlı uygulanacak filtreler; hem örfümüze hem de tarihimize yakışır bir şekilde oluşturulmalıdır. Batıl’ı yön kabul etmiş Avrupa’nın, pembe gettosu gibi değil de Türk toplumunun karakteristik özelliklerini içinde barındıran tamamı ile adaletli ve ötekileştirmeden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

11 Eylül’de yıkılan kulelerden kimler, neden ve durumdan nasıl vazife çıkararak, toplumlarımızın ve topluluklarımızın samimiyetini yargılayabilme hakkı görmüşse, gün itibari ile de bu hak bizim elimize geçmiştir. Sonuçları ne olursa olsun ABD ve üst aklı CIA, kayıtsız şartsız sorgulanıp rüştü ispata zorlanmalıdır.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *