Ara
Gümüşhane
Kapalı
1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8108 %0.17
50,2188 %0.01
5.983,04 % 0,46
OKUDUĞUNU ANLAMAK NASIL OLUR

OKUDUĞUNU ANLAMAK NASIL OLUR

YAYINLAMA:

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğrenciler arasında bir araştırma yaptırdı. Ve bu araştırmanın sonuçlarını kamuoyuna açıkladı.

MEB, PISA ve TIMSS’e rakip olarak hayata geçirdiği ABİDE araştırmasının sonuçlarını geçtiğimiz gün açıkladı.

“Türkiye’de öğrencilerin yüzde 66’sı okuduğunu anlamıyor.”

42 yıllık bir öğretmen, eğitimci araştırmacı yazar olarak bu konu çok dikkatimi çekti.

Onun için bu konudaki düşüncelerimi gerek kamuoyu ile gerekse Bakanlığımızla ve de gerekse öğrenci, öğretmen ve velilerimizle de paylaşmak istedim. Onun için bu yazıyı kaleme aldım.

Hollanda’da PABO, Nutsakademi ve Remedial Teaching olmak üzere üç ayrı eğitim akademisinde öğrenim görüp diplomalarımızı aldık. Bu akademilerde konuların birisi de buydu.

Doçentlerimiz şöyle derdi: Bir öğrencinin okuduğu bir cümleyi tam olarak anlayabilmesi için o cümlede geçen sözcüklerin yüzde 95 -96’sını tanıması gerekiyor. Aksi durumda o cümleyi anlayamaz.

Bunu bir örnekle açıklayalım. Öğrencilere desek ki ‘Bizim Ali, yıllardır her gün evde bir tane ei (1) yemek için annesinden rica ediyor.’ Bu cümlede on dört tane kelime var. Ama bir tanesi yabancı bir kelimedir. ‘Ei’ nedir diye sorsak acaba bilirler mi? Peki ei’yi bilmeden bu cümle anlaşılır mı? Elbette ki hayır. Öyleyse okuduğunu anlamak çok önemli bir konudur.

Peki, öğrencilerin okuduklarını anlamaları için neler yapmalıyız?

OKUDUĞUNU ANLAMAK

Okuduğunu anlamaya giden yolda üç adım vardı. Bunlar:

1. Adım: Okuduğunu anlamak için önce sessiz bir ortam gerekiyor. Çünkü gürültü ile okuma beyinde çarpışır. Öyleyse okuduğunu anlamanın birinci koşulu gürültüden uzak sessiz bir ortamda okumaktır.

2. Adım: Öğrenci, okuduğunu anlaması için okuduklarını kendi kelimeleriyle not etmesi gerekiyor. Çünkü not tutmak okuduğunu anlamanın anahtarıdır. Öyleyse her zaman okuduğumuz konuları kendi sözcüklerimizle özet olarak yazmalıyız. Böylece beynimizin işini de kolaylaştırıyoruz. Okumak ve okuduğunu not etmek akılda tutmayı ve öğrenmeyi destekliyor.

3. Adım: Bundan sonra yapılması gereken ise tekrardır. Yani okuduklarımızı ve not ettiklerimizi tekrar yapmalıyız. Çünkü tekrar, öğrenmenin motorudur ve tek çözümüdür. Bunun için her zaman tekrar, tekrar ve yine tekrar etmeliyiz ki öğrendiklerimizi pekiştirelim.

Böylece hem okuduğumuzu anlamış hem de kelime hazinemizi zenginleştirmiş oluruz.

Bunların yanında kelime hazinesini zenginleştirmek için şu etkinlikler de yapılmalıdır.

1) Anlamını bilmediğimiz kelimenin anlamı, sözlükten bulunup yazılmalı ve okunmalı.

  1. Bu kelimenin eş anlamlısı da yazılmalı ve öğretilmeli.
  2. Aynı anda bu kelimenin zıt anlamlısı da öğretilip yazılmalı.

Böylece bu kelime öğretilmiş ve öğrenilmiş olur.

Bir öğrenci, anlayarak okumak sayesinde şu üç konuda başarılı olur:

1) Kelime hazinesinin zenginleştirir.

2) Dünya ve insanlar hakkında bilgi sahibi olur.

3) Akıcı bir şekilde okuma ve anlama alışkanlığı kazanır.

Herkese iyi okumalar ve başarılar.

  1. Ei: (Hollandaca) yumurta demektir.

Bekir Cebeci

(Eğitimci ve araştırmacı yazar)

Trabzon, 2 Aralık 2019

E-mail: [email protected]

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *