Ara
Gümüşhane
Kapalı
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8125 %0.19
50,2105 %0.03
5.979,91 % 0,41

KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ BURALARDAN

YAYINLAMA:

Geçenlerde gözüme takıldı Trabzon’dan birisinin Gümüşhane ile ilgili yazdıklarına denk geldim. Belki ki alt yapı çalışmalarını inceliyorlar, Trabzon da artık mahvedeceğimiz bir yer kalmadı, buralar artık kazandırmıyor diyerek Gümüşhane coğrafyasına göz dikmiş durumdalar.

Bunu yaparken de acaba “ Kardak” krizi gibi bir olay olur mu diyerek Gümüşhane’ye olan yaklaşımlarını ifade ediyorlar. Sanki bir buralarda işgalci bir oluşummuşuz gibi bizlere bir benzetme yapıyorlar.

Kardak benzetmesini anlamadım lakin alt yapısının Atina’ya kadar uzandığı muhakkaktır. Kişinin fikri neyse kaleminden dökülen de o olacaktır. Gümüşhane’yi bölgeye sahip çıkmamakla itham edenlerin Trabzon coğrafyasını para karşılığı parsel parsel Ortadoğu’nun para babalarına satanlara karşı sesi pek çıkmıyor.

Gümüşhane yaylalarına laf edenlerin, Trabzonlu siyasilerin yaylara diktiği villalara lafı çıkmıyor.

Ne hikmetse bu güne kadar sesi çıkmayanların birden sesi yükselmeye başladı, bir anda ayağa kalktılar. Gümüşhane’den taş köprüye oradan da Santa’ya yapılan yolun bölgeye ulaşımı daha da kolaylaştırmasından mıdır bilinmez ama ses artık ses olmaktan çıktı hakarete dönüşmeye başladı.

Bizi maddi imkânsızlıklarla itham edenlere sesleniyorum, sizin paraya tamahkârlığınız yüzünden olmasın bu durum. Ankara civarlarında sayınızın biraz fazla olması her işi yapabileceğiniz manasına gelmesin. Hele ki bir şehrin izzeti ile oynayacağınız manasına hiç gelmesin.

Aslında suç sizde değil. Suç sizlere çanak tutanlarda. İkbal kaygısı ile sizlerin her dediğini emir telakki eden Gümüşhaneli bürokrat ve siyasilerde. Kaburga yoksunlarında suç. Bizden toprak isteyecek gücü size yine biz veriyoruz.

Bir yerlerde kıble kaçağı var diyorlar. Yerde kıble kaçağı olmaz. Kişide ya da kişilerde kıble kaçağı vardır. Belki ki Trabzon eşrafının kıblesi Gümüşhane olmuş. Ne hoş. Bize bu gurur yeter.

Çakılgöl diyorlar. Adını bile daha tam bilmedikleri yer için hak talep ediyorlar. Yaylalarda kaçak yapılar diyorlar. Ama Sarıtaş yaylasına Trabzonlular tarafından yapılan ve 800 milyara satılan villalara ses çıkarmıyorlar. İmar barışlı villa diye internet sitelerinde yayınlıyorlar. 2000 metre, imar barışlı yer diye ilan veriyorlar. Devlet arazisini kendi arazileri gibi kullanıyorlar. Beytülmal’ı kendinizin malıymış gibi harcamaya alışmışsınız.

Biz Gümüşhaneliler Gönlü geniş adamlarız.Kırıp dökmeyiz. İş yaparken bile uslup biliriz. O yüzden birkaç beyit ile unutulan değerleri hatırlatayım. Gerçi Trabzon’daki büyük ulemalar bilirler ama ben yine de birkaç beyit ile anlatayım

Çok da mağrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde
Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz

Yani diyor ki mealde; Mevki sahibi olunca zafer sarhoşu oluverme; zîrâ böylesine mest (sarhoş) olup sabah olunca da baş ağrısı çeken binlercesini görmüşlüğümüz var.

Bize garip diyorlar onlara yine bir beyit hediye edeyim,

Bir hadeng-i cân-güdâz-ı âhdır sermâyesi
Biz bu meydânın nice çâbük-süvârın görmüşüz

Yani diyor ki mealde; O garipler ki, bütün sermâyeleri can yakıcı bir âh silâhından ibarettir ama onu şöyle bir attıkları zaman, nice hızlı süvarilerin vurulup yere serildiklerini gördük.

Bize büyüklük taslıyorlar onlara da bir beyit ile cevap vereyim,

Bir gün eyler dest-beste pây-gâhı cây-gâh
Bî-aded mağrûrun sadr-ı i’tibârın görmüşüz

Yani diyor ki mealde; Sadarette itibar üzere oturan nicelerini gördük ki; gün geldi de onlar el pençe vaziyette pabuçluğu mekân tuttular (yani hizmetçi oldular)

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *