Ara
Gümüşhane
Kapalı
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8117 %0.19
50,2081 %0.02
5.960,87 % 0,09

SİZİN DE BÖYLE TANIDIKLARINIZ OLDU MU?

YAYINLAMA:

Onurlu yaşamak kadar beni mutlu eden başka bir şey bilmiyorum. Nerede ve hangi durumda olursa olsun. Onurlu yaşamak en güzeli… Hayat geçici, servet geçici, sağlık geçici… Kalıcı olan tek bir şey var. O da şairin dediği gibi: “Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş." Gelip geçici bu âlemde bir hoş seda bırakabildik mi ne mutlu bize.

Bu hoş sadâ için öncelikle insan olmak ve insana özgü yeteneklerle donanmak gerekir. Bilgi, görgü, adap, onur, haysiyet, merhamet, karakter bunların belki en başta gelenlerindendir. Fakat ne yazık ki günümüzde pek de bulunur cinsten değil bu saydıklarımız.

İnsan, hayatı boyunca hep aynı kalamaz. Bu bilinen bir gerçektir. Ne var ki gerçeğin dışında kalanlar da yok değildir. İnatla, körü körüne süren bir cesaretle(!) ve cehaletle direnirler. Böyleleri, yaşadıkları sürece gözlerini bir noktaya diker, hep o noktaya bakarlar.

At gözlüğü takmışçasına yalnız tek bir açıdan bakarlar. Beynini kiraya vermişçesine yabancıdırlar kafataslarının içindekine. Daha doğrusu bir düşünceye bağlanır, başka düşüncelere hayat hakkı tanımazlar. Bu saplantı içinde yaşayıp giderler. Fanatik bir futbol taraftarı gibidirler. Takımı iyi ise de kötü ise de canla başla savunurlar takımlarını, partilerini, derneklerini, memleketlerini, kendilerini… Menfaatleri olduğu için yaparlar bu işi. Kaz gelecek yerden tavuğu esirgemezler. Her devrin ve her siyasi rüzgârın adamıdırlar. Seçimleri kim kazanırsa kazansın onların yeri değişmez.

Sendika onların dans alanıdır. Tek ölçütleri vardır ve bu da “para, para, para…”dır. Koltuğa yapışıktır onlar. Eleştirirsen öfkelenir, kapanırlar karanlık dünyalarına. Varlıklarıyla yoklukları belli olmaz artık. Ta ki koltuk tehlikesi yaşayacakları zamana dek… Çünkü yağcılık, bukalemunluk, palyaçoluk onlar için tedbirli olmak anlamına gelir. Bunun için de hem kör hem bencildirler.

Sizin çevrenizde de böylesi karaktersizler var mı? Benim yaşadığım ortamlarda sayıları azımsanmayacak kadar çoktu. Ben hepsiyle yollarımı ayırdım. Yıllar geçtikçe “Çok iyi yapmışım.” diyorum.

Aklınız ve gönlünüzle yolunuz açık; alnınız ak olsun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *