Ara
Gümüşhane
Kapalı
-2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28
KAVGA ASALET DEĞİL CEHALET MAHSÜLÜDÜR

KAVGA ASALET DEĞİL CEHALET MAHSÜLÜDÜR

YAYINLAMA:

Farklı dünya görüşüne sahip olan insanlar karşı karşıya geldiklerinde hep kavga edecekleri beklentisi içinde oluruz.

Çok meraklıyızdır;
Nazım Hikmet’in, Sabahattin Ali’nin, Burhan Felek’in, Peyami Safa’nın karşısına Mehmet Akif’i, Necip Fazıl’ı, Bedii Faik’i, Yahya Kemal’i oturtmayı.

Biz biliyoruz ki;
Markiz, Lebon, Meserret pastaneleri, Tokatlayan, Park Otel gibi daha bir çok mahfillerde bu İlim, irfan, bilgi, fikir sahibi insanlar bir araya gelir tartışır, asla kavga etmez tam tersi birbirlerinden istifade eder,  hatta Bedii Faik ile Nazımın, Burhan Felek’in Peyami Safa ile de Yahya Kemal’in şakalaşmaları, birbirlerine yakıştırmaları meşhurdur.

Bu sohbetlerin son temsilcisi olan Attilâ İlhan da Divan Otelinin lobisinde dostları ile sohbet eder, tartışırdı.

Hatıralarından okuyoruz ki zıt görüşlerde de olsa Attila İlhan lise yıllarında Nihal Atsız’ın gayet beğendiği öğrencisi imiş.

Onun kitap, gazete, dergiler koltuğunda Nişantaşı’ndan Elmadağdaki Divan Oteline  denizci kasketi ve trençkotu ile rüzgârlı bir günde yürüyüşüne rastlamak bile benim hafızamda özel bir hatıra olarak yer almıştır.
///

Siyaset dünyamızda da kavgayı çok arzu etsek de geçmişte liderlerin birbirine çok saygılı olduklarını biliyoruz;

Demirel Başbakan, İsmet İnönü ana muhalefet lideri olarak Anıtkabir’i ziyaretleri sırasında her ne kadar protokol gereği Demirel’in önde yürümesi gerekse de saygı gereği İsmet İnönünün kendisine yaklaşmasını bekliyor.
Bunu anlayan İsmet İnönü;
- Yürü yürü rahat ol, sen başbakansın, diye uyarıyor.

Alparslan Türkeş’e;
- Başbuğum neden Erbakana sert üslupta bulunmuyorsunuz?  diye sorulduğunda,
- O çok beyefendi bir insan olurmu öyle şey? diye cevaplıyor.

İnönü’nün kurultay sonrası CHP den istifasının ardından Ecevit şu açıklamayı yapmıştı;

“Sayın İsmet İnönü’nün CHP’de genel başkanlık mevkiinden çok üstün bir yeri vardır. Bu üstün yeri, İnönü’den başka hiç kimse dolduramaz, dolduramayacaktır.” 

Yine Osman Bölükbaşı’nın  İsmet İnönü’ye takılmaları çok olsa da asla hakaret olmadığı gibi hafızalarımızda fıkra gibi anlatır, halen de bizleri hep gülümsetir.
///

Halbuki ne güzel söylenmiş;

Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar.
(Hakikatin ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar. )

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *